View allAll Photos Tagged kurma

Uykuların kaçar geceleri

Bir türlü sabah olmayı bilmez

Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya

Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında

Ne çarşaf halden anlar, ne yastık

Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık

Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın

Onun unutamadığın hayali

Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine

Sevmek neymiş bir gün anlarsın

Bir gün anlarsın aslında herşeyin boş olduğunu

Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin

Gün gelirde sesini bir kerecik duymak için

Vurursun başını soğuk taş duvarlara

Büyür gitgide incinmişliğin, kırılmışlığın

Duyarsın

Ta derinden acısını çaresiz kalmışlığın

Sevmek neymiş bir gün anlarsın

Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin

Niçin yaratıldığını

Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini

Uzun uzun seyredersinde aynalarda güzelliğini

Boşuna geçip giden yıllarına yanarsın

Dolar gözlerin için burkulur

Sevmek neymiş bir gün anlarsın

Bir gün anlarsın sevilen dudakların

Sevilen gözlerin erişilmezliğini

O hiç beklenmeyen saat geldi mi

Düşer saçların önüne ama bembeyaz

Uzanır gökyüzüne ellerin

Ama çaresiz

Ama yorgun

Ama bitkin

Bir zaman geçmiş günlerin uykusuna dalarsın

Sonra dizilir birbiri ardınca gerçekler acı

Sevmek neymiş bir gün anlarsın

Bir gün anlarsın hayal kurmayı

Beklemeyi

Ümit etmeyi

Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir

Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi

Lanet edersin yaşadığına

Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın

O zaman bir çiçek büyür kabrimde kendiliğinden

Bir Gün Seni Sevdiğimi Anlarsın ...

 

fizy.com/s/13fdsv

Taken on January 13, 2022

Dasavataram / Dashavatara

 

Matsya; Kurma; Varaha; Narasimha; Vamana; Parashurama; Rama; Balarama; Krishna; and Kalki.

 

selamat berbuka ya....

*bila sudah waktunya berbuka*

"Ey Nâs!

Sözümü iyi dinleyiniz. Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedî olarak

bir daha berâber olamayacağım.

İnsanlar!

Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay, bu şehriniz

Mekke nasıl kutsal bir şehir ise, canlarınız, mallarınız, nâmus ve şerefiniz de öylece

mukaddestir; her türlü tecâvüzden masûndur.

Ashâbım!

Yarın rabbınıza kavuşacaksınız. Bugünkü her hâl ve hareketinizden muhakkak

sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu

vurmayınız. Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsinler. Olabilir ki,

bildirilen kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlayarak hıfzetmiş olur.

Ashâbım!

Kimin yanında bir emânet varsa, onu sâhibine versin . Fâizin her çeşidi kaldırılmıştır,

ayağımın altındadır. Fakat aldığınız borcun aslını ödemek gerekir. Ne zulmediniz,

ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle bundan böyle fâizcilik yasaktır. Câhiliyetten

kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz de

Abdülmuttalib'in oğlu amcam Abbas'ın fâiz alacağıdır.

Ashâbım!

Câhiliyet devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan

davası, Abdülmüttalib'in torunu (amcalarımdan Hâris'in oğlu) Rabîanın kan davasıdır.

Ey Nâs!

Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu konuda Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim.

Siz kadınları Allah'ın emâneti olarak aldınız. Onların nâmus ve ismetlerini Allah adına söz

vererek helâl edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, onların da sizin üzerinizde

hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki haklarınız, âile nâmusu ve şerefinizi kimseye

çiğnetmemeleridir. Eğer onlar sizden izinsiz râzı olmadığınız kimseleri âile yuvanıza

alırlarsa, onları hafifçe dövüp korkutabilirsiniz. Kadınların sizin üzerinizdeki hakları ise,

örfe göre her türlü (meşru ihtiyaçlarını), yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir.

Mü'minler!

Size iki emânet bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız.

Bu emânetler, Allah'ın kitabı Kur'ân ve O'nun Peygamberinin sünnetidir.

Ey Nâs!

Devâmlı dönmekte olan zaman, Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü duruma dönmüştür.

Bir yıl, l2 aydır. bunlardan 4'ü Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep hürmetli aylardır.

Ashâbım!

Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden nüfûz ve saltanatını kurma gücünü

ebedî olarak kaybetmiştir. Fakat size yasakladığım bu şeyler dışında, küçük

gördüğünüz şeylerde ona uyarsanız, bu da onu sevindirir. ona cesâret verir.

Dininizi korumak için bunlardan da uzak kalınız.

Mü'minler!

Sözümü iyi dinleyin, iyi belleyin. Rabbınız birdir, babanız birdir. Hepiniz Âdem'densiniz,

Âdem de topraktan yaratılmıştır. Hiç kimsenin başkaları üzerinde soy sop üstünlüğü

yoktur. Allah katında üstünlük, ancak takvâ iledir. Müslüman müslümanın kardeşidir.

Böylece bütün müslümanlar kardeştir. Gönül hoşluğu ile kendisi vermedikçe,

başkasının hakkına el uzatmak helâl değildir. Ashabım! Nefsinize de zulmetmeyin. Nefsinizin de

üzerinizde hakkı vardır. Bu nasihatlarımı burada bulunanlar, bulunmayanlara tebliğ etsinler.

Ey Nâs!

Cenâb-ı Hak Kur'an da her hak sahibine hakkını vermiştir. Mirâsçı için ayrıca vasiyyet

etmeye gerek yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa, ona âittir. Zina eden için ise

mahrûmiyet vardır. Babasından başkasına soy (neseb) iddiâsına kalkışan soysuz, yahut

efendisinden başkasına intisâba yeltenen nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin

lânetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın. Cenâb-ı Hak böylesi insanların ne

tevbelerini ne de adâlet ve şâhitliklerini kabûl eder.

