View allAll Photos Tagged uyku

I love flowing water

I love sparkling snow

If I see under the sun

A grean leaf

A small insect

A seed turning green

It fills me with joy

I won't exchange a day

A beautiful day

A suny day

For anything

That's why I don't like wars

That's why I don't like cruelty

That's why I don't like lies

I know, neither injustice

Nor fear

Nor hunger

Can live under the sun

I know, they can't live side by side with love

 

Necati Cumalı ( 1921 - 2001 )

...

Uyandık ki;

Kar yağmış üstümüze

Kervan gitmiş, yollar kapanmış..

Ve akşam olmakta dağlar başında...

...

Uyandık ki;

Bir ölüm sancısıdır dolaşır,

Uykusunu kaybetmiş şehirlerin bağrında...

...

Adnan Güler / Dünyanızdan Geçerken

Gökyüzünde yeryüzünde

Gün doğdu mu her gün ilk gün

Her gün aydınlıktır

Yoksa ümit her yer loş karanlıktır

 

Yar gurbette can yürekte

Bir kafeste ne amansız

Sonsuz ayrılıktır geçmez zaman

Her gece hep aynıdır

 

Fırtınada ak ayazda

sürgün her yerde hep yalnızdır

Gül açsa da kuş uçsa da görmez

Dargındır

Her durakta her uykuda

 

Sürgün her nefeste yalnızdır

Her şafakta her yudumda

Hasret sancıdır

 

Yol alsa da, ses duysa da,

dağ aşsa da her yan en son,

her an son adımdır tek başına yalnızlık

Bir yankıdır.

 

www.youtube.com/watch?v=DFxIertsRIs

  

Beni Al

Bugünüm yarın olsa, ya da hep yeni baştan

Yaşamak ne güzel olur hiç başlamamışsan

Geriye ne kalırdı yaşananları atsan

Seni bir daha yaşamak isterim aslında

 

Beni al kucağına, elini belime sar

Beni almadığın an üşürüm sabaha kadar

Beni al kucağına, elimi beline sar

Beni almadığın an ölürüm beni al

 

Biraz önce uyurken seni koynuma aldım

Dudağından öperken uykudan uyandım

Sana böyle uzakken seni bir daha sevdim

Yanına gelebilsem bir daha dönmezdim

 

Beni al kucağına, elini belime sar

Beni almadığın an üşürüm sabaha kadar

Beni al kucağına, elimi beline sar

Beni almadığın an ölürüm beni al

 

Beni al kucağına, üşürüm sabaha kadar

 

On Explore

 

Bence Malumdur

 

dikenin

kalbime battığı bir sonbahar günüdür

sen elini bulutların içinde gezdirirsin

bulutlar senin gözlerinin üstünde yürürler

içini kurtlar kemirir

bence malumdur

buğulanmış camların arkasında masmavi yüzün

senin ateşler içinde olduğun

bence malumdur

ellerin muhakkak çocuk elleridir

hep kimsenin bilmediği türküler düşünürsün

onlar neden daima okul türküleridir

süleymancıktan bahseder

kara toprakta açık yeşil bir yıldız gibi akıp giden

süleymancıktan

ve karınca yuvalarından bahseder

ışıksız kömürsüz karınca yuvalarından

gökyüzünde kızıl bir hilalin kaydığını görürsün

sen ansızın gökyüzünde görünürsün

gözlerinin rengi

bence malumdur

elinde değildir akşam serinliğinde üşüsün

eylül'den itibaren geceler hazindir uzundur

sokaklar yorulur uykuya varıp gelirler

sokakların üstüne bulutlar gelirler

bulutların üstüne yıldızların gözleri gelir

bir yıldız bir yıldızın ardınca gider

yıldızların kaybolduklari yer

bence malumdur

karanlıkta bir şeyler kopar dağılır

uzaktan yabancı sesler duyulur

sen elini bulutların içinde gezdirirsin

elin hayallerimi dağıtır

bilirsin

sen elini bulutların içinde gezdirirsin

 

Attilâ İlhan

Mutluluğun gözü kördür,

 

Yalnızlık sağır.

 

Ondandır biri tökezleyerek yürür,

 

Öbürü uykusunda bile bağırır.

