View allAll Photos Tagged askerlik
ÇAPA ANADOLU ÖĞRETMEN LİSESİ’NİN TARİHÇESİ
Tanzimatın ilanından sonra öğretmen yetiştirmek amacıyla İstanbul’da, 16 Mart 1848 tarihinde ilk Darülmuallimin (Erkek Öğretmen Okulu), Padişah I. Abdülmecid’in iradesi ile Ahmet Cevdet Paşa öncülüğünde öğretime başlamıştır.
1874 yılında ortaya çıkan ihtiyaç üzerine Darülmuallimin-i idadi açıldı. 1890 yılında öğretmen okulu Sıbyan (ilk), Ruşdiye (Orta), İdadi (Lise) ve Ali (Yüksek) kısımlarına ayrıldı. Ali kısım ise Fen ve Edebiyat bölümlerine ayrıldı. Bu dört kademeli okulun adı Darülmuallimin-i Ali olarak yeniden düzenlendi.
İkinci meşrutiyetin ilanından sonra 1908 yılında politik nedenlerle okula yeni öğrenci alınmamış öğrenciler Darülfünun edebiyat, riyaziye ve tabiyat şubelerine dağıtılmıştır. 1909-1910 öğretim yılında ise yatılı öğretmen okulu resmen kapatıldı. Ancak bir yıl sonra yeniden açıldı. Edebiyat, riyaziye, tabiyat bölümlerinde Darülfünun’da okuyan bu öğrenciler kendi okullarında Resim, Beden Eğitimi, Pedogoji ve Askerlik derslerini okuyorlardı.
Okul 1911-1912 öğrenim yılında Darülfünun’dan ayrılarak bütün derslerini kendi bünyesinde okutmaya başladı. Ancak 1. Dünya Savaşı sırasında öğrencilerin bir çoğu Çanakkale Savaşlarında hocalarıyla beraber giderek şehit oldular. Savaş sonunda eğitim yeniden başladı. Cumhuriyet’in ilanından sonra Yüksek Öğretmen Okulu şeklinde yeniden düzenlenip, Zeynep Hanım Konağı (İstanbul Üniversitesi sahasının bulunduğu yerde) öğretime açıldı. Bu konak yandıktan sonra da üniversite merkez binası alanındaki sarı binaya (Eski Bekir Ağa Bölüğü), daha sonra da Vefa’daki binasına taşındı. 1948 yılında ise öğrencilerine burs verilerek kapatıldı.
Mimar Kemalettin tarafından (1315)1900 yılında imar edilen Çapa’daki tarihi binasında (bu bina) 1 Mart 1951’de Yüksek Öğretmen Okulu olarak bütün bölümleriyle yeniden açıldı.
1972’de okulun bir kısmı iki yıllık şeklinde öngörülen Ortaköy’deki Öğretmen Okulu’na taşındı. Okul bir yıl sonra Çapa’daki binasına yeniden taşınarak burada üç yıl sürekli eğitim veren İstanbul İlk Öğretmen Okulu ve Yüksek Öğretmen Okulu ile bir arada faaliyetine devam etti.
1979 yılında yatılılık kaldırılarak öğrenciler burslu hale getirildi. 1980 yılında yeniden eski statüye döndürüldü. Ancak öğrenci alınmadı. 1981 yılından sonra okul Hizmet İçi Eğitim Enstitüsü şeklinde dönüştürülen okul, 1985 yılında yatılı öğretmen yetiştirme merkezi haline getirildi.
1987’de ise Çapa öğretmen okulları kampüsüne geçici statü ile Pertevniyal Lisesi ve Devlet Kitapları Müdürlüğü taşındı. Ancak Hizmet İçi Eğitim Merkezi 1991 yılına kadar tarihi ana binada faaliyetini sürdürdü.
1991-1992 öğretim yılında ise amacına uygun şekilde bu tarihi ana binada Çapa Anadolu Öğretmen Lisesi açıldı.
Bu okulun faaliyete geçmesiyle Pertevniyal Lisesi kendi binasına taşındı. Ancak Devlet Kitapları Müdürlüğü halen Çapa Öğretmen Okulları kampüsünün bir bölümünü izinsiz olarak işgal etmeye devam etmektedir.
Çapa Anadolu Öğretmen Lisesi gündüzlü ve yatılı şekilde öğretimine başarıyla devam etmektedir. Tecrübeli ve çalışkan eğitim kadrosu, başarılı öğrencileriyle Türk Milli Eğitimi’nin gururu olma amacını sürdürmektedir.
Çapa'lı olmak ayrıcalıktır.......Okulumla gurur duyuyorum
İstanbul İlkÖğretmen Okulu Marşı
Anayurtta ilk öğretmen bu yuvada yetişti
İlim,irfan,beceri aynı yolda birleşti
Ulusumuz bizlerle bu düzeye erişti
Işık yolu İstanbul İlköğretmen Okulu
Karanlığın bağrına saplanan ok olacağız
Türkiyemin ufkunda gün gibi doğacağız......
ÖĞRETMEN MARŞI
Alnımızda bilgilerden bir çelenk.
Nura doğru can atan Türk genciyiz.
Yer yüzünde yoktur; olmaz Türk’e denk;
Korku bilmez soyumuz.
Şanlı yurdum her bucağın şanla dolsun:
Yurdum, seni yüceltmeye antlar olsun.
Candan açtık cehle karşı bir savaş.
Ey bu yolda ant içen genç arkadaş!
Öğren, öğret halka hakkı, gürle coş;
Durma durma koş.
Şanlı yurdum her bucağın şanla dolsun:
Yurdum, seni yüceltmeye antlar olsun.
İsmail H. ERTAYLAN
Hani bazı günler insanın içinde bir sevinç uyandırır. Daha ümit var yapar insanı göğün maviliği, gelinciğin kırmızılığı, çayırın yeşili. İnsanın yaşam sevgisi sanki artar ya. Hah işte tam da öyle hissediyorum bugün. Sanki karabasan gibi kış yorganı üstümden kalkmış ta, yine bahar gelmiş gibi oldum çevreme bakınca. Hayırdır dedim kendi kendime, dünyanın böyle üç beş paragözün elinde kaynadığı bir ortamda nasıl bir güzellik bu. Kendileri parayla askerlik yapmış veya hiç savaş dehşeti yaşamamış insanların başkalarının çocuklarını zorla savaşa göndermeye çalıştığı bir ortamda nasıl bir umut havası bu.
Gelincikleri özlüyor insan. Fakat çevremdeki Cumhuriyet sevinci ve Milletin astığı bayraklar yeniden gelincikler açmış gibi hissetmeme de neden oluyor. Ülkemden umudum yeniden yeniden yeşeriyor.
Nikon D300S + Af Nikkor 75-300 mm. f:4,5-5,6 D
Anitkabir de Nöbet değişimi. Atatürk'e gösterilen saygının sembolü saygı nöbetçileri. ---------------------------- #nobet #asker #askerlik #anitkabir #atatürk #ataturk #mustafakemal #ankara #saygı #turkiyecumhuriyeti #turkiye #yuceataturk #gurur #goprooftheday #goprouniverse #goproturk #goproturkey #aniyakala #bir_dakika #gunun_karesi #hayatakarken #gopro by cosarhakan www.instagram.com/p/BCDFNLzuLkv/ in scontent.cdninstagram.com/t51.2885-15/e35/12751455_106475...
Biga için en önemli meydan veya alan il merkezlerindeki Cumhuriyet alanı'na tekabül eden hükümet meydanıdır. Çok çok uzun yıllardır devlet mekanizmasının merkezi yönetim binaları bu alan çevresinde bulunmuştur. Eskiden Adliye, Vergi dairesi, Askerlik şubesi gibi önemli devlet hizmet binaları zamanla ilçenin genişlemesi, nüfus artışına bağlı olarak yerleşim alanlarının genişlemek zorunda kalması nedeniyle artık meydan çevresine sığmamaya başlayınca, kaymakamlık binası dışındaki tüm devlet hizmet binaları yavaş yavaş Biga içinde kendilerine yeni yerleşim alanları bulmuş ve oralara yerleşip hizmete devam etmişlerdir. Eski hükümet binası artık hizmete yeterlilik ve depreme dayanıklılık kriterlerini karşılayamaz hale gelince fotoğraftaki Kaymakamlık binası inşa edilmiş ve hizmete sunulmuştur. Türkiye Cumhuriyeti'nin devlet temsilcisi olan kaymakamlığın Millete hizmet ettiği binasında eski müdürlüklerden Nüfus müdürlüğü de burada hizmet vermektedir.
Cumhuriyetimizin ilk yüz yılını tamamlamayı nasip ettiği için Allah'a şükrediyor, bize bu vatanı kurarak hediye eden, bir imparatorluk külleri üzerinden yeniden yaşamayı öğreten, ülkemin kurucusu, büyük önder MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ve silah arkadaşları başta, onunla TÜRKİYE CUMHURİYETİ'ni kurma uğruna, ardına düşerek Kurtuluş savaşını yapan Milletimizin AZİZ EVLATLARI tüm ŞEHİTLERİMİZİ ve GAZİLERİMİZİ minnetle, şükranla anıyor dünya sınavı bitmiş tüm nesillerimize Allah'tan rahmet ve cennet diliyorum. TÜRK MİLLETİ olarak hayata olan ve ayakta kalmaya çalışan bizlere de elde ettiğimiz nimetin kıymetini bilmeyi ve nice uzun yıllar Cumhuriyet Bayramlarımızı kutlayabilmeyi diliyorum. ATATÜRK İLKE VE DEVRİMLERİ'ni anlamayı , onların nasıl imkanlar kazandırmaya çalıştığının bilincinde olmayı nasip etsin ALLAH.
