View allAll Photos Tagged kutlama
REGAİP KANDİLİ:
AHLAKSIZCA UYDURULMUŞ BİR İFTİRADIR!
İslam değil sünni itikatına göre Recep ayında kutlanan Regâip kandili ve bu gecelerin kutlanması gerektiğine dair öne sürülen şeylerin de herhangi bir Kur’anî delili bulunmamaktadır.
► Özellikle tasavvufi eserlerde yer alan, Muhammed Nebi’mizin Regâip gecesinde ana rahmine düştüğü (!), Recep ayının ilk Perşembe günü oruç tutup gecesinde Regâip namazı adıyla bir namaz kılmanın sevap olduğu ve bu gecenin birçok faziletinin bulunduğu yönündeki rivayetlerin hepsi ahlaksızca uydurulmuş iftiralardan ibarettir.
Bu ahlaksız rivayete dikkatle bakıldığında, Muhammed Nebi’mizin ebeveynlerinin çocuk yaptığı güne atıfta bulunulur.
► Bir de halk arasında “üç aylar” olarak bilinen Recep, Şa’ban ve Ramazan ayları hakkında rivayet edilen: “Recep Allah’ın ayıdır, Şa’ban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır.” Sözü de Nebi hakkında yapılan ve geçmişi yüz yıllarca eskiye dayanan dedikodu ve iftiradan ibaret sapkın bir uydurmadır.
Ayrıca yine Recep ayının fazileti hakkında: “Kim o ayda şu kadar namaz kılarsa ona şu kadar sevap verilir, kim o ayda istiğfar ederse ona şu kadar ecir verilir.” şeklinde hadis diye rivayet edilen sözlerin hepsi yine gıybetten, uydurma ve sanki Nebi Muhammed söylemiş gibi aktarılan iftiradan ibarettir.
Özellikle Regâip gecesi ile ilgili olarak halk arasında meşhur olan Regâip namazıyla ilgili rivayeti, 1023 (h. 414) yılında vefat eden Ali b. Abdullah b. Cehdâm isimli Mekkeli sûfî bir zatın uydurduğu kaynaklarda belirtilmektedir.
Yine kaynaklarda Regâip gecesiyle ilgili özel ibadet ve kutlamaların hicri 5. yüzyılda Nebi Muhammed’den 400 yıl sonra (miladi 11. yy) ortaya çıktığına ve bu gecenin ilk defa hicri 448 (m. 1056) yılında Kudüs’te, 480 (m. 1087) yılında da Bağdat’ta “kandil” olarak kutlanmaya başladığına dikkat çekilmektedir.
► Tarihi kaynaklar incelendiğinde, büyük bir kısmı Muhammed Nebi, sahâbe ve tâbiîn dönemlerinde Regâip kandilinin bilinmediğini, kandil geceleri kutlanmasının diğer dinlerin tesiriyle ortaya çıktığını, dolayısıyla bu gecede özel bir ibadet yapmanın dinde yeni ibadet icat etmek anlamına geleceği apaçıktır.
İslam dini işte tam da bu Allah yerine kanun koyan, dini gün belirleyen ve “şu gün şu günlerden daha hayırlıdır, dualar ibadetler daha çok sevapla kabul olur.” diyen zihniyetle mücadele etmektedir.
Yalnız Recep ve Şa’bân ayları hakkında bir kaç söz söylenmesi gerekmektedir: Recep ayı “dört haram ay”dan bir tanesidir. Diğerleri Zilkade, Zilhicce ve Muharrem aylarıdır. Bu aylarda savaşmak haram kılınmıştır.
► İSLAM'DA 3 AYLAR DİYE ADLANDIRILAN KUTSAL ZAMANLAR YOKTUR.
Bu ve benzeri kutsallaştırılmış zaman dilimleri tamamen geleneksel alışkanlıklar olup, geçmişe dayalı uydurmalardır.
Kur'an'da geçen haram aylar ile ilgili konuların, bu 3 aylar ile ilgisi yoktur.
Ayette geçen haram aylar, savaşmakla ilgili hükümler içermektedir.
Halk arasında üç aylar olarak bilinen aylar ile Kur’an'da geçen haram aylar arasında fark vardır.
Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Receb aylarında savaş yapmak yasak olduğu için bu aylar haram aylar = el-eşhuru’l-hurum olarak adlandırılmıştır.
Ramazan ayı ise haram aylardan değildir. Kur’an’da haram aylardan Tevbe sûresinde bahsedilir:
►►►“Gökleri ve yeri yarattığı gündeki yazısına göre Allah’ın katında ayların sayısı onikidir. Bunlardan dördü haram (ay)lardır. İşte doğru din budur. O aylar içinde (konulmuş yasağı çiğneyerek) kendinize zulmetmeyin ve Allah’a ortak koşanlar nasıl sizinle topyekün savaşıyorlarsa siz de onlarla topyekün savaşın ve bilin ki Allah (günahlardan) korunanla beraberdir.