 

Mutluluk yalnız kendisini görür;

 

Unutur bu yüzden ilkin kendisini.

Günlerden güz mevsim sepya

Bir tüy kalemle çizilmiş bekler

Bir hayat daha olmalı der gibi

Kahverengi tonlarda uykularda...

fizy.com/s/1ajekb

Sesiz sedasız açardın gecelerde

Kimse bilemez, göremez kuytularda

Sonsuz ve dipsiz sevdalarda, duygularda

Sakin, kimsesiz ve sahipsiz uykularımda

Şimdi artık seni koklar yalnızlığım

Seni arar seni sorar sevda çiçeğim

 

La música, mejor con auriculares._ Music, best with earphones

 

♫Enlace a la música♫

 

View On Black

  

Titulo............................Uyku

Artista...........................Mico Nonet

Genero.........................Contemporáneo

Album...........................The marmalade balloon ( 2007 )

On Explore

 

ENGİNDE YAVAŞ YAVAŞ

 

Hicâz (Düyek)

 

Bestekâr : Sadettin Kaynak

 

Enginde yavaş yavaş günün minesi soldu

Derdim bana arkadaş bugün de akşam oldu

Gölgeler indi suya kuşlar vardı uykuya

Gurbeti duya duya bugün de akşam oldu

Su uyur fısıldaşır gider yare ulaşır

Yolcu yolda yaraşır bugün de akşam oldu

 

Güfte: Sadettin Kaynak

Öyküde İstanbul

 

İstanbul martılar altında büyüyor,

Balık ekmekler vapura koşuyor,

Tam gün batımında,

Haydarpaşa'dan bir su yılanı,

kafasını kaldırıyor.

Sultanahmet namaza çağırıyor,

Martılar saf tutuyor havada,

Ümitler susuyor Eminönü pazarında.

Akşam olunca,

Galatadan şehre bakan gözler,

Çamlıcada mangalı harlıyor.

Beşiktaş sahili titriyor soğuktan,

Üşümüş olmalı diyor haliç.

Pier Loti kahvesinde bir çay ısmarlıyor.

Gece oluyor,

Sevmiyor geceyi İstanbul.

Işığını söndürüyor Boğaziçi,

En sonunda derin uykuya yatıyor Beyoğlu.

 

Ferhat Durmuş

Bir günümü daha fizikte ağaçlar altında şiirler okuyarak geçirdim anne.. ✋☺

 

Bekler mi beni

Her yanı, ama her yanı çocuklar gibi gülümseyen

Bir sürü yaz gününün içinde

Acaba bekler mi beni

Uykularım, o sonsuz uykularım

Yanmış bir limonluktaki

- Ve limonlar ki her gün bir yaprak ayininde

Sesini hiç eksiltmeyen -

Ama bilmez miyim ben

Bilmez miyim hiç

Böyle sığ hayallerle oyalanmak yerine

Kısacık bir zaman olmalıydı elimde

Turfanda meyva gibi bir zaman

 

#edipcansever #benruhibeynasılım #alpercanıgüz #tatliruyalar #kiyametebirmilyaryil

🌱🌲🌳🌴🍀🌿🍃🌞🌻

 

#odtü #metu #fizik #cimler #kitaplar #siir #siirsokakta #edebiyat #huzur #peace ##literature #poem #grass #green #tree #nature #photoftheday #picoftheday #benimgozumden #asus

Uyandık ki;

Kar yağmış üstümüze

Kervan gitmiş, yollar kapanmış..

Ve akşam olmakta dağlar başında...

...

Uyandık ki;

Bir ölüm sancısıdır dolaşır,

Uykusunu kaybetmiş şehirlerin bağrında..

...

Uyansak da, uyku sarhoşuyuz hepimiz, çağın kirli yüzünde...

 

Adnan Güler / Dünyanızdan Geçerken

***

We woke up;

Snow has fallen on us

The caravan has gone, the roads are closed..

And evening is falling on the mountains...

...

We woke up;

A death pain is wandering,

In the heart of cities that have lost their sleep..

...

Even if we wake up, we are all drunk with sleep, on the dirty face of the age...