Ashabım!

Allah'tan korkun, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, malınızın

zekatını verin, âmirlerinize itaat edin. Böylece Rabbınızın Cennetine girersiniz.

Ey Nâs!

Yarın beni sizden soracaklar, ne dersiniz? Ashâbı kiram:

Allah'ın dinini teblîg ettin, vazîfeni hakkıyla yaptın, bize nasihat ve

vasiyette bulundun, diye şehadet ederiz, dediler.

Rasûlüllah (s.a.s.) mübarek şehâdet parmağını göğe doğru kaldırdı, cemâat üzerine

çevirip indirdikten sonra üç defa:Şâhid ol Yâ Rab! Şâhid ol Yâ Rab! Şâhid ol Yâ Rab!

 

Happy fasting everyone.

 

"Ummatku sentiasa berada di dalam keadaan baik (berkat) selama mana mereka mempercepatkan berbuka (apabila masuk waktunya) dan melambatkan makan sahur "

[Ahmad, Al-Bukhary dan Muslim]

 

sharifulfadzli.blogspot.com

The Oil Rig at a distance somehow looked like a huge Tortoise, as in the Kurma Avatar of Lord Vishnu. It somehow symbolized the current situation, where the Devas (Gods) & Asuras(Demons) churned the ocean jointly for "Amrut," the elixir for immortality. What came out instead was "Halahal," the deadly poison.

 

Mankind is in a huge "Samudra Manthan," as written in the holy books. The churning of the ocean is on. We need a Lord Shiva like Herculean task to first quell the "Halahal" that is around & find the Elixir.

 

May the ?Samudra Manthan" discover a Potion soon.

Vertebrae.

 

Expressionistische Phänomene, die Ansichten erläutern, die die auffälligen Gesten der Geschichte in kollektiven Kriegen umrahmen, die Zeichen beschriften, die Propaganda gipfeln,

izvirno drvenje zastarelo bizarno življenje abstrakcije revolucije implicirani izrazi slikovni možgani samozavestne pravice pravokotni kritiki globoki jeziki,

şöhret kurma baş aşağı yapılar maceralar unsurlar üstün dönüşler tiranlık monolit paralel pozisyonlar çok sayıda adım arkayı kırıyor,

מפלצות במדבר רגשות שלא ניתן לטעות בהם מהפנט קשקשים מבולבלים קהל אנרכיה תחומים משמעותיים זיכוי דיכויות,

conditions chaotiques insensées désespoir explosion de frustrations destructions particularités tempêtes âmes infatuées drames de dépendance,

يحتشد الوباء قوى خارقة للطبيعة يمتد مخاوف جرائم واقعية تحيط بحدود حيل سلبية متاهة محددة,

スペクトル変換不思議なファントムロマンティックホラー干渉魔法の重要なポイント概念強さの乞食悲しみの古い行動間違った大惨事幻想を呼び起こす

Steve.D.Hammond.

www.orukami.com

 

Romain Chevrier Origami Tortoise

Paper: 4" dia. hexagon.

Size: 2" x 1.5" x 1"

 

This one is a modern classic and a delight to fold. I love the way Romain Chevrier used a simple tessellation to represent the subject.

 

I have been thinking of designing a tortoise of my own for quite a while now. These creatures look so cute and wise. Almost all cultures have their own ancient story about a tortoise/ turtle. We have our 'Kurma' avatar here who assisted in the churning of the primordial ocean. And there is a cute little story in Native American folklore about one of these critters making the moon and sun. Here's a crude homemade recording of the story in my voice, if you'd like to listen: www.youtube.com/watch?v=vteqaXM-8Z8

 

So, till my own design comes through, here's a perfect little Origami tortoise by Romain Chevrier.

Dasaavathaara (10 incarnations of Lord Vishnu) depicted on the Raja gopuram (Main Entrance Tower).

 

Here is first five avathar (incarnation): Mathsya (Fish), Koorma (Tortoice), Varaaha (Boar), Narasimha (Half man half lion), Vaamana (short stature brahmin)!

 

One interesting aspect here is that the order of avathar is from right to left and not the usual left to right one!!!!

 

THE INCARNATION IS ACTUALLY THE DEPICTION OF EVOLUTION OF LIFE ON EARTH, WHICH ORIGINATED IN WATER!!! AQUATIC (fish)--PARTIALLY AQUATIC (tortoise)--LAND (boar or wild pig)!!

At Lepakshi, the entire Veerabhadra temple is on a granite rock and there is no foundation as such. This low rocky hill is also called as "Kurma saila" which resembles the unique shape of a tortoise.

 

A close view of FRONT SIDE of the main tower

A close view of stone carving on the wall of the tower!

Dasaavathaara (10 incarnations of Lord Vishnu) depicted on the Raja gopuram (Main Entrance Tower).

 

Here is the remaining 5 of 10 avathar (incarnations): Parasurama (one with axe), Srirama, Balarama (elder brother of Sreekrishna; one with a plough), Sreekrishna (also called Balakrishna), Kalki (We are in this now: kali yuga, where Kali is the ruler).

her şey “bir hikaye” içindi. kim ne yaptıysa bir hikayesi olsun diye yaptı. hikayenin türü,konusu,zamanı önemli değildi. önemli olan bir hikayeye sahip olmaktı. okurunun olmaması,bir antolojide yer alması da gerekmiyordu hikayenin. bir dinleyeni olması önemliydi ama.

her şey bir hikaye içindi. kiminin hikayesi uzundu,anlatmaya zamanı yetmedi. kiminin hikayesi kısaydı,başladı ve bitti. kiminin kahramanları vardı,kiminin kahramanı. kimi hakikat tuğlalarıyla örmüştü duvarlarını kimi yalan pencereleriyle aydınlatmıştı...

doğrusu acınması gerekenler,hiç hikayesi olmayanlardır. hayat bazı insanların hayal bile kurmasına izin vermemiştir çünkü. kim bilir belki de verilen iznin farkına varmadan yaşamışlar,savaş bittiği halde ölene kadar sığınaklarından çıkmamışlardır.