Bu ayda savaşmak için haram ayını başka bir aya ertelemek, küfürde daha ileri gitmektir. İnkar edenler onunla saptırılır. O (haram ayını) bir yıl helal sayarlar, bir yıl haram sayarlar ki, Allah’ın haram kıldığının sayısını çiğneyip, Allah’ın haram kıldığını helâl yapsınlar. Yaptıkları işin kötülüğü kendilerine süslü gösterildi. Allah kâfirler toplumuna yol göstermez. “ (Tevbe, 9/36-37)
-
Miraç kandili en güzel resimler facebook paylaşmanız için sizlere veriyoruz. Çizen arkadaşlara şimdiden teşekkür ederiz. www.kendimbuldum.com/ozel-gun-ve-hafta-resimleri/resimli-...
www.kendimbuldum.com/ozel-gun-ve-hafta-resimleri/mirac-ka...
www.kendimbuldum.com/ozel-gun-ve-hafta-resimleri/facebook...
Fransız kökenli bir Britanyalı sanatçı olan Francis Hervé (1781-1850) 1818'den 1840 yılına dek Royal Academy'nin sergilerine katılmıştı. Yakın dostu olan Madame Tussaud'nun oğullarının Tussaud'nun yaşamına ilişkin hazırlardıkları yayına katkıda bulunur. Hervé 1833 yılında Doğu'ya seyahat eder. İngiliz asıllı yunan dostu general Richard Church Hervé'yi Yunan ayaklanması savaşçılarının portrelerinin çizilmesiyle görevlendirir. Hervé doğrudan İstanbul'a varmayı amaçladığı halde sonuçta Nafplion'da karaya çıkar ve bir süre Yunan devleti sınırları içinde kalır. Bu seyahatinden izlenimlerini 1837 yılında iki ciltlik bir kitapta yayınlar. Kral Otto zamanında Yunanistan'ın siyaset yaşamını ve özel yaşamı, sevecen bir uslupla ve birçok günlük olay aktararak canlı bir biçimde betimlemektedir.
Hervé'nin yolculuğu 1833 yılı Ağustos ayında Marsilya'dan başlar. Malta ve Napoli'den geçtikten sonra sanatçı o sırada halen Yunanistan'ın başkenti olan Nafplion'a gelir. Bavyeralıların siyaseti, kamu yaşamında öne çıkan simalar, arkeolojik ve tarihsel önemi olan yerleri ziyareti, dinî kutlamalar, resmî balo ve yabancı diplomatlar, vakayınamesinde canlı bir anlatımla sergilenmektedir. Hervé'nin seyahati İzmir, İstanbul ve etraftaki yörelerine devam eder. Bu yerlerin tümünü de aynı canlı ve zengin anlatım uslubuyla betimlemektedir. Ülkesine dönüş yolculuğunu kara yolundan yaparak Trakya, Bulgaristan, Sırbistan ve Macaristan'dan geçer.
Hervé'nin vakayınamesi çizimlerini kendisinin yapmış olduğu taş baskı portre ve manzara gravürleriyle tamamlanmaktadır. Aynı çizimler devrin çok okunan başka yayınlarında da kullanılmıştır (örneğin Th. Allom albümlerinde, Chr. Wordsworth vakayınamelerinde vs.).
Yazan: İoli Vingopoulou
İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşunun 86. yıldönümü nedeniyle Gündoğdu Meydanından atılan havai fişekler
Kuruluşumuzun 100. yıl dönümü kutlamaları nedeniyle gerçekleştirilen özel maç. Eski futbolcularımız ve teknik direktörlerimizden oluşan kadrolar Ali Sami Yen Stadı'nda karşılaştı.
Her kişi sayısına uygun davet teknelerimiz de yemekli tur programları eşliğinde şirket organizasyonları, Davetler ve özel kutlamalar için birbirinden özel davet teknelerimiz ile boğaza açılın.
Boğaz turu eşliğinde 4 saat sürecek olan tur programları, Kiralama süresi boyunca Boğaziçi'de seyr-u sefa edeceksiniz.