 

Adnan Güler / While Passing Through Your World

Kırmızı Pazar

 

kız sen burda yeni misin peki leyla nerde

hani çekirdek gözlüm örümcekten korkan

kim ulan beni herkes tanır git patronuna sor

elektrikçi ihsan dedin mi içkide üstüme yoktur

 

leyla güzel kızdı ben böyle göz görmedim

sen de güzelsin bak omuzların mesela

biz elektrikçi kısmı karanlıkta güreşiriz

ölüm tellerde ıslık çalar gözümüz pektir

saçların kendinden mi sarı boyadın mı

öyle örtülü bakma içimi karıştırıyorsun

 

buranın tesisatını biz yaptık cahit'le beraber

düğmeye şöyle dokun süt gibi aydınlık

cahit askere gitti bak leyla da gitmiş

geceleri uyku tutmuyor işin yoksa cigara iç

yıldızlar boğazıma dizili inanmazsın

dilsiz misin nesin bir şey söylesene

istanbul'dan mı geldin yalnız mısın

 

Attilâ İlhan

safakkk.blogcu.com/dagildim_49798771.html

 

Şirazesi dağılmış bir kitap gibiyim! Savruldu yapraklarım...

 

Kalakaldım öylece... Ve hangi rayiha çekti beni böyle derine?... Hangi hatıra böldü uykularımı?... Hangi ses uğulduyor kulaklarımda?

 

Ben gecenin koynunda işte yalnız bir başıma! Ağlamak da çare olmaz böyle dağılmışlığıma...

 

Kayboldum! Arıyorum! Kendimi kendimde bulamıyorum! Kendimden göç ediyorum kendime dönemiyorum.

 

Herşey yabancı sanki ve herşey eksik! Tamamlanamıyorum!

 

Kaç göç daha yaşar bu ömrüm?... Ve kaç göç daha kaldırabilir şu gönlüm?

 

Kendimin gurbetindeyim vuslata eremiyorum!

 

Aşk olsun! Ve and olsun geceye O'na ağlıyorum! Hicabım yüzüme perde hicranı kendim yaşıyorum!

 

Bir el uzansa diyorum sarsa şu yaralarımı... Niyazım vakt-i şafak'ın koynunda... Secdelerim ıslanmış gözlerimin yağmurunda...

 

Sırrımı söylüyorum gecenin ayazına! Sema şahit and olsun aşk diliyorum!

 

Yanmaya talip gönlüm leylim şafak'a kavuşsun istiyorum!

 

Tanıdık değil bu rayiha! Hatıralar da düşmez oldu artık aklıma! Bir yanım eksik zaten! Tamam olur mu bir kez daha?...

 

Ey kalbim! Bilemem ki kaç diyar daha dolanırız böyle?... Ve kaç kez dağılıp toparlanırız seninle...

 

Haydi yaşa şimdi bu parçalanmışlığı ve bakma geriye! İleriye üzülme! Savrulduk seninle! Dağıldı şirazemiz!... Kederimiz kendimize! Kalakaldık öylece... Bizden göç etmeli ve yine dönmeli bize!...

 

Şafak...

Uykuların kaçar geceleri

Bir türlü sabah olmayı bilmez

Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya

Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında

Ne çarşaf halden anlar, ne yastık

Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık

Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın

Onun unutamadığın hayali

Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine

Sevmek neymiş bir gün anlarsın

Bir gün anlarsın aslında herşeyin boş olduğunu

Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin

Gün gelirde sesini bir kerecik duymak için

Vurursun başını soğuk taş duvarlara

Büyür gitgide incinmişliğin, kırılmışlığın

Duyarsın

Ta derinden acısını çaresiz kalmışlığın

Sevmek neymiş bir gün anlarsın

Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin

Niçin yaratıldığını

Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini

Uzun uzun seyredersinde aynalarda güzelliğini

Boşuna geçip giden yıllarına yanarsın

Dolar gözlerin için burkulur

Sevmek neymiş bir gün anlarsın

Bir gün anlarsın sevilen dudakların

Sevilen gözlerin erişilmezliğini

O hiç beklenmeyen saat geldi mi

Düşer saçların önüne ama bembeyaz

Uzanır gökyüzüne ellerin

Ama çaresiz

Ama yorgun

Ama bitkin

Bir zaman geçmiş günlerin uykusuna dalarsın

Sonra dizilir birbiri ardınca gerçekler acı

Sevmek neymiş bir gün anlarsın

Bir gün anlarsın hayal kurmayı

Beklemeyi

Ümit etmeyi

Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir

Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi

Lanet edersin yaşadığına

Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın

O zaman bir çiçek büyür kabrimde kendiliğinden

Bir Gün Seni Sevdiğimi Anlarsın ...