YAŞASIN TÜRKİYE CUMHURİYETİ.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.
CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU VE MUTLU OLSUN
Anitkabir saygı nöbetçileri. ---------------------------- #nobet #asker #askerlik #anitkabir #atatürk #ataturk #mustafakemal #ankara #saygı #turkiyecumhuriyeti #turkiye #yuceataturk #gurur #goprooftheday #goprouniverse #goproturk #goproturkey #aniyakala #bir_dakika #gunun_karesi #hayatakarken #gopro #gunaydin by cosarhakan www.instagram.com/p/BCFL4K-uLoI/ in scontent.cdninstagram.com/t51.2885-15/e35/11378644_757729...
Beşiktaş'ta Çırağan Sarayının arkasında Yıldız Parkı girişine doğru uzanan kısa yolun yanında, sağ tarafında yer almaktadır.
Bânisi Sultan Abdülmecid Han tarafından (1839-1861) saray mimarı, Mimar Karabet Amira Balyan'a h.1265 / M.1848 de yaptırılmıştır.
Padişah bu camiyi Yıldız, Dolmabahçe ve Çırağan saraylarının merkez noktasında yaptırmıştır.
Cami Osmanlı Câmi Mimarisi geleneğinin dışında, mimarisi melez bir üsluptadır.
Küçük Mecidiye Câmii, barok üslubunda, üzeri tek kubbe ile örtülü, kare plânlı, harimi ile hünkâr mahfili kâgir malzemeyle ve tek minareli olarak inşa edilmiş bir yapıdır.
Cami, üzerinde yer alan iki katlı mahfillerle bir bütün olarak ele alındığında dikdörtgen bir görünüm arz etmektedir.
Cami, toplam 1600 m²lik bir arsa üzerinde 400 m² bir alanda inşa edilmiştir. Karşısında bir karakol binası vardır. Karşısındaki bu binada geçmişte Beşiktaş Askerlik Şubesi, şimdilerde ise Beşiktaş Emniyet Müdürlüğü bulunmaktadır.
Caminin harcına Kâbe’den toprak getirtildiği için inşasından sonra bu camiye özel bir kutsiyet atfedilirdi.
Geçen yüzyılda bu camiye “ Teşrifiye Camisi” denirdi. Civarında Sıbyan Mektebi, medrese ve kervansaray vardı. Bu kervansaray'da Anadolu’ya geçecek olan askerler kalırdı.
Bu camiye ayrıca “ Misafir Camisi ” de denilmektedir.
Küçük Mecidiye Câmii'nin kuzeyinde yüksek duvarlarla çevrili küçük bir avlusu bulunmaktadır. Avlu girişi, batı duvarı ortasından açılan çift kanatlı etrafı geniş mermer söveli, taçlı motiflerle süslenmiş yüksek bir kapı iledir. Kapının her iki tarafında sokağa beşer pencere açılmıştır. Basık kemerli derin girişin iki yanında birer gömme ayak mevcuttur.
Kapı üstündeki mermer alınlıkta Sultan Abdülmecit’in Tuğrası ve altında Şair Ziver Paşa’nın Kazasker Mustafa İzzet Efendi tarafından talik hatla yazılmış dört mısralık inşa kitabesi yer almaktadır. Kitâbe şöyledir:
Sahib-i Zaman-ı Saltanat Hakan-ı Ahd-i ma’dalet
Yaptı saray nezdinde bir Cami-i Vala zehi
Bünyanı'nı tahsin edüp ziver didi tarihini
Abdülmecid Han Cami-i Âli bina kıldı behî 1265 / 1848
Bu görkemli kapıdan girilen avlu zemini, büyük taşlarla kaplı olup otantik yapısını korumaktadır. Etrafı yüksek duvarlarla çevrili olan avlunun kuzey duvarı sağırdır. Avlunun kuzeyinde avlu zemininden bir metre yükseklikteki set üzerinde beş basamaklı mermer merdivenle çıkılan, içerisinde ceviz, incir ve çam ağaçları bulunan bir bahçesi vardır.
Avlu giriş kapısının tam karşısında tek katlı üzeri kiremit örtülü çatılı iki meşruta binası, avlunun güney doğu cephesinde şadırvan ile tuvaletler bulunmaktadır. Bu hacimlerin arkasında yüksek bir istinat duvarı yer almaktadır.
Caminin ayrıca güneyinde kıble tarafında etrafı duvarlarla çevrili, üstü demir parmaklıklı küçük bir ön bahçesi de vardır.
Caminin kuzey cephesinde hünkâr mahfili ile kadınlar mahfilinin avluya doğru oval biçimde dışa taşkın altlı üstlü iki kanadı arasında üç açıklıklı cami girişi vardır.
Kıble ekseninde açılan üç açıklıklı cümle kapısından son cemaat yerine kaim mahfillerle harime geçişleri sağlayan bir ara mekâna girilir. Giriş kapısı ile ara mekân arasında yine üç açıklıklı ahşap camekânlı enlemesine dar bir bölüm vardır. Bu bölüm sonradan yapılmıştır. Ara mekânın tavanı ve duvarları sade beyaz boyalıdır.
Girişin biraz önünde mahfilleri taşıyan iki ahşap sütun, doğu ve batı duvarlarının kuzeyinden açılan ve mahfillere geçişi sağlayan iki ahşap kapı, ayrıca güneydoğu ve güneybatı uçlarından birer kapı ile kıble ekseninde açılan harim kapısı bulunmaktadır.
Etrafı içten ve dıştan mermer söveli çift kanatlı ahşap kapıdan harime girilir. Harim kapısının her iki yanında ahşaptan üzeri oval demir parmaklıklı birer pencere vardır.
Harim dört duvar üzerine oturtulmuş üstü kurşun kaplı küçük bir kubbe ile örtülmüştür. Birçok caminin değişmez elemanlarından olan kubbe kasnağı, bu camide mevcut değildir. Köşelerde kubbeyi taşıyan birer paye, payelerin üst kısmında dört ağırlık kulesi bulunmaktadır. Bu ağırlık kuleleri yapının en plastik elemanları olup üzerlerinde palmiye yapraklarını andıran kabartmalar vardır.
Kubbenin ortasındaki ayet kuşağı Kazasker Mustafa Efendi tarafından celi-sülüs hatla yazılmıştır. Burada Nur Suresi 35. Ayetinin bir kısmı yazılıdır.“ Allah göklerin ve yerin nurudur”
Kubbe içi ve duvarlar, rokoko tarzı palmiye yapraklı alçı kabartmalı motiflerle tezyin edilmiştir. Camideki bu alçı kabartma süslemeler Türk İslam Mimarisine yabancıdır.
Harim kare plânlıdır. Harim duvarları rokoko tarzı kabartma motiflerle süslenmiş ve iki sıra pencere ile donatılmıştır. İç mekândaki dekoratif süslemeler bambaşka bir hava veriyor camiye. Burada hâkim renkler beyaz ve açık yeşildir.
Doğu batı cephelerinde altlı üstlü üçerden iki pencere açılmış, cephe gömme ayaklarla bölümlere ayrılmıştır.
Kıble duvarında da altta ve üstte üçer pencere bulunmaktadır. Alttaki orta pencere mihrap nişine denk geldiği için sağırdır. Üst sıra pencerelerde de farklı bir düzen uygulanmıştır. Burada askı kemerinin zorlamasıyla orta pencereler yanlardaki pencerelerden daha büyüktür. Aynı özellikli iki pencere de harim giriş kapısının iki yanında vardır. Böylece harimi aydınlatan toplam 20 pencere bulunmakta ve bütün pencere kemerleri daire şeklindedir.
Üst sıra pencerelerin üzerinde Cihar yar-ı Güzin levhaları bulunmakta celi sülüs hatla katı’ tekniği ile Sultan Abdülmecid tarafından yazılmış ve altında imzası bulunmaktadır.
Çerçeveleri yuvarlak formda altın varaklı ve yazılar cami ile uyum içindedir.
Mihrabı beyaz mermerden yapılmış her iki tarafına simetrik çiçek motifleri mermer dışa oyularak yapılmıştır. Rokoko tarzındadır. Çok güzel bir mermer işçiliği vardır. Mihrabın karşıdan görünüşü kavsarası istiridye gibidir. Üstünde Âl-i İmran Suresi 37. ayeti celi sülüs hattıyla yazılmıştır. Mihrabın iki yanında ikişer şamdan bulunmaktadır.
Minber kırmızı somaki mermerden yapılmıştır. Figüratif motiflerle süslüdür. Üzerinde beyaz, sarıya yakın mermer parçalarla motiflidir. Minber kapısının üzerinde Sultan Abdülmecid’in katı’ tekniği ile bizzat kendisinin yazdığı “ Kelime-i Tevhid” vardır.
Vaaz kürsüsü de kırmızı mermerden yapılmıştır. Kadeh görünümünde alt kısmı aslan ayağı şeklindedir ve çok güzel mermer işçiliği vardır.
Harim bölümünün iç yüzeylerinin düzenlenişi, zeminden askı kemerlerinin üstüne kadar dış düzenlemenin hemen hemen aynıdır. Farklı olarak içeride kapalı panoların içinde alçı kabartmaların yer almasıdır.