/Ali Ural

Bağlantı noktası

 

Bir ülkeyi bir arada tutan, ülkeyi kuranların döktüğü kanların hatırasına sahip çıkan, çocukları, torunlarıdır.

O nesiller atalarının bağımsız bir ülke kurabilmek ülküsüyle verdikleri canın, döktükleri kanın savunucusu olmayı bırakıp lafla, sadece konuşarak savunmaya başladıysa, ülkeyi parçalamak, bölmek, kendi aklını tatile çıkarıp başkasının aklına kiraya vererek zombi gibi gezenlerin peşine takılmaya başladıysa o bağlantı noktası yok demektir.

Asma bir yere tutunacaksa bir uzantı çıkarır. O uzantı tutunabileceği sağlam bir yer arar ve bulduğunda sarılıp etrafında sökülemeyecek bir bağlantı sağlar.

Yaşken kolayca kırılabilen, koparılabilen bu bağlar asma filizinin kurumasıyla öyle sertleşir ki en sert fırtına bile sökemez, elle kırmaya kalksanız yaş halindekinden onlarca kat fazla güç harcamak zorunda kalırsınız.

Bugün Türk gencinin en temel meselesi, hür ve bağımsız laik Türkiye Cumhuriyetine koparılamaz bağlarla sımsıkı bağlı olma zorunda olmasıdır.

Mustafa Kemal Atatürk'ün tanımladığı şekliyle TÜRK olma mecburiyetimiz vardır. Aile, soy sop, sülale, klan aşiret, boy önemlidir ama Türkiye Cumhuriyetine sahip çıkmak, bu ülkenin vatandaşı olmak, bu ülkenin vatandaşı olarak ülkeye ve kurucu değerlere ihanet etmeden, ihanet edenlere fırsat vermeden Türk olmaktır önemli olan. Asya'da Türk saydığımız, bazılarının da kendini etnik köken olarak Türk kabul ettiği halkları olan bir çok ülke var.

Biz onlara Türkî cumhuriyetler diyoruz ama unutulmamalı ki onlar da kendilerine Özbek diyor, Tatar diyor, Türkmen diyor, Tacik diyor, Çeçen diyor, Çerkes diyor, Kırgız diyor, Kazak diyor, Uygur diyor vs. vs.. hatta içlerinden bazıları Türk olduğunu da kabul etmiyor.

Mustafa Kemal Atatürk kurduğu ülkeye Türkiye Cumhuriyeti adını verirken Türk tanımını da yapıyor ve bu ülkenin vatandaşı olan ve ona ihanet etmeyen, bölüp parçalamaya çalışmayan herkese Türk diyor. Ermenisine de rumuna da arabına da, slavına da, acemine de.

Bağlantı noktası önemli. Eğer doğru bağlantıya sahip çıkar orada sabit kalabilirsek kimse yıkamaz bizi.

Bölücüsü de padişahçısı da, falancısı da fişmancısı da. Eğer bu kimliğe sahip çıkamazsak sonumuz hüsrandır.

Diyebilirsiniz e nolacak biz tarihte nice devlet kurduk yine kurarız. Kurarsınız da o devlet sizin umduğunuz gibi şartlar verir mi size bilmem.

Bu arada dökülecek kanlarınız da çeşme suyu değil. Elalemin çocuğu kanını dökerken sıra size gelmeyecek değil.

Kendi kanınızı dökmek öyle klavye başında silahşörlüğe benzemez. Uzun yıllardır namlunun önünde ve arkasında bazen günlerce aç kalarak, bazen günlerce uykusuz kalarak bölücü terör şebekesiyle çarpışan güvenlik güçlerimizden tanıdık birileriyle sohbet ediverin bir iki saat. Bakalım duyacaklarınız öyle klavye başında sallayıverdiğiniz kadar basit mi. Dizi filmlerde bazı şeyler anlatılıyor zaten ama her şey güllük gülistanlık değil. Yenisini kurma heveslileri elinizdekine sahip çıkmak daha az kan dökülmesine yol açar.

Her yenide kazanacaklarınız kadar kaybedecekleriniz de daha büyüktür. Kazanacağınızın da garantisi yoktur.

Ben ülkemi seviyorum. Çarşısına çıktığımda kendi dilimde alışveriş yapabiliyorum, devlete kendi dilimde meramımı anlatmaya çalışıyorum, sokakta komşuma merhaba dediğimde merhaba diye cevap alabiliyorum.

İnançların çatışmasını önlemede en büyük etken olan laikliğin bu ülkenin olmazsa olmazı olduğuna da inanıyorum. Her biri müslüman halklara sahip orta doğudaki ülkelere bir bakın.

Eğer suudi polisi çok sert davranmasa Kabe etrafında bile birbirlerini itip kakabilecek kadar farklı inançlara sahipler.

Bizim toplumumuzda da İslâmı kendi yorumlarıyla kabul eden ve eline fırsat geçse birbirini boğazlayabilecek bir çok gruplaşma var.

Onların hepsi de en iyi müslümanın, en doğru inancın kendilerinde olduğuna inanıyor.