 

fizy.com/s/13fdsv

Enginde yavaş yavaş

Günün minesi soldu

Derdim bana arkadaş

Bugün de akşam oldu

 

Gölgeler indi suya

Kuşlar vardı uykuya

Gurbeti duya duya

Bugün de akşam oldu

 

Su uyur fısıldaşır

Gider yâre ulaşır

Yolcu yolda yaraşır

Bugün de akşam oldu

 

Güfte: Vecdi Bingöl

Beste: Sâdettin Kaynak

Makâm: Hicâz

 

Cenabbettinle haltetinin hikayesi bu :)

 

cenab- kız halt git su kaynat

halt - neden cenabettinim ?

cenab - çay demlicez ! töbee selamun kavlen...

halt - ayyy cenaabbb olmaaz bee.. çok başım ağrıyoo

cenab *- kız allaan belası 5 yıllık evliyiz hiç mi geçmicek bu baş ağrın

almadık ağrı kesici kalmadı. kararlıyım bugun !

gel bi gıdık alayım....

halt- yaav etraftan bakıyorlar. bi git adam....

olmaz diyorum

cenab- yaav kadın sonra diyon bu adam eve niye gelmiyoo(ev dedim yanlış

anlaa ahır) gözüm açık gitçek

gel etme eyleme . gözüme uyku girmiyooo yav !

halt- kocacım dur etme eyleme ypma lem du bi ! çoluk çoçuk bakıyoo

cenabbettiinnnnnnn :)))))))))))))))

 

ayrıntıları görmek istiyorsanız tam boy bakın :)

ve beni affedin :P

 

PLS LOOK ALL SIZE... IF U WANT TO SEE DETAILS :) AND FORGIVE ME :p

Şehre yağmur düşse

Rüzgâr değse kalbime

Bir yaprak gibi kuruyup kalmış değilsinki yerinde

Ve kalbimde bir ince dalda asılı değilsin ki sevgili düşesin yerlere

Düşüyorsun gün gün düşlerime

Uykularım yarım ve bulanık sularda şimdi bakışlarım

Ömürden çalıyor hasret ölüme koyuyor sevda

Yabana attığın sevdamın kırılmışlığı yansıyan aynalara

Kederimi bıraktım nefesimden isminle rüzgâra

Sen dalda kurumuş yaprak değilsinki düşesin kalbimden...

Oysa ben çoktan düştüm dalından

Dibe vurdum dilinden!...

Ve eriyorum kederimden...

 

Şafak...

  

Şemsiye yapımcıları ıslanmaktan, tek kişiyi koruyacak genişlikte kesince kumaşları,

 

Yağmur değil, yalnızlıktır yağan.

 

Ne kadar hüzünlendirir geceyi,... Devamı

 

Bir sokak bekçisinin düdüğündeki nohut tanesinin yalnızlığı.

 

Ve ne kadar sevinirim bilseniz?

 

Bir yılan girer de mezarıma,

 

Göğüs kafesimin içinde, kış uykusuna yatarsa

 

Sunay Akın

ağaçta güzellik uykusu

Ben bir çocuğum,

Çocuk düşlerim var.

 

Bosna’da rüyasız gecelere yatan çocuklar,

Filistin’de tanklara sapan atan çocuklar,

Bedenlerini canlı bomba yapan çocuklar,

Felluce’de yeni uykulara uyanamayan çocuklar,

Arkadaşlarım.

Kiralık düşlerim var.

Benimle oynarmısınız?