Küçük Mecidiye Câmii'nin hünkâr mahfili caminin kuzeyinde çift taraflı dikdörtgen planlı iki katlıdır. Yapının kuzey ve güney uçları daire şeklinde düzenlenmiştir. Kâgir malzeme kullanılmış olup üzeri sıvanmıştır. Hünkâr mahfilinin cepheleri camide olduğu gibi parçalı bir görünüm ortaya koymaktadır.
Caminin kuzeyden giriş ile harim arasındaki ara mekânın sağında batı duvarından açılan bir kapı ile hünkâr dairesine bu kapının tam karşısından doğu tarafındaki simetrik kapıdan müezzin mahfili ve kadınlar bölümüne geçilir. Her iki mahfil de iki katlıdır.
Batıdaki hünkâr dairesinin kapısından iki odalı bir bölüme girilir. Bu kapının tam karşısında sokaktan, doğrudan hünkâr dairesine girilen iki kanatlı bir kapı daha vardır. Padişah camiye bu kapıdan girerdi.
Bu bölümden dönerli ahşap merdivenlerle hünkâr mahfiline çıkılır, merdiven boşluğunun tavanı ve duvarları rokoko tarzı palmiye çiçek motifleriyle bezeli olup çürümeye yüz tutmuştur. Yer yer dökülmeler görülmekte duvarı ise yukardan aşağı boydan boya çatlamıştır. Merdiven kenarları ahşap korkuluklu, duvarlar ise bir metre yükseklikte dekoratif bir ahşap kuşak ile çevrilidir. Merdiven başındaki küçük sahanlığın tavanının yarısı da düşmüştür.
Bu sahanlığın doğu ve batı duvarlarından iki kapı açılmaktadır. Batı duvarından açılan kapıdan bir aralığa girilir. Bu aralığın kapı arkasında duvara monteli mermerden, mermer yalaklı bir abdest çeşmesi, tam karşıda tuvalet, aralığın kuzey batısında küçük bir oda ile kuzeyinde avluya oval biçimde taşmış kubbeli, kubbesiyle duvarlar rokoko tarzı kabartmalı motiflerle tezyinli büyük bir oda yer almaktadır.
Avluya bakan tarafı oval olan bu oda üzeri oval dikdörtgen şeklinde ahşap panjurlu beş adet ahşap pencere ile aydınlanmaktadır. Kubbe merkezinden başlayan bir çatlak duvardan tabana kadar boydan boya kanayan derin bir yarayı andırmaktadır.
Hünkâr dairesi ikinci katına merdiven başından (sağda) doğu tarafına açılan iki kanatlı ahşap kapıdan ikinci bir bölüme geçilir. Burası cami girişindeki ara mekânın üstüdür ve üzeri düz tavan, kuzeyinde dikdörtgen şeklinde üstü oval panjurlu üç büyük penceresi olan bir odadır. Tavanda ve duvarlarda çatlaklar oluşmuş, tavandan kalıplar halinde dökülmeler görülmektedir.
Bu odanın kıble istikametinde sağ önden açılan bir kapı ile hünkâr mahfili dediğimiz padişahın namaz kıldığı bölüme geçilir. Hünkâr odasının üstü küçük yuvarlak bir kubbe ile örtülüdür. Kubbe içi ve duvarlar rokoko tarzı kabartmalarla süslü olup ne yazık ki burada da kubbe ve duvarlardaki çatlaklarla dökülmeye hazır bir durum arz etmektedir.
Hünkâr mahfili ile müezzin mahfilinin harime bakan yüzü bir balkon şeklinde aynen Ortaköy (Büyük Mecidiye ) Câmii’nde olduğu gibi harime taşmıştır. Hünkâr mahfilinin doğusundaki simetrik daire ise müezzin mahfili ve kadınlar bölümüdür. Alt katta girişin doğu duvarından açılan bu bölümün birinci katında küçük bir aralık ve kuzeyinde avluya taşmış vaziyette hünkâr dairesi giriş katındaki odanın aynısı vardır. Tavanı ahşap dikdörtgen şeklinde üzeri oval beş adet pencere ile avluya bakar. Aralıktaki boşluktan ikinci kata kenarları bovling şeklinde korkuluklar bulunan döner ahşap bir merdivenle çıkılır.
Merdiven başından kuzeye açılan bir kapı ile girişteki odanın aynısı bir oda kuzeyden güneye uzanan bir ara mekân ve bu mekânın kıble istikametinde sağ taraftan açılan bir ahşap kapı ile girilen müezzin mahfili ve kadınlar bölümü bulunmaktadır. Bu bölümlerin tavan ve duvarları sadedir.
Müezzin mahfilinin harime bakan kısmı da aynen hünkâr mahfilinde olduğu gibi balkon şeklinde çıkıntılıdır. Hünkâr mahfili ile müezzin mahfili ve kadınlar bölümü simetriktir. Farklı olarak bu bölümde küçük giriş holü yoktur. Bu kısımdaki odalar batı kesimindeki odalara göre daha geniştir. Bu daireye çıkılan merdivenin bitimindeki sahanlığın doğu duvarından açılan bir kapıdan minareye çıkılır.
Caminin kuzeydoğu köşesinde yer alan minare, gotik; şerefesi arabesk stili taş oymalıdır. Minarede gövdeden şerefeye ana hatlarıyla mukarnası andıran gerçekte mukarnas olmayan dört sıra küçük konsolla geçilmektedir. Şerefenin çevresinde on iki küçük mermer kolon yer almaktadır. Bu kolonlar arasına yerleştirilen demir parmaklıklar parapet görevini karşılamaktadır. Bu demirlerde yer yer dökülmeler vardır. Minare bundan sonra külaha kadar daha çok neoklasik olarak süsleme ayrıntıları mesela “yumurta ve ok” motifleri ile devam etmektedir.(9)
Bu gün minarede alemin alt kısımlarında yer yer kopmalar görülmekte paratoner ise yıllar önce kopmuş, yerinden ayrılmış, Vakıflar İdaresine sözlü ve yazılı olarak bildirilmesine rağmen, hala aynı durumdadır.
Tarihi farklı bir mimari özelliği ile son Osmanlı eserlerinden olan Küçük Mecidiye Câmii ciddi bir onarıma acilen ihtiyaç duymaktadır. İlgili ve yetkili makamların özellikle ve öncelikle Vakıflar İdaresi’nin bir an evvel birçok yerlerinde çürümeler, çökmeler, çatlaklar ve dökülmeler görülen bu ecdat yadigârına sahip çıkmalarını dualarla arz ediyoruz.
Caminin görevlilerine ait iki adet lojmanı, yeniden düzenlenen ve nezih bir ortam oluşturulan abdest alma yerleri ve tuvaletleri mevcuttur.
Mülkiyeti Vakıflar İdaresi’ne ait olan Küçük Mecidiye Câmii'nin bir İmam-Hatib kadrosu vardır. Bir İmam- Hatibin görev yaptığı camide vakit namazlarında 10–15 Cuma ve Bayram namazlarında 150–200 cemaat olmaktadır. Hanımların namaz kılabileceği yer mevcut olup Yaz Kuran Kurslarında 15–20 öğrenci bulunmaktadır.
Yerli komedi filmi Can Tertip askerde tanışan iki arkadaşı konu almaktadır. Şakir tüm hayatı boyunca boş dolaşan, aylak aylak gezen amaçsız bir insandır. İlyas ise hep askerlik yapmanın hayalini kurmuş, şimdi ise askere gelmiştir. Şakir, İlyas’ın saf ve kandırılabilen bir insan olduğunu çabucak fark eder ve İlyas’ı bir şekilde askerden kaçmaya ikna eder. Komutanlarının arabasını gizlice çalarlar. Ancak Yüzbaşı Yılmaz olan onlara çok kızacak, yapılanı kendine yediremeyecek ve peşlerine koyulacaktır. Can Tertip Full HD izleyicilerine belesfilm ahalisi olarak keyifli seyirler dileriz.
Askerlikte bir komut vardır. İçtima (toplanma) durumunda saf durumundaki askerler normalde karşıya doğru bakarlarken gelen yüksek rütbeli bir subay özellikle birliklerin konuşlandığı askeri bölümün en üst komutanı geçerken bir komutan dikkat komutan sağda veya solda diye komut verir ,bir anda tüm askerler başlarını komutanın olduğu tarafa çeviriler.
Burada satılık motosikletleri de aynı yöne bakar şekilde dizmiş satıcı.
