View allAll Photos Tagged karasevda

"Der Freund an der Türe des Freundes" von Rumi

 

Ein Freund kam und klopfte an die Türe des Freundes. Dieser rief: "O Vertrauenswürdiger, wer bist Du?"

"Ich!" sagte er.

"Geh fort!" befahl der Freund. "Es ist noch nicht die rechte Zeit gekommen, an einem solchen Tische ist kein Platz für den Unreifen."

Jener Arme ging, und auf Reisen, getrennt von dem Freunde, brannte er- durch Feuerfunken- ein ganzes Jahr.

Der Gebrannte reifte. Er kehrte zurück, umkreiste wieder das Haus des Gefährten und klopfte an die Türe, voller Sorge,

dass nichts Ungebührliches von den Lippen komme.

Sein Freund rief: "Wer ist an der Türe?"

Er antwortete: "Du selbst bist es, o Dieb meines Herzens."

Der Freund erwiederte: "Nun, da Du ich bist, o Ich, komme herein! In diesem Hause ist für zwei kein Platz."

İstanbul / Turkey... Boğaz girişindeki kayalık üzerine kurulmuş küçük, şirin bir kuledir. İstanbul’un sembollerinden birisidir. Tarih içinde gözetleme kulesi, deniz feneri olarak kullanılmış, Boğaz girişini belirten bir mihenk noktasıdır. Geçen yy.daki görüntüsünü koruyan kule turizme tahsis edilmiş lokanta ve seyir balkonu ile servis vermektedir. Suların, karasevdanın ve söylencelerin gizemini taşıyan Kız Kulesi, istanbul'un en romantik ve gizemli mekanlarından biri. Alımlı, sevdalı ve denizin ortasında bir başına, yapayalnız... Kendi kendine yeten bir tarihe sahip olan mekan, yüzyıllardır anlatılan efsaneleriyle de bir ilgi odağı. Kızkulesi ile ilgili anlatılan ilk hikaye; Ovidius'un kaydettiği bir aşk hikayesi. Zamanında Üsküdar sırtlarında Tarnıça Afrodit adına bir tapınak vardır. Hero'da genç kızların görev yaptığı bu tapınağın rahibelerindendir.

Kulede kumrulara bakmakla görevlidir. Aşka yasaklıdır. Her ilkbaharda doğanın uyanışı adına tapınak çevresinde törenler yapılır, çevre şehirlerden insanlar akın akın tapınağın çevresine gelir, yenilir içilir, aşkı bulamayanlar Afrodit'e ma­bedinde yakararak aşkı yaşayabilmek için yakarırlar. Bo­ğazın karşı kıyısında oturan Leandros'ta bu törene katılmak için tapınağa geldiğinde Hero'yla karşılaşır. Birbirine aşık olan iki genç, Leandros'un gece kuleye gelmesi ile aşklarını kutsarlar. Kızkulesi her gece iki gencin gizli aşkına tanıklık eder. Leandros'un yüzerek kuleye geldiği fırtınalı bir günde kıskanç bir rahip feneri söndürür. Karanlıkta yolunu kaybeden Leandros boğazın sularına gömülür. Sevgilisinin öldüğünü gören Hero da kendini Kızkulesi'nden Boğazın sularına bırakır.

 

Kuleyle ilgili söylencelerden biri de Kleopatra'nın sonuna benzer bir sonun anlatıldığı yılan hikayesidir. Kehanete göre kralın birine, çok sevdiği kızı onsekiz yaşına geldiğinde bir yılan tarafından sokularak öleceği söylenir.Bunun üzerine kral denizin ortasındaki bu kuleyi onararak kızını buraya yerleştirir. Kaderin kaçınılmazlığını kanıtlarcasına, kuleye gönderilen üzüm sepetinden çıkan bir yılan, prensesi zehirler. Kral, kızına demirden bir tabut yaptırarak Ayasofya'nın giriş kapısının üstüne yerleştirir. Bugün bu tabutun üstünde iki delik vardır. Yılanın ölümünden sonra da onu rahat bırakmadığına dair hikayeler anlatılır.