Aheste çek kürekleri mehtap uyanmasın

Bir alemi hayale dalan ab uyanmasın

Aguş-u nevbaharda habidedir cihan sürsün sabah-ı haşre kadar hab uyanmasın

Dursun bu musiki semavi içinde saz leyl-i tarabda bir dahi mızrab uyanmasın aman

 

Ey gül sükuta varmayı emreyle bülbüle

Gülşende mest-u zevk olan ahbab uyanmasın

Değmez Kemal uyanmaya ikmal-i ömriçün aman

Varsın bu uykudan dil-i bi-tab uyanmasın ah uyanmasın

 

Yahya Kemal Beyatlı/Münir Nurettin Selçuk

Clientele.

 

Evidências barulhentas mesas originais viagens privadas binóculos sérios pensamentos profundos ridicularizavam os padrões extremos da vida, nervosos peitoris de janelas de jardineiro,

yuvarlanan yollar uyku arabaları inatçı odalar tezahürler sersemlemiş itici kokular damıtma çekmeceler parfüm günleri gelecek huzur,

vicissitudes boire existence horloges internes parler réalisations incivilités mensonges artificiels affaires notes moyennes misères,

гадюки существа тревожные сны безжалостные мгновения пленники глаза неописуемые события испорченные души шелковые жуки пустынные берега,

complexionum expressions parum homines dedecore ducum machinis violentis machinis truculentis viribus causas laqueorum nonchalant portarum pavimenta ascenderunt,

コントラクション長い空のボトル歩き回る荷物エレベータースリルエキセントリックな味わいわいせつなデボルブの印象的なウォーキング深刻な修理絶対的な通知消滅の計画.

Steve.D.Hammond.

Yaz Bitti

 

Yazın bittiği her yerde söylenir

Söylenmeyen şeyler kalır geriye

 

Ve sonra hiç bir şey olmamış gibi

Ağır, usul bir hazırlık başlar

Uykuya benzer yeni bir mevsime

 

Orda burda,ev içlerinde,kır Kahvelerinde,deniz kenarlarında

İncelen yazın akşam esintilerinde

Zaman usulca sıyrılır aramızdan

Ta içimizde duyarız gelecek günlerin geçmişini

Başka ne gelir elimizden

Büyük bir uzaklığa gülümseyerek

geçiştiririz

Iskaladığımız şeyleri

 

Yatıştırıcı rüzgarlar

Dışa vurur içimizdeki lodosu, poyrazı, Günbatımlarını

Saklar bizi

Gözlerimizdeki hüzne 'dinginlik' adını verir

'Seni iyi gördüm' diyenler

Biz de iyi hissederiz kendimizi

Elimizden başka ne gelir ki?

 

Köşe başları, akşamüstleri,kokular

Tozar gider zamanın boşluğunda

Karışır anların kuytu belleğine

Belki sonraları bir gün

Hatırlanır aynı kederle

Yazın bittiği her yerde söylenir

Söyleyenler inanır bir şeylerin sahiden bittiğine

Yaz biter

Eskir geceler,serin,hüzünlü

Yeni mevsime hazırlık: ömrün teyel yerleri

Bir yanı telaş,bir yanı ürperten yaz sonu İkindileri

Çıkarır sizi dalgın derinliğinizden

Yaşadığınızı duyarsınız teninizde

Bir zamanlar okumuş olduğunuz kitapları özlersiniz

Sıcak odaları, beyaz, temiz yastıkları

ahşap panjurları

Yaz bitti

Bitmeyen şeyler kaldı geride

 

Yaz bitti

Yaz bitti

Yüksek sesle söylüyorum bunu Kendime

Her yerde söylendiği gibi

Yaz bitti

Yaz bitti

Hiç bir şey hiç bir şey

Hiç bir şey

Yalnızca üşüyorum şimdi

 

Murathan Mungan

(:allsize:)

--------------------------

Güneş çekildi demin,

Doğdu bir renk akşamı.

Bu, bütün günlerimin,

İçime denk akşamı.

 

Akşamı duya duya,

Sular yattı uykuya;

Kızıllık çöktü suya,

Sandım bir cenk akşamı...

nfk

 

Sözler,Yaprak...