Nikon D810 + AF Nikkor 28-105mm f/3.5-4.5 D,
Arkadaşlar Videoyu Umarım Begenirsiniz Abone Olarak Desteklerinizi Esirgemeyin Teşekkür Ederim Şimdiden .İyi Seyirler Arkadaşlar Sizlere Daha Çok Bilgi Vermek İçin Hızla Büyüyoruz Desteklerinizi Esirgemeyin Arkadaşlar Bir Abone Bir Takipci Demektir Unutmayın Sizler Varsanız Bizde Varız . Dünyanın her yerinden enteresan olaylar, enteresan bilgiler, enteresan insanlar, pratik bilgiler, pratik şakalar, enteresan şakalar, çeşitli şaka, olay, bilgi, insanlar ile eğlenceli ve farklı videolar yayınladığım kanalımdır. Bu kanalda sizlere her gün birbirinden farklı ve tuhaf bilgiyi, şakayı, olayı ve değişik insanları tanıtmayı hedefliyorum. Bu videolar ile hem eğlenecek hemde çok farklı şeyler öğrenmiş olacaksınız. Bana destek olmak için lütfen kanalıma abone olun. Şimdiden teşekkür ederim. Sosyal Paylaşım Ağları goo.gl/rnY5U9 - google + plus'dan Bizi Takip Et goo.gl/jxmUji - Facebook'dan Bizi Takip Et goo.gl/HMyppz -Twetter'dan Bizi Takip et goo.gl/nZlfpc -- Bloglardan Bizi Takip Et Civan Canova kimdir, Civan Canova, 28 Haziran 1955 tarihinde Ankara‘da doğmuştur. Tiyatro yönetmeni Mahir Canova babasıdır. Ceylan adında ablası vardır. Annesi Gündüz Sencer babasından boşandıktan sonra 1963 yılında Kartal Tibet ile evlenmiştir. Kanat Tibet (d. 11 Mart 1964) ve Kumru Tibet (d. 23 Nisan 1973) adında bir kız kardeşi var. İlkokulu bitirdikten sonra 1966 yılında ortaokul kısmından itibaren yatılı olarak okuduğu Ankara TED Ankara Koleji‘nden 1973 yılında mezun oldu. 1973 yılında puanı Ankara Üniversitesi İktisatı tuttuğu için oraya yazıldı iki ay sonra okulu bıraktı. 1974 yılında Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro bölümünde okumaya başladı. Aynı yıl çekilen Yılmaz Güney‘in “Arkadaş” filminde sinema hayatına başladı. 1978 yılında Konservatuvarın Tiyatro bölümünden mezun olarak İstanbul Devlet Tiyatrolarında çalışmaya başladı. 1981 yılının Eylül ayında Burdur‘da 4 aylık kısa dönem askerlik yaptı. Tiyatro oyunculuğunun yanında tiyatro oyunları da yazmakta, yönetmekte, sinema ve dizi filmlerde oynamaktadır. Civan Canova, 10 Haziran 1998 tarihinde tiyatro ve sinema sanatçısı Açelya Akkoyun ile evlendi. 5 Haziran 2002 tarihinde boşandı. Param parça 39.Bölüm Tek Parca izle hd, Param parça 39.Bölüm Tek Parca izle, Param parça 39.Bölüm Tek Parca, Param parça 39.Bölüm Tek, Param parça 39.Bölüm , Param parça 40.Bölüm Tek Parca izle hd, Param parça 40.Bölüm Tek Parca, Param parça 40.Bölüm Tek, Param parça 40.Bölüm, Param parça 40.Bölüm Fragman izle, Param parça 40.Bölüm fragman, Param parça 41.Bölüm Fragman, Param parça son bölümde ne oldu, Param parça son bölüm izle, param parça yeni bölüm izle, youtu.be/y9sQzhc4uDo
Raphael Perez İsrailli saf ressam biyografi sanatçısı beyanı hayat hikayesi kentsel manzara resimleri
Naif tablonun arkasındaki fikirler hakkında İsrailli ressam Raphael Perez (İbranice adı: Rafi Peretz) ile tam bir röportaj
, özgeçmiş, kişisel biyografi ve özgeçmiş
Soru: Raphael Perez Naif bir ressam olarak çalışma sürecinizden bahseder misiniz?
Cevap: Her şehir ve kasabada mimari açıdan ilginç ve özel bir şekle sahip en ikonik ve ünlü binaları seçerim ve ikonik binaları ağaçlar, çalılar, bitki örtüsü, çiçeklerle dolu bulvarlara yerleştiririm.
Soru: Naif resimlerinize nasıl derinlik katıyorsunuz?
Cevap: Resme derinlik katmak için, o alçak ünlü binalardan sonra, ardından uzun bir ağaç caddesi ve arkalarında kuleler ve gökdelenler, gökyüzünde bazen balonların, uçurtmaların masum işaretlerini koydum. Bazı resimlerimde tekrar eden bir motif, bulvarın ortasında duran ve önünde gelişen tüm sahneyi resmeden ressam figürü, ayrıca çizdiğim devlet bayraklarıyla anaokulu çocuklarıyla birlikte yürüyen iki anaokulu öğretmeni, kucaklaşan öpüşen sevgi dolu çiftler ve bulvarda uyum içinde yürüyen anne, baba ve çocuk aile tabloları.
Soru: Raphael Perez, saf resminizi karakterize eden nedir? Yanıt: Naif tabloların çoğu aynı özelliklere sahiptir (Vikipedi'de göründüğü şekliyle tanım) • Günlük yaşamdan, genellikle insanlarla ilgili özümsemek için basit bir hikaye anlatır. • Ressamın gerçeğe idealleştirmesinin temsili - gerçekliğin haritalanması. • Perspektifi korumada başarısızlık - özellikle uzak ayrıntılarda bile ayrıntılar. • Yinelenen kalıpların kapsamlı kullanımı - birçok ayrıntı. • Sıcak ve parlak renkler. • Bazen ana hatlara vurgu yapılır. • Karakterlerin çoğu düz, hacimsiz • Dokuya, ifadeye, doğru oranlara ilgi yok • Anatomiye ilgi yok. • Işık ve gölge kullanımı çok yoktur, renkler üç boyutlu bir etki yaratır. Bu tanımları tüm naif resimlerim için geçerli buluyorum.
Soru: Raphael Perez, neden Tel Aviv şehrini seçtiniz?
Cevap: Çok sevdiğim ve resim yaptığım başkent Kudüs'te doğdum, Tel Aviv'deki özel Bauhaus binalarını, bir asır önce 1920'lerde ve 1930'larda inşa edilen süs binalarını, güzel bulvarları, kuleleri ve modern gökdelenleri size büyük bir metropolün koşuşturmacasını hissettiren ve mimari açıdan büyüleyici bir çok alçak ve yüksek bina var özel olanı Ayrıca, başkent olan Tel Aviv'e taşınmak kültür, özgürlük ve laiklik, hayatımı istediğim gibi yaşamama, bir erkekle ilişki içinde yaşamama izin verdi, geleneksel bir şehir olan Kudüs, eşcinsel bir hayat yaşamak daha karmaşık, ayrıca sanat dünyası ağırlıklı olarak Tel Aviv şehrinde geçiyor ve profesyonel bir bakış açısıyla, Tel Aviv'de İsrail'deki diğer herhangi bir şehirden daha iyi geçimimi sağlamam mümkün.
Soru: Raphael Perez, Tel Aviv şehrinin resimleri Kudüs şehrinin resimlerinden farklı mı?
Cevap: Kudüs resimlerinin çoğunda sarı, altın rengi, eski şehir duvarlarının rengi vurgulanmıştır, Kudüs'te resmettiğim konular esas olarak Yahudiler ve Araplar arasındaki barışçıl bir yaşamın idealleştirilmesi ve Yahudi dini dünyasını ele alan resimlerdir, bazı resimler günümüz Yahudiliğinin tüm tonlarını tasvir etmektedir. Buna karşılık Tel Aviv resimleri gökdelenler, deniz, balonlar ve daha laik motiflerle daha renklidir
Soru: Raphael Perez, bana şehir çizimlerinde genellikle hangi binaları ve mimarlarını seçtiğini söyle.
Cevap: En sevdiğim binalar, herkesin tanıyabileceği ve şehrin simgesi olan yapılardır ve birkaç örnek vereceksiniz: Tel Aviv şehrinde en sevdiğim binalar: alışılmadık geometrik şekliyle opera binası, özel başlı Yisrotel kulesi, yıllarca Tel Aviv'deki en yüksek binanın simgesi olan Hail Bo Shalom kulesi, Japon pagodasına benzeyen Levin evi, binanın sonunda özel kubbesi olan bordo renkli Nordeau oteli, Bir çift Denizin özel yapısına sahip Alon kuleleri, Tel Aviv'e özgü özel balkonlu ve özel merdivenli Bauhaus binaları, Resimlerin büyük bir bölümünde Dizengoff meydanındaki Yaakov Agam Çeşmesi, borsa kompleksindeki birçok kule, Aviv kuleleri ve Ayalon'daki diğer yüksek binalar, bazı resimlerde planlar aldım Şehirde inşa edilmesi gereken gelecekteki binaların bir taslağını ve onları gerçekte inşa edilmeden önce çizdim, Kudüs resimlerinde esas olarak Eski Ayalon bölgesini seçtim. Şehir ve Doğu Kudüs, Eski Şehir duvarlarının bir resmi, Ağlama Duvarı, Kutsal Kabir Kilisesi,
El Achea Camii, Davut Kulesi, şehirdeki ünlü kiliselerin çoğu, Musa'nın sağ eli, resimlerin çoğunda Yahudi kırmızı erkek kordonlu mavi bir gömlek giyiyor Ben gençlik hareketindeydim ve Arap galabia ile ve o zamanki dini halkın resimlerinde siyah takım elbiseli ve beyaz gömlekli Yahudiler, talitalar, kipalar, özel şapkalar, sinagoglar ve daha fazlası Hayfa şehrinin üç resmini ve Hayfa resimlerinde bir Safed tablosu yaptım. üniversite, Technion, ünlü Yumurtalı Kule, Yelken Kulesi, ünlü oteller, tabii ki Bahai Bahçeleri ve Bahai Tapınağı, Hayfa Limanı ve şehirdeki tekneler ve diğer ünlü binalar
Soru: Raphael Perez, dünyanın dört bir yanından bir dizi başka şehir yarattınız mı?