Bunların güç elde ettiklerinde birbirlerini boğazlayamamasının tek garantisi devletin Laik olması ve tüm inançlara eşit mesafede durarak ama insanların da inançlarına eğer devleti yıkmaya, düzeni bozmaya kalkmıyorsa, gelecekte bu işe kalkışacak nesiller yetiştirmeye kalkmıyorsa karışmamasıdır.

Bu ülkenin başta dört çeşit mezhep olmak üzere islam, hristiyanlık, musevilik, ateistlik. vs. vs. dini inançlara sahip bir halkı var.

O yüzden laikliğe ihtiyaç var. Hristiyanın müslümana, musevinin hristiyana, ateistin müslümana, müslümanın diğer inançlara sahip halka zulmetmemesi, eşit mesafede olması için ihtiyaç var. Hatta işte ışid, taliban, deaş, boko haram vs vs. örgütlerin yaptığı gibi benim gibi inanmayan müslümanın yaşamaya hakkı yoktur demesinin önünde engel olmak için ihtiyaç var. Laikliğin olmadığı müslüman ülkelerin hali ortada.

Mustafa Kemal Atatürk yıllarca o topraklarda Osmanlı devletinin bir askeri olarak savaştı ve o halkların, yöneticilerinin kalitesini gördü.

O topraklardaki gerçek İslam'la örtüşmeyen, Allah'ın kitabını sallaya sallaya aslında Allah'ın vaz ettirdiği dine aykırı işler yapanların Osmanlıya nasıl ihanet ettiklerini, ingilize, fransıza destek olup müslüman Osmanlı askerinin kanını döktüklerini, ihanetlerini bildiği için Lâikliği koydu ülkenin temel kuruluş düzeni içine. Onun kuruluş ayarlarına dönüp onlara sımsıkı sahip çıkmadıkça içine düşmeye başladığımız bataktan çıkamayız.

Bağlantı noktamız Kurucularımızın tecrübelerinden ve Milletimizin yaşadıklarından dersler çıkararak elde ettikleri kuruluş manifestosuna sahip çıkmaktır.

Bağlantı noktamız budur. Buna tutunup orada sımsıkı durursak hiç bir fırtınada yıkılmayız.

Bağlantı noktamızın adı NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE' dir.

 

Nikon D300S + Nikon Extension Ring Model M2 + Nikon 50mm f:1.8 series E

Explored on the FP & Highest position | 30.12.2008 ( Thank you so much my flickr Friends )

 

From my hand ,

Benim elimden ,

N O - W A R .. ! STOP Israel ...

  

Savaşın bedeli

 

İsrail'in "iki cepheli" savaşının şiddeti, yağdırdığı bombaların gürültüsü Filistin ve Lübnan halkının kulaklarında çınlıyor. Savaşı anlamlandıramayan çocuklar için savaş şartları daha da zor. Bugünlerde çocuk olmak, savaşın ortasında olmak, insan olmak zor.

 

Savaş, her ne kadar erişkinlerin faturası ağır bir iletişim kurma yöntemi ise de en ağır bedeli çocuklar ve kadınlar ödüyor. Cephede çarpışan babaların - eşlerin ölümü ile, gelecekleri daha güvensiz hale geliyor kadınlarla çocukların. Omzuna çöken aile yükünün yanı sıra yurt savunması da cabası oluyor tüm bunların.

 

Savaşta yenilen taraftan olmak daha da zor. Eviniz başınıza yıkılıyor, suyunuz kesiliyor, parkınız bahçeniz bombalardan nasibini alıyor, annenizin veya büyüklerinizin karnını doyurmak daha güç bir hal alıyor. Hatta bazen o bombalar gelip sizi buluyor...

 

Çocuk olmak...

 

Gazze'de her savaş çocuğunun öyküsü vardır. Kimi babasını, kimi ağabeyini, kimi kendisine oyuncak almaya söz verip de bir daha gelmeyen yakın akrabasını kaybetmiş. Filistin'de çocuk olmak, şimdilerde Lübnan'da olmak yetiyor savaş çocuğu olmaya.

 

Oyuncuklar da burada değişiyor. Ne bebek Sindy'ler, ne de çizgi film kahramanlarının oyuncak bebeklerine erişebilirsiniz burada. Plastik silahlar, mermi kovanları ya da savaştan artakalan zırhlı paletler, şarapnel parçaları oluyor burada çocukların oyuncakları. Ve çok ilginçtir, bu oyunların hiçbirinde çocuklar, 'düşman kuvvet' İsrailliyi seçmiyor. Bir taraf Kitabul Kassam, bir taraf ya El Fetih ya da HAMAS oluyor.

 

Yaşamın yükü savaş çocuklarının omzuna tüm ağırlığıyla çöküyor. BM'in ya da yerel hayır kurumu olan Cemiyet ül Vataniye (Vatan Cephesi) tankerlerinin getirdiği sulardan bir veya iki pet şişe kapabilmek için verilen amansız mücadelenin içinde buluyor kendini Filistin'deki savaş çocuğu. Tank mermilerinin ya da tankların arkasına takılan pullukların açtıkları derin çukurların içerisinde bata çıka iki üç litre su kapabilen savaş çocuğu, anın, belki de günün en mutlu insanı oluyor.

 

Genç kız olmak...

Gelin olmak...

 

Genç kız olmak da zordur Filistin'de. bir yandan yarınlarını paylaşmak istediğin insanı gönderirken cepheye, bir yandan sen kuşanırsın RPG-7'yi. Gecenin zifiri karanlığında gökteki yıldızları tanık tutarak atarsın kendini

işgalci gücün karşısındaki sipere. Duvarlarının boyasını bile kendi elinle

hazırladığın eve gelin olarak gireceğin gün nişanlının cepheden gelen

ölüm haberi ile bütün hayallerin, arzuların belki de sonsuza dek toprağa

gömülüyor. Ya da henüz 10 günlük kızınla bir başına kalıyorsun işin, aşın olmadığı ve semalarında her gün yüzlerce bombayla sarsılan vatanına.