 

bazı sözler karanlıkta söylenir, diyorum uykularımın birinde

bazı sözler hiçbir zaman, diyorum kendi sesime uyanırken

bazı sözler karanlıkta söylenir

bazı sözler hiçbir zaman

diyorum armaların birinde

öyledir, iki yanı ağaçlı yollar, arasından

geçip gitmektir şiir

ağaçla, yolla, ne tarafa

ve hangi zaman

 

imgenin şiddetiyle çoğalır anlam

parçalana parçalana

 

geçtiğimiz yollardan

onca yaprak düşer

birkaç şiir kalır yalnızca

o derin ağaçlardan

 

kendi sesimize uyandığımız rüyalarda

 

Murathan Mungan

ağlayan yok halime didelerimden gayrı

 

güldüren yok yüzümü işvegerimden gayrı

   

öyle sevdazedeyim ki yanıyor can-u tenim

 

çekemez kimse bu sevdayı serimden gayrı

   

uyku girmez gözüme pisteri mihnette benim

 

geceler yoktur edesim kederimden gayrı

   

gülşeni bağ-ı hayalimde açan güllerle

 

var mıdır buyu sefa verdi terimden gayrı

ey imtiyazlı güzel, uyan derin uykudan

 

hatırla bülbüllerin divane olduğunu

   

dün sabah seni görüp çarpılmış gökte güneş

 

önce anlayamamış ona ne olduğunu

   

gönderince kalbime ışığını bu gece

 

bildim bütün aşkların bahane olduğunu

   

şimdi ben de garip bir haldeyim, biçareyim

 

şaşırdım ayın kime pervane olduğunu

  

Yürüyelim Seninle İstanbul'da

 

Kırmızıyı sevdiğini bilseydim

hayallerim kıpkırmızı olurdu

 

İstanbul hala güneşin ardında

ufuklarında birkaç kara leke

birkaç kan pıhtısı dudaklarında

İstanbul hala sevimli mi sevimli

ve hala bir tomucuk tadında

yürüyelim seninle İstanbul'da

 

korkusuz bir rüyadır

bekler bizi Beykoz'da, Üsküdar'da

birkaç kuğu, birkaç mahzun kuştüyü

yenilgisiz bir muamma gibidir

arar bulusmayan ellerimizi

deli rüzgar yine sarhoş, hovarda

 

tam orada, Çamlıca yokuşunda

birkaç bulut çekelim gökyüzünden

damarlarımızdan geçirelim ve birden

bırakalım suların üzerine

sen bir defa konuş, sen bir defa gül

kumlu ebrular yapalım seninle

serpmeli ebrular, bülbülyuvası

hercaimenekşe, gonca ve sümbül

 

yüzün bir ay gibi parlarken gecenin ortasında

yürüyelim seninle İstanbul'da

boğaziçi magrur türkülerini

gözlerine baka baka söyleyin

martılar üşüyünce

denizin sıcağında bulsunlar kalbimizi

 

anlayabilir misin

neden çıban gibi büyür bağrımda

büyürde kelebek olur bu sızı

kırmızıyı sevdiğini söyledin

bu yüzden mi günlerdir

İstanbul'da gül kokusu yayılan

tepeler kırmızı, sular kırmızı

 

İstanbul bilmeli ki, sahillerine

mehtabı taşıyan senin bakışlarındır

İstanbul bilmeliki, limanlardan gemiler

önce senin yüreğine açılır

uzaklarda bir yerde

toprağı öpmek için eğilen bahçıvanın

parmaklarında hüzün

sana doğru akan nehrin

ağlayan suretidir

 

bir elimizde umut

bir elimizde sevda

yürüyelim seninle İstanbul'da

musiki kesilsin, tükensin yazı

çaresiz kalınca mızrap ve şiir

ozan bir kenara bıraksın sazı

ressam fırçasına neden mi kızgın

tuvalde çizgiler, renkler kırmızı

kırmızıyı sevdiğini bilince

çekilir mi artık güllerin nazı

 

Anadolukavağı'nda her akşam

burcu burcu bir rüyadır hayalin

karanlık, hüznünü düşürür dağa

kuşlar kanat çırpar, yıldızlar ağlar

endamın her sabah iner toprağa

 

hasret, yanlızlığı çoğaltan deniz

ayrılık acıyla süzülür kandan

nefesin fermandır Topkapı Sarayı'nda

dönüşünü bekliyor rıhtımda şehzadeler

öylesine yorgun, mahzun ve candan

 