Yanıt: Guggenheim Müzesi, ünlü gökdelenler - Chrysler Binası, Empire State Binası, Lincoln Center, şehirdeki ünlü sinagog, Özgürlük Heykeli, Amerika Birleşik Devletleri bayrakları ve diğer ünlü binalar gibi tüm ikonik ve ünlü binaları içeren New York City serisini yarattım. Çin'deki şehirlerin 4 naif resmi, Şangay'ın bir resmi, Suzhou şehrinin iki resmi ve Pekin şehrinde Dünya Parkı'nın bir resmi... Tüm ünlü kuleleri, ünlü gezinti yolu, tapınakları ve eski binaları ile Şanghay'ın ünlü silüetini, şehrin ünlü kanalları, köprüleri, özel bahçeleri, kuleleri ve gökdelenleri ile Suzhou şehrinin iki Resmini seçtim
Soru: Raphael Perez Resimlerinize eşlik eden genel fikir nedir?
Cevap: Her ülkenin tarihini ve geçmişini taşıyan küçük ve alçak binaların önündeki gökdelenler aracılığıyla modern şehrin yeniliğini göreceğimiz iyi, güzel, naif, masum bir dünya yaratmak, hepsi bol bitki örtüsü, bulvarlar, ağaçlar Ressam Rafi Peretz ve ailesinin özgeçmişi, biyografisi, özgeçmişi
Soru: Raphael Perez ne zaman İbranice rafi peretz adıyla doğdu?
Cevap: İbranice Raphael Perez, adı Rafi Peretz 4 Mart 1965'te doğdu.
Soru: Raphael Perez nerede doğdu?
Cevap: Raphael Perez Kudüs, İsrail'de doğdu
Soru: Raphael Perez'in tam adı nedir?
Cevap: Tam adı Raphael Perez'dir.
Soru: Raphael Perez hangi sanat kurumundan mezun oldu?
Cevap: Raphael Perez, Be'er Sheva'daki Görsel Sanatlar Merkezi'nden mezun oldu.
Soru: Raphael Perez ne zaman resim yapmaya başladı?
Cevap: Raphael Perez 1989 yılında resim yapmaya başladı.
Soru: Ne zaman sanat satarak geçiminizi sağlamaya başladınız?
Cevap: Raphael Perez, 1999 yılında sanat satarak geçimini sağlamaya başladı.
Soru: Raphael Perez nerede yaşıyor ve çalışıyor?
Cevap: 1995'ten beri Raphael Perez, Tel Aviv'deki stüdyosunda yaşıyor ve çalışıyor.
Soru: Raphael Perez IDF'de hangi askeri çerçevede görev yaptı?
Cevap: Raphael Perez topçu birliklerinde görev yaptı
Soru: Raphael Perez, askerlikten sonra hangi işlerde çalıştı?
Cevap: Raphael Perez 15 yıl çocuklar için terapötik ortamlarda eğitimde çalıştı ve sanat ve hareket öğretti
Soru: İsrailli ressam Raphael Perez'in kaç erkek ve kız kardeşi var?
Cevap: Ressamın 5 oğlu ve iki kızı olmak üzere toplam yedi çocuğu var, yani ressam Raphael Perez'in 4 erkek ve iki kız kardeşi daha var.
Soru: Ressam Raphael Perez'in erkek ve kız kardeşleri ne iş yapıyor?
Cevap: Ağabeyi David Peretz Perez dini araştırmalar alanında, kız kardeşi Hana Peretz Perez eğitim alanında, anaokulu öğretmeni ve çocuk bakımıyla uğraşıyor, bugün Amerika Birleşik Devletleri'nde muhafazakar bir haham olan ancak geçmişte eğitim ve terapi ile uğraşan erkek kardeş Avi Peretz Perez, yaratıcılık ve kuyumculuk alanlarıyla uğraşan Asher Peretz Perez kardeş İkiz kardeş Mickey Peretz Perez tanınmış bir endüstriyel tasarımcı ve satıcı. Küçük kız kardeş Shlomit Peretz Perez, Bezeq'te yönetici pozisyonunda çalışıyor.
Soru: Ressam Raphael Perez'in anne babası hakkında bilgi verir misiniz?
Cevap: Ressam Raphael Perez'in ebeveynleri Shimon Perez Peretz ve Eliza Alice Ben Yair, 1950'de Kudüs'te evlendiler, ikisi de Fas'ta doğdu ve 1949'da İsrail'e göç etti, Shimon Peretz gençliğinde bir binada çalıştı ve daha sonra Hadassah Ein Kerem Hastanesinde resepsiyonist olarak çalıştı, Eliza Alice Peretz çocuk bakımı Anaokulu, anaokullarında çalıştı ve tabii ki yedi çocuğuna bakıp büyüttü.
---------------
A full interview with the Israeli painter Raphael Perez (in Hebrew Rafi Peretz) about the ideas behind the naive painting, resume, personal biography and CV
Question: Raphael Perez Tell us about your work process as a naive painter?
Answer: I choose the most iconic and famous buildings in every city and town that are architecturally interesting and have a special shape and place the iconic buildings on boulevards full of trees, bushes, vegetation, flowers.
Question: How do you give depth in your naive paintings?
Answer: To give depth to the painting, I build the painting with layers of vegetation, after those low famous buildings, followed by a tall avenue of trees, and behind them towers and skyscrapers, in the sky I sometimes put innocent signs of balloons, kites.
A recurring motif in some of my paintings is the figure of the painter who is in the center of the boulevard and paints the entire scene unfolding in front of him, also there are two kindergarten teachers who are walking with the kindergarten children with the state flags that I paint, and loving couples hugging and kissing and family paintings of mother, father and child walking in harmony on the boulevard.
Question: Raphael Perez What characterizes your naive painting?
Answer: Most naive paintings have the same characteristics
(Definition as it appears in Wikipedia)
• Tells a simple story to absorb from everyday life, usually with humans.
• The representation of the painter's idealization to reality - the mapping of reality.
• Failure to maintain perspective - especially details even in distant details.
• Extensive use of repeating patterns - many details.
• Warm and bright colors.
• Sometimes the emphasis is on outlines.
• Most of the characters are flat, lack volume
• No interest in texture, expression, correct proportions
• No interest in anatomy.
• There is not much use of light and shadow, the colors create a three-dimensional effect.
I find these definitions to be valid for all my naive paintings
Question: Raphael Perez Why do you mainly choose the city of Tel Aviv?
Answer: I was born in Jerusalem, the capital city which I love very much and also paint,
I love the special Bauhaus buildings in Tel Aviv, the ornamental buildings that were built a century ago in the 1920s and 1930s, the beautiful boulevards, towers and modern skyscrapers give you the feeling of the hustle and bustle of a large metropolis and there are quite a few low and tall buildings that are architecturally fascinating in their form the special one
Also, the move to Tel Aviv, which is the capital of culture, freedom, and secularism, allowed me to live my life as I chose, to live in a relationship with a man, Jerusalem, which is a traditional city, it is more complicated to live a homosexual life, also, the art world takes place mainly in the city of Tel Aviv, and it is possible that from a professional point of view, this allows I can support myself better in Tel Aviv than in any other city in Israel.
Question: raphael perez are the paintings of the city of Tel Aviv different from the paintings of the city of Jerusalem
Answer: Most of the paintings of Jerusalem have an emphasis on the color yellow, gold, the color of the old city walls, the subjects I painted in Jerusalem are mainly a type of idealization of a peaceful life between Jews and Arabs and paintings that deal with the Jewish religious world, a number of paintings depict all shades of the currents of Judaism of today
In contrast, the Tel Aviv paintings are more colorful, with skyscrapers, the sea, balloons and more secular motifs
Question: Raphael Perez Tell us about which buildings and their architects you usually choose in your city paintings
Answer: My favorite buildings are those that have a special shape that anyone can recognize and are the symbols of the city and you will give several examples:
In the city of Tel Aviv, my favorite buildings are: the opera building with its unusual geometric shape, the Yisrotel tower with its special head, the Hail Bo Shalom tower that for years was the symbol of the tallest building in Tel Aviv, the Levin house that looks like a Japanese pagoda, the burgundy-colored Nordeau hotel with the special dome at the end of the building, A pair of Alon towers with the special structure of the sea, Bauhaus buildings typical of Tel Aviv with the special balconies and the special staircase, the Yaakov Agam fountain in Dizengoff square appears in a large part of the paintings, many towers that are in the stock exchange complex, the Aviv towers and other tall buildings on Ayalon, in some of the paintings I took plans An outline of future buildings that need to be built in the city and I drew them even before they were built in reality,
In the paintings of Jerusalem, I mainly chose the area of the Old City and East Jerusalem, a painting of the walls of the Old City, the Western Wall, the Church of the Holy Sepulcher, the El Akchea Mosque, the Tower of David, most of the famous churches in the city, the right hand of Moses, in most of the paintings the Jew is wearing a blue shirt with a red male cord I was in the youth movement and the Arab with a galabia, and in the paintings of the religious public then, Jews with black suits and white shirts, tallitas, kippahs, special hats, synagogues and more
I also created three paintings of the city of Haifa and one painting of Safed
In the Haifa paintings I drew the university, the Technion, the famous Egged Tower, the Sail Tower, well-known hotels, of course the Baha'i Gardens and the Baha'i Temple, Haifa Port and the boats and other famous buildings in the city
Question: Have you created series of other cities from around the world?