 

Anne olmak...

Kadın olmak...

 

Kadınlar, hatta henüz ergenlik çağına adımını atmış genç kızlar ve genç erkekler yaşına ve deneyimine, gücüne bakmadan hemen gücünün yetebileceği bir silahı eline almak zorunda kalıyor Filistin'de. Onlar yaşları kaç olursa olsun savaş çocukları. Hele evi sınıra yakın olanlar...

 

Kadınların ve hatta çocukları, cephede olan babaların, kardeşlerin, kocaların evdeki boşluklarını hissettirmemesi lazım. Çocuklar annelerine yardımcı olmak zorunda. Anneler de çocuklarına... Yedirmek içirmek, korumak, moral vermek zorunda anneler.

 

Kadın olmak da ayrı bir yüktür. Kendi elinle eşini, nişanlını kuşandırıp gönderirsin cepheye. Ve gece yarısında patlayan her bomba, roket ve füze ile yüreğin yerinden kopuverir oracıkta. Günlerce sokağa bakan camın önünde beklersin gözyaşlarını içine akıtarak...

 

Sabah Gazetesi : Necmiye Uçansoy

 

İşte savaş fotoğrafları :: hasanbeyan.blogcu.com/filistin-savasi-fotograflari_147968...

 

CNN :

 

With Tuesday's attacks on key Hamas structures and an incident at sea, Israel's defense minister said it is waging an "all-out war" on Gaza as fighting entered its fourth day.

 

Relatives mourn three boys from the same family who were killed in an Israeli airstrike Monday in Gaza.

 

The airstrikes, which Israel says are aimed at stopping the firing of rockets from Gaza into southern Israel, have killed more than 375 Palestinians, most of them Hamas militants, Palestinian medical sources said Tuesday.

 

Israel bombed a Hamas government compound early Tuesday, leveling at least three structures, including the foreign ministry building, eyewitnesses and Hamas security sources told CNN.

 

A Gaza-based journalist, whose name was withheld for security reasons, told CNN he heard 18 blasts in the area and that two fires were burning at the compound early Tuesday.

 

More bombs continued to drop over Gaza through the morning.

 

In the Mediterranean Sea, an Israeli patrol boat struck a boat carrying medical volunteers and supplies to Gaza early Tuesday as it attempted to intercept the vessel, witnesses and Israeli officials said.

 

CNN correspondent Karl Penhaul was aboard the 60-foot, Gibraltar-registered Dignity when the contact occurred. In a radio message, the Israelis accused the vessel of being involved in terrorist activity, its captain said.

 

The Dignity was carrying 16 passengers and crew who were trying to reach Gaza through an Israeli blockade of the territory. It was "very severely rammed" by an Israeli patrol boat that had been pursuing the volunteer boat for about half an hour before the collision, and the crew said their vessel was struck intentionally, Penhaul said.

 

But Israeli Foreign Ministry spokesman Yigal Palmor called allegations that the vessel was rammed deliberately "absurd." He said the volunteer boat was trying to outmaneuver the Israeli vessel when it was struck.

 

"This is why the collision occurred," Palmor said. "There is no intention on the part of the Israeli navy to ram anybody."

A close view of BACK SIDE of the main tower.

 

A view from the top of the hill - Narasimha Konda

 

There are seven tanks, called Koneru in Telugu, around the temple/hill and this is one among them.

 

We can also get a view of the river Penna and the Nellore city from here but due to misty sky I could not get good shots of either of them.

Tam karşıya bakıyorum. Vadinin öte tarafındaki sırtın üstünde tek sıra görünen ağaçların düzeni, ön plandaki ağaçların ardından vurmuş ışıkla daha görünür olması ve hayal kurmaya medeniyet katan teller.

 

Nikon D810 + AF Nikkor 75-300mm f:4.5-5.6 D

Dashavatara refers to the ten avatars of Vishnu, the Hindu god of preservation. Vishnu is said to descend in form of an avatar to restore cosmic order. The list of Dashavatara varies across sects and regions. The standard list is: Matsya, Kurma, Varaha, Narasimha, Vamana, Parashurama, Rama, Krishna, Balarama and Kalki.

Kurma (Tortoise) Avatar of Lord Vishnu is believed to be the creator of all forms of life. The Kurma Avatar is known to be the second avatar of Lord Vishnu.

A long view of the temple.

 

The temple is going towards green energy. The two wind mills seen in the image take care of the partial electricity requirement of the temple.

Kurma, my dog posing outside our home

This lovely fellow is drawn in chalk, directly outside Gopals Restaurant Melbourne. This an exquisite example of modern Australia. Established in 1980; currently the oldest vegetarian restaurant in Melbourne, it was started by the renowned internationally vegetarian master chef extraordinaire Kurma Das. It has been owned and operated by the International Society for Krishna Consciousness (ISKCON) or commonly known as The Hare Krishna’s for the past 33 years.

Amasra

 

Adını, Kraliçe Amastris'den alır. Bartın'ın kuzeyinde dik yamaçları Karadeniz'le buluşturan bir yarımada ve iki ada üzerine kurulmuştur. Yüzölçümü 120 km2 .'dir. M.Ö. 14.Yy.da Gaskalar ve 13.Yy.da Hititlerden sora 12. Yy. sonlarında Bithynie Bölgesindeki Bartın'a Frigler, Paphlagonie Bölgesindeki Amasra'ya Fenikeliler yerleşti. Fenikeliler; Amasra (Sesemos), Ereğli (Heraklia), Sinop (Sinope) ve Tekkeönü'nde (Kromna) ilk Sayda Kolonilerini oluşturdular.