İstanbul bir yanımda, sen bir yanımda

uykusundan uyanınca fırtına

dalgalar türkümüze aşina olur

yüzümüze bakınca deniz fenerleri

sahibini arayan gemilerin

çığlığıyla vurulur

 

tarih heyelandır hainlerin ardında

İstanbul tarihin soylu anası

biz bu yürüyüşü çiğdemlerden almışız

sevdayı kız kulesi'nden

yalıların burukluğu altında

geçiyoruz sokaklardan delice

 

anlayabilir misin

beyoğlu'nda gezinen

hayal kırıklığının benden türediğini

anlayabilir misin

kırmızı neden böyle

doldurur aynalara inleyen yüreğimi

 

sana giden yolların kavşağında

bir adam direniyor izini bulmak için

siliyor tanyerine akan alın terini

ufkunda sapsarı umudun rengi

mavi yitik, beyaz kızgın ve siyah

arıyor sessizce kaybolan günlerini

 

Gülhane'de simit satan çocuklar

nasıl anlasınlar ellerimizin

neden böyle çekingen olduğunu

Ayasofya önünde tramvay bekleyenler

gökyüzüne dokunurken bu acı

kimdir diye sorsunlar içlerinden

birlikte yürüyen iki yabancı

 

biz gitsek de, İstanbul'da yine de

yıllar yılı gezinmeli bu sızı

benden bir yaralı şiir kalmalı

senden bir tebessüm, bir de kırmızı

 

Nurullah Genç

  

Gece başlıyordu ve Gaziantep'le Kahramanmaraş arasında bir yerlerde hain, sinsi bir güç sabaha karşı sarsacağı yeryüzü plakasının hazırlığını yapıyordu. İnsanlar uykuya daldılar. 04.17 de önce Sofalıcı sarsılmaya başladı Gaziantep Şehitkâmile bağlı yerleşim yerinde kıyamet kopmaya başlamıştı. Kahramanmaraş Pazarcık ilçesi yakınları sallanmaya devam etti. Bir dakika dan fazla süren deprem amerikan USGS ye göre 7.8 M, Boğaziçi üniversitesi deprem enstitüsüne göre 7,7 M, AFAD'a göre 7,4 M olarak ölçülmüştü. Türkiye sallanmıştı. Deprem sarsıntısını Mısır, İsrail bile yaşamıştı. Türkiye'de 10 il sallanmış ve yıkılmıştı. 99 depreminden daha büyük bir depremdi yaşanan.

04.26 da 5.5

04.28 de 6.6

04.36 da 5.6

04.51 de 5.1

04.58 de 5.2

05.01 de 4.7

05.03 de 5.5

07.18 de 5.1

09.54 de 5.1

Bunlar bizim bölgemizde bir tanesi olsa herkesi sokağa döken büyüklüklerdi ve ardı ardına yıkmıştı binaları. İnsanlar yeni deprem inşaat yönetmeliklerine uygun yapılmış binalardan sağlam çıkarken veya hayatlarını kaybetmezken, yeni deprem yönetmeliğine uygun olmayan binalar ise eğer ilk depremde yıkılmadıysalar bile sonraki 5 üzeri 10 artçı ki ikisi 6 üzerinde olan depremlerde yıkıldılar. Velhasıl Türkiye kaderi olan depremlerden birini daha yaşadı.

Geçmiş olsun Aziz Milletim. Allah ölenlere rahmet, kalanlara sabır ve metanet versin. Bu karda kışta acısın hepimize..

 

Dikmen köyü Biga

 