Answer: I created series of New York City with all the iconic and famous buildings such as: the Guggenheim Museum, the famous skyscrapers - the Chrysler Building, the Empire State Building, Lincoln Center, the famous synagogue in the city, the Statue of Liberty, the flags of the United States and other famous buildings
Two paintings of London and all its famous sites, Big Ben, famous monuments, the Ferris wheel, Queen Elizabeth and her family, the double bus, the famous public telephone, palaces, famous churches, well-known monuments
I created 4 naive paintings of cities in China, a painting of Shanghai, two paintings of the city of Suzhou and a painting of the World Park in the city of Beijing... I chose the famous skyline of Shanghai with all the famous towers, the famous promenade, temples and old buildings, two Paintings of the city of Suzhou with the famous canals, bridges, special gardens, towers and skyscrapers of the city
ALLAHAISMARLADIK ARKADAŞLARIM, HAKKINIZI HELAL EDİN!
12 ARALIK 2008 CUMA GÜNÜ ÇANAKKALE 116. ER EĞİTİM ALAY KOMUTANLIĞI'NA 15 AY SÜRECEK OLAN VATANİ GÖREVİMİN ACEMİLİK KISMINI YAPMAK ÜZERE TESLİM OLACAĞIM.
flickr'da BULUNDUĞUM SÜRE İÇERİSİNDE İSTEMEDEN DE OLSA KALPLERİNİ KIRDIĞIM VE ÜZDÜĞÜM KİŞİLER OLMUŞ OLABİLİR, AFFOLA.
HAKKINIZI HELAL EDİN...
BENDEN YANA EĞER VARSA HELALİ HOŞ OLSUN :)
BEŞ GÖNÜLLÜ
Seddülbahir’in Kerevizderesi’ne 21. Alaya, Haziran sonlarında 5 gönüllü gönderildi. Bunlar oldukça yaşlı, askerlik çağı dışındaki kişilerdi. Çanakkale’deki savaşlar, bu beş yaşlı genci, evlerinde oturtamamıştı. Savaşa katılmak için, Karadeniz kıyılarından gelmişlerdi...
canakkalesehitlikgezileri.com/canakkale-zaferi-hikayeleri...
#ÇanakkaleHikayeleri, #ÇanakkaleÖyküleri
Raphael Perez İsrailli saf ressam biyografi sanatçısı beyanı hayat hikayesi kentsel manzara resimleri
Naif tablonun arkasındaki fikirler hakkında İsrailli ressam Raphael Perez (İbranice adı: Rafi Peretz) ile tam bir röportaj
, özgeçmiş, kişisel biyografi ve özgeçmiş
Soru: Raphael Perez Naif bir ressam olarak çalışma sürecinizden bahseder misiniz?
Cevap: Her şehir ve kasabada mimari açıdan ilginç ve özel bir şekle sahip en ikonik ve ünlü binaları seçerim ve ikonik binaları ağaçlar, çalılar, bitki örtüsü, çiçeklerle dolu bulvarlara yerleştiririm.
Soru: Naif resimlerinize nasıl derinlik katıyorsunuz?
Cevap: Resme derinlik katmak için, o alçak ünlü binalardan sonra, ardından uzun bir ağaç caddesi ve arkalarında kuleler ve gökdelenler, gökyüzünde bazen balonların, uçurtmaların masum işaretlerini koydum. Bazı resimlerimde tekrar eden bir motif, bulvarın ortasında duran ve önünde gelişen tüm sahneyi resmeden ressam figürü, ayrıca çizdiğim devlet bayraklarıyla anaokulu çocuklarıyla birlikte yürüyen iki anaokulu öğretmeni, kucaklaşan öpüşen sevgi dolu çiftler ve bulvarda uyum içinde yürüyen anne, baba ve çocuk aile tabloları.
Soru: Raphael Perez, saf resminizi karakterize eden nedir? Yanıt: Naif tabloların çoğu aynı özelliklere sahiptir (Vikipedi'de göründüğü şekliyle tanım) • Günlük yaşamdan, genellikle insanlarla ilgili özümsemek için basit bir hikaye anlatır. • Ressamın gerçeğe idealleştirmesinin temsili - gerçekliğin haritalanması. • Perspektifi korumada başarısızlık - özellikle uzak ayrıntılarda bile ayrıntılar. • Yinelenen kalıpların kapsamlı kullanımı - birçok ayrıntı. • Sıcak ve parlak renkler. • Bazen ana hatlara vurgu yapılır. • Karakterlerin çoğu düz, hacimsiz • Dokuya, ifadeye, doğru oranlara ilgi yok • Anatomiye ilgi yok. • Işık ve gölge kullanımı çok yoktur, renkler üç boyutlu bir etki yaratır. Bu tanımları tüm naif resimlerim için geçerli buluyorum.
Soru: Raphael Perez, neden Tel Aviv şehrini seçtiniz?
Cevap: Çok sevdiğim ve resim yaptığım başkent Kudüs'te doğdum, Tel Aviv'deki özel Bauhaus binalarını, bir asır önce 1920'lerde ve 1930'larda inşa edilen süs binalarını, güzel bulvarları, kuleleri ve modern gökdelenleri size büyük bir metropolün koşuşturmacasını hissettiren ve mimari açıdan büyüleyici bir çok alçak ve yüksek bina var özel olanı Ayrıca, başkent olan Tel Aviv'e taşınmak kültür, özgürlük ve laiklik, hayatımı istediğim gibi yaşamama, bir erkekle ilişki içinde yaşamama izin verdi, geleneksel bir şehir olan Kudüs, eşcinsel bir hayat yaşamak daha karmaşık, ayrıca sanat dünyası ağırlıklı olarak Tel Aviv şehrinde geçiyor ve profesyonel bir bakış açısıyla, Tel Aviv'de İsrail'deki diğer herhangi bir şehirden daha iyi geçimimi sağlamam mümkün.
Soru: Raphael Perez, Tel Aviv şehrinin resimleri Kudüs şehrinin resimlerinden farklı mı?
Cevap: Kudüs resimlerinin çoğunda sarı, altın rengi, eski şehir duvarlarının rengi vurgulanmıştır, Kudüs'te resmettiğim konular esas olarak Yahudiler ve Araplar arasındaki barışçıl bir yaşamın idealleştirilmesi ve Yahudi dini dünyasını ele alan resimlerdir, bazı resimler günümüz Yahudiliğinin tüm tonlarını tasvir etmektedir. Buna karşılık Tel Aviv resimleri gökdelenler, deniz, balonlar ve daha laik motiflerle daha renklidir
Soru: Raphael Perez, bana şehir çizimlerinde genellikle hangi binaları ve mimarlarını seçtiğini söyle.
Cevap: En sevdiğim binalar, herkesin tanıyabileceği ve şehrin simgesi olan yapılardır ve birkaç örnek vereceksiniz: Tel Aviv şehrinde en sevdiğim binalar: alışılmadık geometrik şekliyle opera binası, özel başlı Yisrotel kulesi, yıllarca Tel Aviv'deki en yüksek binanın simgesi olan Hail Bo Shalom kulesi, Japon pagodasına benzeyen Levin evi, binanın sonunda özel kubbesi olan bordo renkli Nordeau oteli, Bir çift Denizin özel yapısına sahip Alon kuleleri, Tel Aviv'e özgü özel balkonlu ve özel merdivenli Bauhaus binaları, Resimlerin büyük bir bölümünde Dizengoff meydanındaki Yaakov Agam Çeşmesi, borsa kompleksindeki birçok kule, Aviv kuleleri ve Ayalon'daki diğer yüksek binalar, bazı resimlerde planlar aldım Şehirde inşa edilmesi gereken gelecekteki binaların bir taslağını ve onları gerçekte inşa edilmeden önce çizdim, Kudüs resimlerinde esas olarak Eski Ayalon bölgesini seçtim. Şehir ve Doğu Kudüs, Eski Şehir duvarlarının bir resmi, Ağlama Duvarı, Kutsal Kabir Kilisesi,
El Achea Camii, Davut Kulesi, şehirdeki ünlü kiliselerin çoğu, Musa'nın sağ eli, resimlerin çoğunda Yahudi kırmızı erkek kordonlu mavi bir gömlek giyiyor Ben gençlik hareketindeydim ve Arap galabia ile ve o zamanki dini halkın resimlerinde siyah takım elbiseli ve beyaz gömlekli Yahudiler, talitalar, kipalar, özel şapkalar, sinagoglar ve daha fazlası Hayfa şehrinin üç resmini ve Hayfa resimlerinde bir Safed tablosu yaptım. üniversite, Technion, ünlü Yumurtalı Kule, Yelken Kulesi, ünlü oteller, tabii ki Bahai Bahçeleri ve Bahai Tapınağı, Hayfa Limanı ve şehirdeki tekneler ve diğer ünlü binalar
Soru: Raphael Perez, dünyanın dört bir yanından bir dizi başka şehir yarattınız mı?
Yanıt: Guggenheim Müzesi, ünlü gökdelenler - Chrysler Binası, Empire State Binası, Lincoln Center, şehirdeki ünlü sinagog, Özgürlük Heykeli, Amerika Birleşik Devletleri bayrakları ve diğer ünlü binalar gibi tüm ikonik ve ünlü binaları içeren New York City serisini yarattım. Çin'deki şehirlerin 4 naif resmi, Şangay'ın bir resmi, Suzhou şehrinin iki resmi ve Pekin şehrinde Dünya Parkı'nın bir resmi... Tüm ünlü kuleleri, ünlü gezinti yolu, tapınakları ve eski binaları ile Şanghay'ın ünlü silüetini, şehrin ünlü kanalları, köprüleri, özel bahçeleri, kuleleri ve gökdelenleri ile Suzhou şehrinin iki Resmini seçtim
Soru: Raphael Perez Resimlerinize eşlik eden genel fikir nedir?