 

9. yy.da Akdeniz'deki güç dengelerinin bozulmasıyla Fenikeliler ve ortakları Karyalılar Amasra ve Kromna'yı terk etti. Karanlık geçen yüzyıllık bir dönemden sonra, 7.yy. başlarında bölgeye bu kez İonların soyundan gelme Megaralı göçmenler yerleşti. Amasra ve Kromna da diğer Karadeniz siteleri ile birlikte İon (Millet) Kolonisine katıldılar. Bölge, 7.yy. sonlarında Kimmerlerin, 6.yy'da Lidyalıların, 547 yılında da Perslerin hakimiyetine girmesine karşın; Karadeniz kolonileri uzun süre bu statülerini korudular. 334 yılında Perslerin hakimiyetine son veren Makedonya Kralı İskender, Bartın ve Ulus'un yönetimini General Eumenes'e, Amasra ve Tekkeönü'nün yönetimini de Frigya Satrabına bıraktı.

 

M.Ö. 12. Yy.'dan beri Sesamos adıyla anılan kent, 302-286 yılları arasında Kraliçe Amastris tarafından yönetildi ve kraliçenin adını aldı. Pers Kralı 3.Dareios'un yeğeni ve Makedonya kralı İskender'in baldızı olan Kraliçe Amastris, İskender'in komutanlarından General Krateros'la evlenerek Makedonya'ya gelin gelmişti. M.Ö.322 yılında Ereğli Tiran'ı Dionysios'la, 302 yılında da Trakya kralı Lysimachos'la evlenmiş; evlilikleri uzun sürmeyince de Amasra'ya yerleşerek oğulları adına Amasra'nın yönetimini üstlenmiş, 286 yılında oğulları tarafından bindiği gemi batırılmak suretiyle öldürülünceye kadar burada yaşamıştı.

 

Kraliçe Amastris; 16 yıllık iktidarında (302-286), Amasra'da Tium (Filyos-Hisarönü), Kromna (Tekkeönü-Hisar) ve Kytoros (Gideros) sitelerinden oluşan bir şehir devleti (Symoikismos Siteler Birliği) kurmuş, 295 yılında bağımsızlığını duyurarak adına paralar bastırmış, kenti sanatsal ağırlıklı yapılarla donatmıştı.Amasra ve Bartın çevresi; yöredeki savaşlar sonrasında 279 yılında Pontus krallığının, M.Ö. 70- M.S. 395 yılları arasında Roma, Roma-Bizans bölünmesi üzerine de Bizans İmparatorluğunun egemenliğine girdi ve uzun yıllar Bizans'ın hakimiyetinde kaldı.

 

Roma Döneminde, Bitinya ile Pontus'un Paflagonya'daki bölümü Bitinya-Pontus Eyaleti olarak Satraplıkla yönetilmeye başladı. Amasra da bu Eyaletin Pontus bölümü Başkenti oldu. 1084 yılında, Selçuklu himayesinde yörede kurulan Türk Emirliği; 1086 yılında Süleyman Beyin ölümü ve 1096 yılında başlayan 1. Haçlı Seferleri sonrasında ciddi sıkıntılar yaşadı. Haçlı müttefiklerle Bizans arasında yapılan anlaşma ile başta Amasra, Sinop ve Ereğli olmak üzere İstanbul'dan Samsun'a kadar tüm Karadeniz sahili yeniden Bizans'ın hakimiyetine girdi.

 

M.Ö. 70 yılında Anadolu’ya giren Romalılar Pontus Krallığının Egemenliğine son vererek yöreye sahip oldular.Roma döneminde Bitinya ve Pontusun Paflagonyadaki bölümü Bitinya-Pontus eyaleti olarak Satraplıkla yönetilmeye başladı.Amasra bu eyaletin Pontus bölümü başkenti oldu.M.S.395 yılına kadar Roma İmparatorluğu’nun, Roma-Bizans bölünmesi üzerine de Bizansın payına düşen Bartın ve çevresi uzun yıllar Bizans’ın hakimiyetinde kaldı.

 

Bizans İmparatoru M. Paleologos, 1261 yılında, karşılaştığı güçlükleri göğüslemek için Cenovalılardan yardım istedi. Buna karşılık, Galata'da bir ticaret üssü kurmalarına izin verilmesi ve 1261 yılında yapılan Nymphaion Anlaşması'yla da Karadeniz'deki birkaç limanla birlikte Amasra'nın da kullanımını da Cenovalılara bırakması Amasra'nın kaderini değiştirdi.

 

Amasra, gittikçe gelişen bir Ceneviz Kolonisi oldu. Cenovalılar, çevre yönetimlerle kurdukları dostluklar sayesinde uzun süre bu statülerini koruyup 1460 yılına kadar 200 yıl Amasra'ya hakim oldular.Amasra; M.Ö. 12.yy'da Fenike ve 7.yy'da Miletos (İon) kolonisi, Amastris döneminde Symoikismos Siteler Birliğinin, Roma döneminde (M.S.70-395) Paflagonya Eyaletinin, sonraları bu eyaletin Bitinya-Pontus bölümünün merkezi, Bizans döneminde (M.S.1261-1460) Ceneviz kolonisi, tarih boyunca hem askeri bakımdan önemli bir üs hem de esir ticareti yapılan, kereste, şimşir, ton balığı ve kürk ihraç eden ticari bir liman kentidir.

 

Fatih Sultan Mehmed'in, "Lala, lala Çeşm-i Cihan bu mola" dediği Amasra, keşfedilmeyi bekleyen tarihi ve doğal sırlarıyla "Uyuyan Prenses"e benzetilir.