Boğaz girişindeki kayalık üzerine kurulmuş küçük, şirin bir kuledir. İstanbul’un sembollerinden birisidir. Tarih içinde gözetleme kulesi, deniz feneri olarak kullanılmış, Boğaz girişini belirten bir mihenk noktasıdır. Geçen yy.daki görüntüsünü koruyan kule turizme tahsis edilmiş lokanta ve seyir balkonu ile servis vermektedir. Suların, karasevdanın ve söylencelerin gizemini taşıyan Kız Kulesi, istanbul'un en romantik ve gizemli mekanlarından biri. Alımlı, sevdalı ve denizin ortasında bir başına, yapayalnız... Kendi kendine yeten bir tarihe sahip olan mekan, yüzyıllardır anlatılan efsaneleriyle de bir ilgi odağı. Kızkulesi ile ilgili anlatılan ilk hikaye; Ovidius'un kaydettiği bir aşk hikayesi. Zamanında Üsküdar sırtlarında Tarnıça Afrodit adına bir tapınak vardır. Hero'da genç kızların görev yaptığı bu tapınağın rahibelerindendir.

 

Kulede kumrulara bakmakla görevlidir. Aşka yasaklıdır. Her ilkbaharda doğanın uyanışı adına tapınak çevresinde törenler yapılır, çevre şehirlerden insanlar akın akın tapınağın çevresine gelir, yenilir içilir, aşkı bulamayanlar Afrodit'e ma­bedinde yakararak aşkı yaşayabilmek için yakarırlar. Bo­ğazın karşı kıyısında oturan Leandros'ta bu törene katılmak için tapınağa geldiğinde Hero'yla karşılaşır. Birbirine aşık olan iki genç, Leandros'un gece kuleye gelmesi ile aşklarını kutsarlar. Kızkulesi her gece iki gencin gizli aşkına tanıklık eder. Leandros'un yüzerek kuleye geldiği fırtınalı bir günde kıskanç bir rahip feneri söndürür. Karanlıkta yolunu kaybeden Leandros boğazın sularına gömülür. Sevgilisinin öldüğünü gören Hero da kendini Kızkulesi'nden Boğazın sularına bırakır.

 

Kuleyle ilgili söylencelerden biri de Kleopatra'nın sonuna benzer bir sonun anlatıldığı yılan hikayesidir. Kehanete göre kralın birine, çok sevdiği kızı onsekiz yaşına geldiğinde bir yılan tarafından sokularak öleceği söylenir.Bunun üzerine kral denizin ortasındaki bu kuleyi onararak kızını buraya yerleştirir. Kaderin kaçınılmazlığını kanıtlarcasına, kuleye gönderilen üzüm sepetinden çıkan bir yılan, prensesi zehirler. Kral, kızına demirden bir tabut yaptırarak Ayasofya'nın giriş kapısının üstüne yerleştirir. Bugün bu tabutun üstünde iki delik vardır. Yılanın ölümünden sonra da onu rahat bırakmadığına dair hikayeler anlatılır.

ʍy uʍrαh ❤ 06.2013 ❤ kara sevda :)

Besiktas fans at "Yeni Açık", "The New Open Stands", showing their love with their scarves. The sign reads "You are the Black Eagle, you are my Black (hopeless) Love". Taken during the Turkish Super League game between Besiktas and Trabzon.

Akşamın Kanayan Sözü

    

gel ha gayri... meşe selim mor bulutum serçe masumu gözlüm

bu bir kaval kanaması zamanın sinesinden sağılır gelir

bir keder bahçesidir... her gönüle uç verir de açar bir zaman

bir masal bohçasıdır

bu yürek yürek değil

ıssızda bir kuyunun delik kovasıdır

beri gel allı turnam... türkü gülüşler taşısın gözlerin

kendinde bul beni... sana gel... bana git

bu sevdasına yitik karıncanın öyküsüdür

 

akıp gider de allı telli bu kıraçta

koyunların kukusudur... bulutların kokusudur...

sabahın kokusudur...

akşamın teri

gecenin elleridir akıp gider de hayat... dokunur taşa

dokunur ıslığa... onu kavislendirir...

kayaya gül oyan sevdadır...

ve biz geliriz...

bir kahır... bir acı bir hay bir huy

yağma sofrası bir ömrün haritasında

tutsak geldiğini bilemeden sevdik de yaşamayı...

sevdik teneke barakaları...

kerpiç damları...

yağmurda akan evlerde seviştik gece karanlıktı

anlamadık... çözemedik...

doğuştan hasretli bir suydu işte hayat

ve öldük geride türküler bırakan karasevdalarda yana yana

bir gün belki de bozkırdan kalkan

bir toz hortumu olur da düşlerimiz

savruluruz günahlarımız suçluluk duygularımızla

bir gün belki

adamı eşkıya düşüren sevdanın türküsünü

bir çocuk gelir de söyler yıkılmış evlerimizden kalan

son taşın üzerine oturarak

beri gel... belki zaman da hiçtir

her neyse yaşamın anlamı...