Çanakkale’de, 2 yıl 3 ay görev yapan ve 25 Ağustos tarihli Valiler Kararnamesiyle Bitlis Valiliğine atanan Vali Ahmet Çınar için veda kokteyli düzenlendi. Milletvekilleri, Vali Yardımcıları, Kaymakamlar, belediye başkanları, meclis üyeleri, daire müdürleri, sivil toplum kuruluş temsilcileri ve davetlilerin katıldığı veda kokteylinde Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın “Çanakkale halkının temsilcisi olarak hakkımızı helal ediyorum” ifadeleri damga vurdu. Vali Ahmet Çınar’ın emeğinin son noktasına kadar Çanakkale için gereğini yaptığını ifade eden Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, “Çanakkale halkının temsilcisi olarak hakkımızı helal ediyorum. Çanakkale için emeğinizin son noktasına kadar gereğini yaptınız ve bizleri mutlu ettiniz. Allah’ta sizi mutlu etsin oralarda mutlu olun. Eminim oradaki görevinizde çok başarılı olacaksınız. Çünkü ülkemizin sizin gibi yaklaşımlarda bulunan, sizin anlayışınızdakilere ihtiyacı var. Gittiğiniz yerde de bunu sağlayacağınıza inanıyorum sizleri buradan izleyeceğiz.” Dedi. Çanakkale’de başarıyla valilik yapmış olan Sayın Ahmet Çınar’a, zor bir coğrafyada görev verilmesi kadar doğal bir şey olamayacağını kaydeden Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, “Çanakkale’de Sayın Valimizin halk ile olan ilişkileri ve halkın içinden birisi olması böyle algılanması herhalde dikkat çekti. Bugünkü zor coğrafyada oradaki halkla iyi diyalog kurabileceği çözüm odaklı valilik yapabileceği düşüncesiyle devletimiz tarafından görevlendirildi diye düşünüyorum. 2.5 yıl halkın içinde halkla beraber hiçbir sıkıntı duymadan yerel yönetimlere ve diğer kurumlara hiçbir sıkıntı yaratmadan bugünlere kadar Sayın Valimizle geldik. 3 seçim geçirdik ve hiçbir sıkıntı olmadan herkesin şikâyet beklediği bir ortamda Çanakkale’de barışın kentine yaraşır bir süreci tamamlamış olduk. Ortak çalışmalarımız içerisinde de son derece uyumlu son derece saygın seviyeli bir şekilde bugünlere geldik. Ben bu anlamda özellikle Sayın Valimize çok teşekkür etmek istiyorum. Bizi destekledi önümüzü açtı bu kentte huzurun devamı noktasında çok ciddi katkıları oldu. 100.yılı da başarıyla sürdürerek herhangi bir sıkıntı yaşamadan tamamladık. Birçok yatırım birçok proje noktasında çok ciddi kararları vardı Sayın Valimizin umarım yeni gelecek olan Sayın Valimiz de bu projelerin takipçisi olacaktır. Sayın Valimize bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Çanakkale halkının temsilcisi olarak hakkımızı helal ediyorum. Emeğinin son noktasına kadar gereğini yaptı bizleri mutlu etti. Allah’ta sizi mutlu etsin oralarda mutlu olun.” Dedi. Yaptığı konuşmada 37 yılık mülki idare amirliği süresinde çalıştığı vali sayısının 30 geçtiğini belirten Vali Yardımcısı Saim Eskioğlu, övülmeyi, methedilmeyi sevmeyen Vali Ahmet Çınar’ın taşıdığı yüksek karakterin görevine ve bütün hayatına yansıyan özellikleri ile onu yakından tanıyan herkesin kalbine taht kurduğunu söyledi. İlk Valiliğini Çanakkale’de yapan Vali Ahmet Çınar’ın, insanın beşeri zafiyet olarak adlandırdığı kibir gurur ya da benzeri duygulardan arınmış, sadece hizmet odaklı hoşgörü ve sevgi temeli üzerine inşa etmeye çalıştığı bir idarecilik anlayışını geliştirdiğine dikkat çeken Vali Yardımcısı Saim Eskioğlu, “Sayın Valimizin bu özelliğini kendine en çok yakın olan meslektaşları çalışma arkadaşları algıladı daha sonra dalga dalga hizmet etmek istediği alandaki herkes anladı ve hissetti. Çanakkale 81 il içerisinde çok kolay yönetilecek bir il gibi görünüyor ama bunun böyle olmadığını tecrübemle ifade ediyorum ki Çanakkale idaresi çok zor bir il. Hem sorunlarıyla hem de tarihsel gelişimiyle kültürel büyüklüğü ve beklenti olarak ortaya çıkan sorunlarıyla hizmeti hak eden ve hizmet konusunda da şimdiye kadar beklentilerini karşılayamamış bir il. Bakıldığında Balıkesir’in hududuna dayanmış Yenice’nin dağ köyünden, Gökçeada’nın uzak köyüne kadar