Cevap: Her ülkenin tarihini ve geçmişini taşıyan küçük ve alçak binaların önündeki gökdelenler aracılığıyla modern şehrin yeniliğini göreceğimiz iyi, güzel, naif, masum bir dünya yaratmak, hepsi bol bitki örtüsü, bulvarlar, ağaçlar Ressam Rafi Peretz ve ailesinin özgeçmişi, biyografisi, özgeçmişi
Soru: Raphael Perez ne zaman İbranice rafi peretz adıyla doğdu?
Cevap: İbranice Raphael Perez, adı Rafi Peretz 4 Mart 1965'te doğdu.
Soru: Raphael Perez nerede doğdu?
Cevap: Raphael Perez Kudüs, İsrail'de doğdu
Soru: Raphael Perez'in tam adı nedir?
Cevap: Tam adı Raphael Perez'dir.
Soru: Raphael Perez hangi sanat kurumundan mezun oldu?
Cevap: Raphael Perez, Be'er Sheva'daki Görsel Sanatlar Merkezi'nden mezun oldu.
Soru: Raphael Perez ne zaman resim yapmaya başladı?
Cevap: Raphael Perez 1989 yılında resim yapmaya başladı.
Soru: Ne zaman sanat satarak geçiminizi sağlamaya başladınız?
Cevap: Raphael Perez, 1999 yılında sanat satarak geçimini sağlamaya başladı.
Soru: Raphael Perez nerede yaşıyor ve çalışıyor?
Cevap: 1995'ten beri Raphael Perez, Tel Aviv'deki stüdyosunda yaşıyor ve çalışıyor.
Soru: Raphael Perez IDF'de hangi askeri çerçevede görev yaptı?
Cevap: Raphael Perez topçu birliklerinde görev yaptı
Soru: Raphael Perez, askerlikten sonra hangi işlerde çalıştı?
Cevap: Raphael Perez 15 yıl çocuklar için terapötik ortamlarda eğitimde çalıştı ve sanat ve hareket öğretti
Soru: İsrailli ressam Raphael Perez'in kaç erkek ve kız kardeşi var?
Cevap: Ressamın 5 oğlu ve iki kızı olmak üzere toplam yedi çocuğu var, yani ressam Raphael Perez'in 4 erkek ve iki kız kardeşi daha var.
Soru: Ressam Raphael Perez'in erkek ve kız kardeşleri ne iş yapıyor?
Cevap: Ağabeyi David Peretz Perez dini araştırmalar alanında, kız kardeşi Hana Peretz Perez eğitim alanında, anaokulu öğretmeni ve çocuk bakımıyla uğraşıyor, bugün Amerika Birleşik Devletleri'nde muhafazakar bir haham olan ancak geçmişte eğitim ve terapi ile uğraşan erkek kardeş Avi Peretz Perez, yaratıcılık ve kuyumculuk alanlarıyla uğraşan Asher Peretz Perez kardeş İkiz kardeş Mickey Peretz Perez tanınmış bir endüstriyel tasarımcı ve satıcı. Küçük kız kardeş Shlomit Peretz Perez, Bezeq'te yönetici pozisyonunda çalışıyor.
Soru: Ressam Raphael Perez'in anne babası hakkında bilgi verir misiniz?
Cevap: Ressam Raphael Perez'in ebeveynleri Shimon Perez Peretz ve Eliza Alice Ben Yair, 1950'de Kudüs'te evlendiler, ikisi de Fas'ta doğdu ve 1949'da İsrail'e göç etti, Shimon Peretz gençliğinde bir binada çalıştı ve daha sonra Hadassah Ein Kerem Hastanesinde resepsiyonist olarak çalıştı, Eliza Alice Peretz çocuk bakımı Anaokulu, anaokullarında çalıştı ve tabii ki yedi çocuğuna bakıp büyüttü.
===================
Halk sanat renkli boyama ilkel ressam raphael perez çocuk sanatçı kentsel peyzaj büyük naif sanat büyük boy resimleri רפי פרץ צייר אמן ישראלי עכשווי מודרני הצייר הישראלי העכשווי המודרני אמנות ישראלית עכשווית מודרנית האמנות הישראלית העכשווית המודרנית אומנות העכשוויות הישראליות העכשוויות המודרניות ציור ציורים הציור הציורים וציור וציורים לציור לציורים מציור מציורים מצייר מציירים ומצייר ומציירים שמצייר שמציירים נאיבי נאיבית נאיביית נאיביים הנאיביים הנאיבי הנאיבית והנאיבית והנאיבי של עם גדול גדולים הגדול הגדולים והגדול והגדולים תערוכה תערוכות התערוכה התערוכות והתערוכה והתערוכה לתערוכה לתערוכות גלריה גלריות והגלריה והגלריות הגלריה הגלריות לגלריה לגלריות מהגלריה מהגלריות אדום כתום צהוב ירוק כחול סגול שחור לבן האדום הכתום הצהוב הירוק הכחול השחור הסגול הלבן שחורים לבנים אדומים כתומים צהובים ירוקים סגולים האדומים הכתומים הצהובים הירוקים הסגולים השחורים הלבנים צבעים צבע הצבעים הצבע בצבעים בצבע לצבע לצבעים והצבע והצבעים צובע צובעים הצובע הצובעים האמן האמנים האומנים לאמנים לאומנים והאומנים ציירים הציירים והציירים לציירים מהציירים מהאמנים אומנות האמנות באמנות לאמנות ואמנות באומנות לאומנות והאומנות אמנותי האמנות האומנותי האומנות תערוכה תערוכות התערוכה התערוכות הגלריה הגלריות בגלריה בגלריות והגלריה והגלריות מהגלריה מהגלריות מהתערוכה מהתערוכות חדש חדשני החדש החדשני חדשנית החדשנית מקורי המקורי המקורית מקורית מיוחד המיוחד המיוחדים מיוחדים בניינים הבניינים מבנים מבנה בניין הבניין אתרים האתרים המפורסמים המפורסם מפורסם מפורסמים בישראל ישראל וישראל תל אביב תלאביב בתל בתלאביב ותל מתל אור האור באור מתיילד ילדותי הילדותי המתיילד ילד תלאביבי אביבי שמח השמח
אופטימי האופטימי שמחים השמחים האופטימיים האופטימיים מלאי בציורי ציורי יוצר היוצר יוצרים היוצרים והיוצר והיוצרים
וציורי לציורי מציורי רחובות רחוב הרחובות הרחוב אורבני האורבני אקריליק באקריליק על בד קנווס קנבס קנוס בקנווס בדים נוף נופים הנוף הנופים לנוף לנופים מהנוף מהנופים נופי בנופי חזקים עזים החזקים העזים לבית לסלון למשרד בית סלון משרד לבתים למשרדים משרדים בתים למכירה מכירה המכירה מכירות מוכר המוכר קונה הקונה קונים הקונים בקנייה במכירה פומבית הפומבית לרכוש רכוש ברכישה ישירה ישיר מהאמן עיר העיר ערים הערים
naivna umetnost slikarstvo folk slikar umetnik ingênuo arte pintura folk pintor artista наивное искусство живопись народный художник художник naïf art peinture folk peintre artiste saf sanat boyama halk ressam sanatçı ingenuo artista pittore folk pittore Kunst Malerei Volksmaler Künstler naïeve kunst schilderij folk schilder kunstenaar raphael perez rafi peretz israeli painter artist painters artists artwork artworks fine art naive naife naif naiv folk urban landscape cityscape colorful colorist colorfull fun happy israel urbanic picture pictures image flickr flickriver hive mind interesting tagged bizmakebiz photos images lage big size tel aviv painting paintings beautiful amazing famous
1892 yılında Adana'da dünyaya geldi. Babası tarihte "Ramazanoğulları" diye bilinen aileden Müctebâ Bey, annesi ise Ümmügülsüm Hanım'dır. Sâmi Efendi'nin büyük ceddi Abdülhâdi Bey'in tesbit ettiği aile şeceresine göre, Ramazanoğulları'nın aslen Türklerin Oğuz boyunun Üçoklar kabilesinden olduğu ve Hz. Hâlid b. Velid (r.a.) nesliyle münasebeti olduğu anlaşılmaktadır.İlk, Orta ve lise tahsilini Adana'da tamamlayan Sami Efendi, yüksek tahsil için İstanbul'a geldi. Darü'l-fünun Mektebi'ne girdi. Hukuk Fakültesi'ni birincilikle bitirdikten sonra askerlik hizmetini yedek subay olarak yine İstanbul'da yaptı.Zâhir ilimlerini devrin ulemâ ve müderrislerinden tamamlayan Sâmi Efendi için sıra mânevî ilimlere ve batın imârına gelmişti. Fıtrat-ı necibesinin şiddetli meyli sebebiyle tasavvuf yoluna süluk etti. Devrin meşhur Nakşi tekkesi Gümüşhaneli Dergâhı'nda hir müddet erbaîn ve riyâzatla meşgul olduktan sonra arkadaşı eski Beşiktaş Müftüsü Fuad Efendi'nin babası Rüşdü Efendi'nin delâletiyle Kelamî Dergâhı şeyhi ve Meclis-i meşâyih reisi Erbilli Es'ad Efendi'ye intisâb etti. Kısa zamanda kesb-i kemâlât eyleyip seyr-u sülukunu ikmâlden sonra hilâfetle irşada mezun kılındı. Bir müddet daha mürşidinin yanında kaldı ve bilâhare memleketi Adana'ya irşâda vazifeli olarak gönderildi.