onun en güzel andacı olsun ki aşkım sana

bütün ciddi adamlar sultanlar öfkeler

bar bar bağırmalar... başını taşlara vurmalar da yok olacak

biz varız şimdi... gel de gör senim işte

yokluğun... ömrümün gecesidir

 

dağlar da ağlar... aslında uzun havalar yankılanır ya

ahını zaptedemeyenin çığlığı kesilir taş olur doruklarında

dağlar da ağlar bulutlar öperken saçlarını...

gün her batışında kanatırken yüreğini

taşlar da gülümser... o en eski usta aşkı nakşederken bağrına

güler taş... hüzünden bakışlarında eğirerek sevdayı

ne zaman bir kadın kilim dokusa

sen beni aramaya çıkarsın yüreğinin gergefinde gül sağnar

gel... artık gel

sensizlikte dağlar da ağlar

 

yıkılmış surların altında kaç ömür rüzgara dönüştü

dağların ardında kaç sevda bulut olup yağdı çöle

ferhadın yüreği sebil

külüngü söz oldu... bütün dinler kovdu onu

yağmalana yağmalana geldim de işte

ömürdü azığım... sermayem yürek

taşlandım sokaklarda ibreti alem için

sensiz gözlerimi saçtım karanlığa yıldızlardır şimdi

damıttığım düşlerim ekşiyip zehir oldu

yenilgilerden geldim-yorgunum ellerin yok

ve zaman

ve rüzgar

gel gayri gel

yaşamak seninle başlar

  

adnan durmaz,bilirsin aşk da serseri,art yay,ank,2003

   

Akşamın Kanayan Sözü

    

gel ha gayri... meşe selim mor bulutum serçe masumu gözlüm

bu bir kaval kanaması zamanın sinesinden sağılır gelir

bir keder bahçesidir... her gönüle uç verir de açar bir zaman

bir masal bohçasıdır

bu yürek yürek değil

ıssızda bir kuyunun delik kovasıdır

beri gel allı turnam... türkü gülüşler taşısın gözlerin

kendinde bul beni... sana gel... bana git

bu sevdasına yitik karıncanın öyküsüdür

 

akıp gider de allı telli bu kıraçta

koyunların kukusudur... bulutların kokusudur...

sabahın kokusudur...

akşamın teri

gecenin elleridir akıp gider de hayat... dokunur taşa

dokunur ıslığa... onu kavislendirir...

kayaya gül oyan sevdadır...

ve biz geliriz...

bir kahır... bir acı bir hay bir huy

yağma sofrası bir ömrün haritasında

tutsak geldiğini bilemeden sevdik de yaşamayı...

sevdik teneke barakaları...

kerpiç damları...

yağmurda akan evlerde seviştik gece karanlıktı

anlamadık... çözemedik...

doğuştan hasretli bir suydu işte hayat

ve öldük geride türküler bırakan karasevdalarda yana yana

bir gün belki de bozkırdan kalkan

bir toz hortumu olur da düşlerimiz

savruluruz günahlarımız suçluluk duygularımızla

bir gün belki

adamı eşkıya düşüren sevdanın türküsünü

bir çocuk gelir de söyler yıkılmış evlerimizden kalan

son taşın üzerine oturarak

beri gel... belki zaman da hiçtir

her neyse yaşamın anlamı...

onun en güzel andacı olsun ki aşkım sana

bütün ciddi adamlar sultanlar öfkeler

bar bar bağırmalar... başını taşlara vurmalar da yok olacak

biz varız şimdi... gel de gör senim işte

yokluğun... ömrümün gecesidir

 

dağlar da ağlar... aslında uzun havalar yankılanır ya

ahını zaptedemeyenin çığlığı kesilir taş olur doruklarında

dağlar da ağlar bulutlar öperken saçlarını...