 

Kaynak: www.karadenizgezi.net

Düzenleme: Vedia BERK

Fotoğraflama: Cem ARSLAN

Salam & Happy Ramadan to my muslims friends [remember..be 'good' during Ramadan :)] and Happy Weekend to all my friends..

 

Abu Huraira (Allah be pleased with him) reported that a person came to the Apostle of Allah (may peace be upon him) and said:

 

Messenger of Allah, I am undone. He (the Holy Prophet) said: What has brought about your ruin? He said: I have had intercourse with my wife during the month of Ramadan. Upon this he (the Holy prophet) said: Can you find a slave to set him free? He said: NO He (the Holy Prophet again) said: Can you observe fast for two consecutive months? He said: No. He (the Holy Prophet) said: Can you provide food to sixty poor people?, He said: No. He then sat down and (in the meanwhile) there was brought to the Apostle of Allah (may peace be upon him) a basket which contained dates. He (the Holy Prophet) said: Give these (dates) in charity. He (the man) said: Am I to give to one who is poorer than I? There is no family poorer than mine between the two lava plains of Medina. The Apostle of Allah (may peace be upon him) laughed so that his molar teeth became visible and said: Go and give it to your family to eat

 

Hadis Rasulullah SAW yang bermaksud:

 

Seorang lelaki datang kepada Rasulullah s.a.w, katanya: Celaka aku, wahai Rasulullah. Nabi s.a.w berkata: Apakah yang mencelakakan engkau? Jawab lelaki itu: Aku telah bersetubuh dengan isteriku pada waktu siang di bulan Ramadan. Rasulullah s.a.w berkata: Sanggupkah engkau memerdekakan hamba? Jawab lelaki itu: Tidak sanggup. Rasulullah s.a.w berkata: Hendaklah engkau berpuasa dua bulan berturut-turut?. Jawab lelaki itu: Tidak mampu. Kata Rasulullah s.a.w: Adakah engkau mempunyai makanan untuk diberikan kepada enam puluh orang miskin?. Jawab lelaki itu: Tidak. Kemudian lelaki itu duduk, sekejap lepas itu datang seseorang kepada Nabi s.a.w dengan memberi satu bakul besar berisi tamar. Lalu Rasulullah s.a.w bersabda: Sedekahkanlah kurma ini. Kata lelaki itu: Kepada siapakah?. Kepada yang lebih miskin daripada aku? Demi Allah tidak ada penduduk kampung ini yang lebih berhajat kepada makanan selain dari kami seisi rumah. Nabi s.a.w tertawa sehingga terlihat gigi taringnya dan berkata: Pulanglah, berikanlah kurma itu kepada ahli rumahmu.

 

(Hadis Riwayat Imam Al-Bukhari dan Muslim)

Well dear friends, wishing you all a great week ahead...Let our week be colourful,rich and spicy like a navaratan korma...

To be honest I was not a huge fan of vegetables when I was a kid said "no""no" to chilli.

But this is a great dish and I loved it. It has all my enemy vegies same time it is rich with coconut cream, sweet raisins, cashew and the gravy..yummy yummy.

If you want to avoid ghee, cream,paneer and the dry nuts you are going to get a low fat curry..:P.

Normally i tend to post a finished curry snap, but after looking at the rich colours I thought why cant I give it a go for ingredients this time. That is why my shot is like this...

 

Thanking you again for your encouragement.

 

What we need?

 

Boiled vegetables (9 varieties-potatoes, carrots, green peas, french

beans, cauliflower, capsicum, cabbage, bottle gourd, cluster beans)=1

Cup

Grated paneer =50 gms

Tomatoe =1

Grated onion=small one

Ginger paste -1/2 tsp

Garlic paste-1/2tsp

Salt To Taste

Turmeric Powder -1/4 tsp

Red chilli powder-1/2 tsp

Coriander powder-1/4 tsp

Garam Masala Powder-3/4 tsp

Cream-1 1/2 tsp

Vegetable oil -2 tbsp

Ghee-1/2 tbsp

Milk or water-1/2 cup

Dry fruits- almond,cashew nuts, raisins or anything u like few.

Any green leaves u like for decoration.

 

Method.

1.Boil tomatoes till tender. Allow them to cool. Peel off the skin to

make puree. Or use Readymade tomato puree.

2. Take ghee and slightly fry the dry fruits on medium heat til golden.

3. Heat oil in a pan. Fry onions then add ginger-garlic paste stir it

well for couple of minutes. (till that raw smell goes)

4.Add salt, turmeric powder, red chilli powder, coriander powder,

garam masala and fry for few minutes.

5. Add tomato puree and dry fruits. Stir well and cook the mixture

for 4 minutes.

6.Add milk or water. Bring it to boil.

7.Reduce the heat and cook until the gravy becomes thick.

8.Add paneer to the gravy and stir well.

9.Add all the vegetables to the gravy and cook for further 5 to 10

minutes.(maximum)

10.Put cream and chopped leaves on the navaratna korma decorate . 13

Yakshagana is a theater form that combines dance, music, dialogue, costume, make-up, and stage techniques with a unique style and form. This theater style is mainly found in the coastal districts and the Malenadu region of Karnataka, India. Yakshagana is traditionally presented from dusk to dawn.

 

Matsya (Sanskrit: मत्स्य, literally "Fish") is the avatar of the Hindu god Vishnu in the form of a fish, preceding Kurma. Often listed as the first avatar in the lists of the ten primary avatars of Vishnu, Matsya is described to have rescued the first man, Manu, from a great deluge. Matsya may be depicted as a giant fish, or anthropomorphically with a human torso connected to the rear half of a fish.