Nikon D810 + AF Nikkor 28-105mm f/3.5-4.5 D

It's time to sleep

güneşin aynasında ben

bende bir düş

düşte bir çocuk, çocukta yol

yolda toz, tozda avuç, avuçta kader

kaderde sen, güneşte akşam oluyor

ben düşünürken

 

düşüncemin çiçeğindesin

yedi iklim dört mevsimdesin

canımın yongalarında

gölge gibi hep peşimdesin

kırmızının kuytularında,

yeşilin uykularında,

karanfilin kokularında

şebnem olur gider gözlerin

 

arkamı dönsem önümde

istemesem de içimde

çocuğun umutlarında

kiminin korkularında

 

güneşin aynasında ben

bende bir düş

düşte bir çocuk, çocukta yol

yolda toz, tozda avuç, avuçta kader

kaderde sen, güneşte akşam oluyor

ben düşünürken

 

düşüncemin çiçeğindesin

yedi iklim dört mevsimdesin

canımın yongalarında

gölge gibi hep peşimdesin

kırmızının kuytularında,

yeşilin uykularında,

karanfilin kokularında,

şebnem olur gider gözlerin

 

kalemin yasaklarında,

çalışan parmaklarında,

ve ağaran saçlarında

tutsak olmuş bir düşüncesin

bil bakalım sen nesin

 

güneşin aynasında biz

bizde bir düş

düşte bir çocuk, çocukta yol

yolda toz, tozda avuç, avuçta kader

kaderde sen, güneşte akşam oluyor

ben düşünürken...

ben düşünürken

 

(Bülent Ortaçgil,Fikret Kızılok)

On Explore, March 19, 2007, #1, made cover!

Over 14 000 views...wow...thanks to all!

 

See in large!

 

Here’s my infallible formula to lull to sleep my grandchildren…:-D

 

La televisione è l'unico sonnifero che si somministra attraverso gli occhi!

VITTORIO DE SICA

 

Television is the only sleeping pill taken through the eyes!

 

La télévision est le seul somnifère administré par les yeux!

 

La televisión es el único somnífero que se toma por lo ojos!

 

Das Fernsehen ist das einzige Schlafmittel, das über die Augen verabreicht wird!

 

телевидение – это единственный вид снотворного, который можно принимать глазами

 

التلفزيون هو المنوِّم الوحيد الذي يمكن إعطائه عن طريق العيون

 

电视是唯一通过眼睛服用的催眠药

 

Die televisie is die enigste slaapmiddel wat deur die oë geneem word!

 

A televisão é o único sonífero que se toma pelos olhos!

 

телевизията е единственото приспивателно, което се взима през очите

 

Televizija je jedino sredstvo za spavanje koje se uzima kroz oči!

 

Televize je jediný uspávací prostøedek, který se užívá oèima!

 

Televisie is het enige slaapmiddel dat met de ogen wordt ingenomen!

 

Televisioon on ainus unerohi, mida manustatakse silmade kaudu!

 

Televisio on ainoa silmien kautta otettava unilääke!

 

η τηλεόραση είναι το μόνο υπνωτικό που χορηγείται μέσω των ματιών

 

A televízió az egyetlen olyan altató, amit az ember a szemén keresztül vesz be!

 

Sjónvarpið er eina svefnlyfið sem tekið er inn gegnum augun!

 

テレビは眼から投薬する唯一の睡眠薬である

 

텔레비전은 한갖 눈을 통해 들이킨 수면제에 불과하다.

 

Telewizja jest jedynym środkiem usypiającym, który pobiera się poprzez oczy!

 

A televisão é o único sonífero que subministra-se através dos olhos!

 

Televiziunea este unicul somnifer care se administrează prin ochi!

 

телевизија је једино успављујуће средство узето кроз очи

 

Televízia je jediný uspávací prostriedok, ktorý sa uzíva ocami!

 

Teven är det enda sömnpillret som ges via ögonen!

 

โทรทัศน์เป็นยานอนหลับชนิดเดียวที่ให้ทางสายตา

 

Televizyon gözler vasıtasıyla verilen tek uyku ilacıdır!

 

Click here to view the Large size in lightbox

 

Camera: Canon EOS 1000D

Exposure: 0.002 sec (1/500)

Aperture: f/6.3

Focal Length: 50 mm

ISO Speed: 200

Exposure Bias: 0 EV

Flash: Off, Did not fire

  

Please don't use any of my images on websites, blogs or other media without my explicit permission.© All rights reserved.

 

يرجى عدم استخدام أي صورة من صوري على مواقع الإنترنت او المدونات أو وسائل الإعلام الأخرى دون إذن صريح مني

  

uyku sıkıntısı çeken bir grup entel olarak biz de oradaydık :p

1 3 4 5 6 7 ••• 79 80