gün her batışında kanatırken yüreğini

taşlar da gülümser... o en eski usta aşkı nakşederken bağrına

güler taş... hüzünden bakışlarında eğirerek sevdayı

ne zaman bir kadın kilim dokusa

sen beni aramaya çıkarsın yüreğinin gergefinde gül sağnar

gel... artık gel

sensizlikte dağlar da ağlar

 

yıkılmış surların altında kaç ömür rüzgara dönüştü

dağların ardında kaç sevda bulut olup yağdı çöle

ferhadın yüreği sebil

külüngü söz oldu... bütün dinler kovdu onu

yağmalana yağmalana geldim de işte

ömürdü azığım... sermayem yürek

taşlandım sokaklarda ibreti alem için

sensiz gözlerimi saçtım karanlığa yıldızlardır şimdi

damıttığım düşlerim ekşiyip zehir oldu

yenilgilerden geldim-yorgunum ellerin yok

ve zaman

ve rüzgar

gel gayri gel

yaşamak seninle başlar

  

adnan durmaz,bilirsin aşk da serseri,art yay,ank,2003

  

www.adnandurmaz.com

www.antoloji.com/siir/sair/sair.asp?sair=2378

www.deliyabanci.com

www.onlinekunst.de/gedichte/ durmaz_adnan_haeuser_sand.html - 22k

www.fotocommunity.de/pc/account/myprofile/651082 - 12k

www.gedichte.com/showthread.php?threadid=39956 - 19k - Zusätzliches Ergebnis -

www.jungeautoren.de/Literarische_Arbeiten/ Neue_Texte/body_neue_texte.html - 67k

Suların, karasevdanın ve söylencelerin gizemini taşıyan KIZKULESİ...

//

Nesliiii 💋 #pantene ✨ ✨ ✨

#neslihanatagul #neslihanatagül #pantenesaçi #panteneturkiye #pantenehair #Neslihan ——————————————————-

#kadirdogulu #karasevda #startv #foxturk… www.rio2016olympics.ca/wp-content/uploads/2016/08/Nesliii..., #Sport, #World_News[ad_1]

 

Nesliiii 💋 #pantene ✨ ✨ ✨

#neslihanatagul #neslihanatagül #pantenesaçi #panteneturkiye #pantenehair #Neslihan ——————————————————-

#kadirdogulu #karasevda #startv #foxturkiye #istanbul #turkishfollowers #instegram #good #hollywood #rioolympics #followforfollow #f4follow #fatihharbiye #

  

pizzavancouver.ca/nesliiii-pantene-neslihanatagul-nesliha...

SOME BIZZARE, SUMMER IN ATHENS

SOME BIZZARE, SUMMER IN ATHENS

akıp gider de allı telli bu kıraçta

koyunların kukusudur... bulutların kokusudur...

sabahın kokusudur...

akşamın teri

gecenin elleridir akıp gider de hayat... dokunur taşa

dokunur ıslığa... onu kavislendirir...

kayaya gül oyan sevdadır...

ve biz geliriz...

bir kahır... bir acı bir hay bir huy

yağma sofrası bir ömrün haritasında

tutsak geldiğini bilemeden sevdik de yaşamayı...

sevdik teneke barakaları...

kerpiç damları...

yağmurda akan evlerde seviştik gece karanlıktı

anlamadık... çözemedik...

doğuştan hasretli bir suydu işte hayat

ve öldük geride türküler bırakan karasevdalarda yana yana

bir gün belki de bozkırdan kalkan

bir toz hortumu olur da düşlerimiz

savruluruz günahlarımız suçluluk duygularımızla

bir gün belki

adamı eşkıya düşüren sevdanın türküsünü

bir çocuk gelir de söyler yıkılmış evlerimizden kalan

son taşın üzerine oturarak

beri gel... belki zaman da hiçtir

her neyse yaşamın anlamı...

onun en güzel andacı olsun ki aşkım sana

bütün ciddi adamlar sultanlar öfkeler

bar bar bağırmalar... başını taşlara vurmalar da yok olacak

biz varız şimdi... gel de gör senim işte

yokluğun... ömrümün gecesidir

..........

Can Bonomo Maşrapa sözleri

Ah ulan bak ne olduk ya

Dolanamadık bir çarşafa

Rakı makı verbir maşrapa

İçtim orama dokunma

Ah kanıyor aman!

İçmezsem geçmez zaman

Bin masal birkahraman

Yeni yaşlar pek bir yaman

Aman, aman!

Belki karasevdalar da geçer zamanla

Kandırılmam uyutulmam yalanla

Belki yola...

 

sarki-sozleri.web.tr/can-bonomo-masrapa-sozleri/

A beautiful autumn forest road filled with autumn leaves

 

#karadeniz #karasevda #kayabaşıyaylası #sonbahar #gökyüzü #bulutlar #tabiat #tabiatınrenkleri #manzara #manzarafotoğrafı #blacksea #mountains #plateau #autumn #sky #clouds #nature #naturecolors #naturebeauty #naturelovers #landscape #landscape_captures #landscapephotography www.cosdebaha.com/archives/596

she is my best friend in london l love her she is really nice person.l wish will be good friend forever...