insanları birbirine hemşeri hukuku içinde bağlı olmadığı, tarihten gelen coğrafi sorunlarının da etkisiyle büyümüş idaresi gerçekten zor bir il. Beklentileri karşılayabilecek kadar güçlü dirayetli sabırlı olmak kolay bir şey değil. Kaldı ki Sayın Valimiz Ahmet Çınar görev süresi içerisinde 100. yıl olarak kısaca adlandırdığımız ama bütün dünyanın dikkatlerini üzerine çeken çok önemli bir organizasyonun içerisinde buldu kendini. Çanakkale maalesef kendi iç dinamiklerinin dışında yeteri kadar dışarıdan güç bulamadı. Sayın Valimizin bu konudaki kaygılarını beklentilerini yakından takip eden bir insan olarak 100.yıl kutlamaları Çanakkale Zaferinin de hak ettiği, layık olduğu anlayışa uygun bir ruhla idrak edildi. Öyle büyük bir sevgiyle öyle büyük bir anlayışla yaklaşıldı ki olaya hiç maddi bir kaynak olmaksızın her şeyi yapabilecekmiş, her şeyin üstesinden gelinebilecekmiş gibi bir anlayışla programlar projeler yapıldı. Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı, Sayın Valimizin eseri oldu. 100. yıl pek çok hükümet başkanın, cumhurbaşkanımızın ve devlet büyüklerinin katıldığı kutlamalarla, gururla anılacak kadar güzel bir organizasyonla sona erdirildi. Bu da Sayın Valimizin hassasiyeti ve çalışmalarıyla organizasyon gücüyle gerçekleştirildi. Sayın Valimiz bir proje adamıydı, herkesten proje üretilmesini istedi ve görev süresi boyunca birçok projeyi gerçekleştirdi.” Dedi. Vali Ahmet Çınar’da yaptığı teşekkür konuşmasında; “Cennet vatanımızın cennet köşesi iki büyük kültürü iki büyük kıtayı birbirine bağlayan dünyanın en stratejik noktalarından bir tanesi Çanakkale. Böyle güzel bir şehirde Çanakkale Savaşı’nın 100.yılında ilk valiliğimizin burası olması benim için büyük bir şeref, büyük bir onur, beni buraya layık gören devletimize milletimize minnettarlığımı arz ediyorum. 2 yıl üç ay gibi bir süre geçti bu şehirde. Yaşamaktan ve hizmet etmekten son derece zevk aldım. 100. yıl çok ağır temposu olan bir süreçti. Sadece 1 haftalık tören programıyla sınırlı kalmadı, bakanlıklar, kurum kuruluşlar, TRT, federasyonlar büyük spor kulüpleri herkes burada etkinlikler yaptı yapmaya devam ediyor. Bu şehre hizmet etmek bu insanlarla diyalog kurmak köylerde işler yapmak bütün bunlarda samimiydim. Bu memleketin her toprağı bizim için güzel ve kutsaldır. Oralara hizmet vermek bizim için büyük bir onurdur. Benim de hakkım hepinize helal olsun” dedi.
Nebahat Çehre, Yeşilçam yıllarının zorluklarını anlattı: “Hiçbir zaman emeğimizin karşılığını alamadık.”
Yeşilçam’ın 100’üncü yılı kutlamaları kapsamında “Geçmişi ve Bugünüyle Yeşilçam” başlıklı bir panele katılan Nebahat Çehre, oyunculuğun zorluklarını anlattı.
“YANLIŞ YAPA YAPA ÖĞRENDİM...
www.sonhaberkibris.com/53-yil-calistim-sadece-bir-evim-va...
İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşunun 86. yıldönümü nedeniyle Gündoğdu Meydanından atılan havai fişekler
Sevdiklerinizle beraber her kişi sayısına uygun kiralık yatlarımız ile kahvaltı turları düzenleyebiliriz. Yerli ve yabancı misafirlerinize boğazda gezilecek ve keşfedilecek bir çok yer bulabilirsiniz. Doğum günleri, evlenme teklifi, evlilik yıl dönümü kutlamaları gibi özel günlerinizi boğaz turu yaparak özelleştirebilirsiniz.
Detaylar için
info@bogazdagezi.net
0533 211 3390
0212 277 4144
The 800th anniversary of Mevlana's birth
30 eylül 2007 Rumi hazretlerinin 800. doğum günü kutlamaları özel sema ayini gösterisi
special sema program from 800th birth anniversary of Mawlana Jalaladdin Rumi at 30th september 2007
Amerika Uzay Araştırmaları Kurumu -National Aeronautics Space Administration (NASA) Adobe Corportaion PS CS3, çok sevgili kardeşim Mehmet Volkan Atay, cihazını kullanmama sonradan bozulsada ;) Mehmet Günce Akkoyun'a en özel teşekkür bir borç bilirim
önce doğum günü beklenir ve iki önceden sipariş verilir ve sonra doğum günü pasta getirilir ve mumlar yakılır ve üfleme ve kutlamadan sonra afiyetle yenir.. :-))