Holy Dip at Ganga, Assi Ghat, Varanasi

 

Assi Ghat:

According to the ancient history, it is said that the Goddess Durga (consort of the Lord Shiva) had thrown her sword in the river (called Assi River) after killing the demon Shumbha-Nishumbha. That’s why the place has been named as Assi Ghat as it is located at the union of the River Ganga and Assi River.

 

Assi ghat is described in the Kashi Khand as Assi “Saimbeda Tirtha” means the one who gets a dip here once in his life will get punya of all the Tirthas (religious places of the Hindu). Generally Hindu pilgrims are used to of taking the holy dip here in the Chaitya (month of March/April) and Magh (month of Jan/Feb) as well as some other significant events like solar/lunar eclipse, Probodhoni Ekadashi and Makar Shankranti.

 

At this ghat, a huge Shiva lingam is situated under the peepal tree where pilgrims are used of offering Jal and worship after taking holy bath in the Ganga water. One more Shiva Lingam is here named Asisangameshwar lingam in a small temple of the marble near to the Assi Ghat. Assi ghat has been also described in the ancient Hindu literatures such as in the Matsya purana, kurma purana, Padma Purana, Agni purana and Kashi khanda as well.

 

Significance and Rituals of Assi Ghat

Assi ghat is the everyone’s preferred ghat located in the south of the Varanasi. It is the place where one can spend hours very easily without any disturbance. It is the amazing and most natural place where students from foreign country, researchers and travelers are used to live here. Varanasi attracts a large number of young Israeli tourists who visit after serving in their country's mandatory military service. Many of these tourists connect with the Jewish community in Assi Ghat

 

Assi ghat is place of huge crowd during any Hindu festivals where devotees come to take holy bath in the Gange water to get rid of from their all the past sin. It is also considered that before any Pooja, bathing in the Gange water prepare the one for doing Pooja. It makes the mind, soul and body clean and peaceful and fills with the spiritual thoughts. It makes the mind to concentrate very easily during Pooja without any harassment.

 

Some of the great festival such as Mahashivaratri, Ganga Dashahara, Ganga Mahotsav etc attracts a huge crowd in the Varanasi at this ghat.

A view of the tower from the back side.

The temple is very close to a hill, as if the buildings are attached to the rock. The rock is carved out to accomodate small sanctum-sanctorum & a very small worshiping area.

One can walk along the sides to reach one or two hillocks.

To take this shot I reached top of one such hills and then climbed the top of roof of one building.

😎 veeeee karşınızdaaaa ;

• 🚨 LİMİT PROJE ve AĞIR NAKLİYE 🚚

• MAN TGX 26.580 6x2/4

• Faymonville MegaMax 200

✏️ Adam Steel Transport’u Devrettikten sonra , bir süre eşin dostun arabasında gidip geldim. Bir süre de inzivaya çekildim , sonrasında Yavuz Tuna ‘ dan gelen “ aabi bi ağır nakliye firması kurmayalım mı ? “ sözü ile biraz yakın dostlarımız ile istişare ettikten sonra bir firma kurma kararı aldık.

✏️ Firmanın isim babası Sevgili Alper Güvey . Gelen öneriler arasında hoşuma giden bu oldu. Öneride bulunan herkese teşekkür ederim.

✏️ 2 Adet Aslan Sipariş ettik. 580 beygir karından avareli Toni Maurer imzalı 155 Ton teknik kapasiteli ağır nakliye çekicilerimiz ile güzel bir başlangıç yapmak istiyoruz.

✏️ Bu Aslanların arkasına ise yakın zaman da Faymonville ‘ nin Lüksemburg’daki fabrikasında bulunduğumuz ziyarette Geniş ürün yelpazesinden MegaMAX 200 seçtik ve 2 aks yapısına sahip , 2 kademe uzatmalı kapalı iken 20mt açıldığında 200mt uzunluğa , Pendle Aks özelliğine sahip dorseleri tercih ettik.

✏️ İlerleyen dönemde bakalım daha çok dingilli çekici ve dorseleri de umarım filoya katmak kısmet olur.

• Çekici ve dorseleri teslim alıp tüm eksiklerini giderdikten sonra Bayii’ye uğrayıp bir teslimat pozu verdik.

• Şimdi ilk işimize doğru gideceğiz Yavuz ile birlikte.

• ️ İlk işimiz LIEBHERR kule vinç kolu ( BOM ) taşıması yapacağız.

• Haydi Bismillah 🙏

 

#MAN #TGX #TGX26580 #LimitProjeVeAğırNakliye #ets2 #ets2mods #ets2photography #ets2realisticpictures #ets2mp #eurotrucksimulator2 #eurotrucksimulator2turkiye #eurotrucksimulator2mods #eurotruck #eurotrucksimulator #eurotrucksimulator2hd #ets2mod #ets2türkiye #ets2türkiye #ets2batic #ets2multiplayer #ets2screenshot #ets2fanpage #scssoftware #scs #scswheels #game #gameplay #faymonville #megamax200 #tonimaurerfahrzeugbau

kalau sedang patah hati atau galau atau gatal2.. minu kopi Kurma.. greeenngg..

Eğer network marketing işinde ilerlemeye devam ederseniz, başarısız olma ihitimaliniz ortadan kalkacak ve başararısız olmanız mümkün olmayacaktır. Network marketing sektörü bir yarış değil, her zaman takım içerisinde hızlı veya yavaş ilerlemeler olacaktır. Önemli olan ne kadar zaman aldığı degil,...

 

emredal.net/ilerleyin-ne-olursa-olsun-ilerleyin/

1 3 4 5 6 7 ••• 79 80