Mahmud Sâmi Efendi, tekkelerin kapatılmasından sonra memleketi Adana'da bir yandan Cami-i Kebir'de vaaz ve hususî sohbetleriyle irşâd hizmetini yürütürken bir yandan da maişetini temin için bir kereste ticarethanesinin muhasebesini tutuyordu. O, babasından ve ailesinden kendisine intikal eden büyük serveti almamış ve "Hiçhir kimse kendi kazancından daha hayırlı bir yiyecek asla yememiştir" hadis-i şerifi gereğince kendi el emeğiyle geçinmeyi tercih etmiştir. Yazları, Adana'nın Namrun ve Kızıldağ Yaylası ile Kayseri'nin Talas'ında geçirirdi. Hac yolunun açıldığı 1946 yılında ilk defa hacca gitti.1951 yılında İstanbul'a geldi. İki yıl kadar İstanbul'da kaldıktan sonra 1953 yılında hac mevsiminden önce hacca, dönüşte de arkadaşı Konyalı Saraç Mehmed Efendi'yle Şam'a geldi ve oraya yerleşti. Bilâhare ailesi, damadı ile birlikte yanına gitti. Ancak bu Şam hicreti dokuz ay kadar sürdü.Tekrar İstanbul'a geldi. İstanbul'a bu gelişlerinde önce Bayezid-Laleli'ye, sonra da Erenköyü'ne yerleşti. İstanbul'da bulunduğu yıllarda Adana'daki gibi bir yandan Erenköy Zihnipaşa Camii'ndeki vaazları ve hususi sohbetleriyle irşâd hizmetini yürütürken diğer yandan da Tahtakale'de bir ticarethanenin muhasebesini tedvirle maişetini temin etmekteydi. Onun bu vaaz, irşad ve sohbetlerinden cemiyetin her sınıfından; fakir-zengin, Okumuş-Okumamış, esnaf-işçi, memur-tüccar ve fabrikatör binlerce insan istifade ederek feyz almış, istikamet bulmuş ve böylece etrafında yepyeni blr nesil teşekkül etmiştir.Talebelerini manevi himaye kanatları altında toplayarak onları cemiyetin her türlü kötü cereyanından korumaya çalışmıştır.1979 yılında gönlündeki muhabbet-i Resulullah ateşi, onu, Medine'ye hicrete mecbur etti. Çünkü onun son arzusu Peygamber şehrinde Hakk'a varmaktı. Nitekim 1957 yılında yakınları kendilerine Eyüp Sultan'dan kabir yeri almayı teklif ettiklerinde: "Herkesi arzusuna bıraksalar biz, Cennetü'l-Baki'yi arzu ederiz" buyurmuşlardı. Cenab-ı Hak, sevdiği kulunun arzusunu kabul buyurdu. Nitekim İstanbul'da bulunduğu yıllarda mübtelâ olduğu hastalık, orada da yakasını bırakmadı. Fakat en acılı, ağrılı zamanlarında bile o, hiçbir şikâyette bulunmamış, yüzünden tebessümü eksik olmamıştır.Vefatı 10 Cemaziyelevvel 1404/12 Şubat 1984 Pazar günü vakî olmuş ve Cennetul-Baki'ye defnedilmiştir.
ESERLERİ1. Hazreti İbrahim (AS)2. Hazreti Yusuf (AS)3. Yunus ve Hud Sureleri Tefsiri4. Bedir Gazvesi ve Enfal S.5. Uhud Gazvesi6. Tebük Gazvesi7. Hazreti Ebu Bekir (RA)8. Hazreti Ömer (RA)9. Hazreti Osman (RA)10. Hazreti Ali (RA)11. Hazreti Halid İbni Velid (RA)12. Ashab-ı Kiram (RA) (1-2)13. Musâhabe ( 1-6)14. Mükerrem İnsan15. Fatiha Suresi Tefsiri16. Bakara Suresi Tefsiri17. Dualar ve Zikirler.Kaynak: Son devrin kutup yıldızları-Yener Dönmez
Özel harekat birimlerinde istihdam edilmek üzere, en az lise veya dengi okul mezunları KPSS şartı aranmaksızın, mülakatla polis meslek eğitim merkezlerine alınabilecek.
Özel harekat birimlerinde istihdam edilmek üzere, en az lise veya dengi okul mezunlarından askerlik hizmetini tamamlamış olanlar...
yerelturkiye.com/gundem/ozel-harekatcilar-kpss-sarti-olma...
Ramazanlarda kullanılırdı eskiden bu top iftar saati ilanı için.. Şimdinin havai fişek olarak fırlatılan ses bombaları icat edilmeseydi hala da kullanılır olurdu. Kimbilir üzerinde ne kadar acemi topçu askeri eğitildi. Birinci veya İkinci dünya savaşından kalma olduğunu düşünüyorum. Askerlerin daha gelişmiş savaş toplarına sahip oldukça H:E:K yani hasarlı,eskimiş,köhnemiş sınıfında askerlikten ayırdığı emtiadan olduğu kesin. Biga Kaymakamlığı önündeki alanda arzı endam ediyordu. Mustafa Dıramalı ile yanına sokulmuş ve Alman yapımı Krupp marka olduğunu da görmüştük. Rahmetli Barış Manço'nun o güzel şarkısında dillendirdiği gibi diyelim.
Heyyyy koca Topçuuu.
Şu dağlara yan gele (Yan gele)
Bahr-i sefitteki düşman sefinesinin su kesimi
Denkleşduur
İki bıyık bükümü sağa (Beraber, bir, iki)
Üç evlek ileru (Beraber, bir, iki, üç)
Bir gülle tıkıla
Ikıla
Sıkıla
Mesafe hak getire
Haydi Allah rasgetire aman
www.youtube.com/watch?v=4zVhCoDLdg4
Panasonic DMC-FZ50
Raphael Perez İsrailli saf ressam biyografi sanatçısı beyanı hayat hikayesi kentsel manzara resimleri
Naif tablonun arkasındaki fikirler hakkında İsrailli ressam Raphael Perez (İbranice adı: Rafi Peretz) ile tam bir röportaj
, özgeçmiş, kişisel biyografi ve özgeçmiş
Soru: Raphael Perez Naif bir ressam olarak çalışma sürecinizden bahseder misiniz?
Cevap: Her şehir ve kasabada mimari açıdan ilginç ve özel bir şekle sahip en ikonik ve ünlü binaları seçerim ve ikonik binaları ağaçlar, çalılar, bitki örtüsü, çiçeklerle dolu bulvarlara yerleştiririm.
Soru: Naif resimlerinize nasıl derinlik katıyorsunuz?
Cevap: Resme derinlik katmak için, o alçak ünlü binalardan sonra, ardından uzun bir ağaç caddesi ve arkalarında kuleler ve gökdelenler, gökyüzünde bazen balonların, uçurtmaların masum işaretlerini koydum. Bazı resimlerimde tekrar eden bir motif, bulvarın ortasında duran ve önünde gelişen tüm sahneyi resmeden ressam figürü, ayrıca çizdiğim devlet bayraklarıyla anaokulu çocuklarıyla birlikte yürüyen iki anaokulu öğretmeni, kucaklaşan öpüşen sevgi dolu çiftler ve bulvarda uyum içinde yürüyen anne, baba ve çocuk aile tabloları.
Soru: Raphael Perez, saf resminizi karakterize eden nedir? Yanıt: Naif tabloların çoğu aynı özelliklere sahiptir (Vikipedi'de göründüğü şekliyle tanım) • Günlük yaşamdan, genellikle insanlarla ilgili özümsemek için basit bir hikaye anlatır. • Ressamın gerçeğe idealleştirmesinin temsili - gerçekliğin haritalanması. • Perspektifi korumada başarısızlık - özellikle uzak ayrıntılarda bile ayrıntılar. • Yinelenen kalıpların kapsamlı kullanımı - birçok ayrıntı. • Sıcak ve parlak renkler. • Bazen ana hatlara vurgu yapılır. • Karakterlerin çoğu düz, hacimsiz • Dokuya, ifadeye, doğru oranlara ilgi yok • Anatomiye ilgi yok. • Işık ve gölge kullanımı çok yoktur, renkler üç boyutlu bir etki yaratır. Bu tanımları tüm naif resimlerim için geçerli buluyorum.
Soru: Raphael Perez, neden Tel Aviv şehrini seçtiniz?
Cevap: Çok sevdiğim ve resim yaptığım başkent Kudüs'te doğdum, Tel Aviv'deki özel Bauhaus binalarını, bir asır önce 1920'lerde ve 1930'larda inşa edilen süs binalarını, güzel bulvarları, kuleleri ve modern gökdelenleri size büyük bir metropolün koşuşturmacasını hissettiren ve mimari açıdan büyüleyici bir çok alçak ve yüksek bina var özel olanı Ayrıca, başkent olan Tel Aviv'e taşınmak kültür, özgürlük ve laiklik, hayatımı istediğim gibi yaşamama, bir erkekle ilişki içinde yaşamama izin verdi, geleneksel bir şehir olan Kudüs, eşcinsel bir hayat yaşamak daha karmaşık, ayrıca sanat dünyası ağırlıklı olarak Tel Aviv şehrinde geçiyor ve profesyonel bir bakış açısıyla, Tel Aviv'de İsrail'deki diğer herhangi bir şehirden daha iyi geçimimi sağlamam mümkün.
Soru: Raphael Perez, Tel Aviv şehrinin resimleri Kudüs şehrinin resimlerinden farklı mı?
Cevap: Kudüs resimlerinin çoğunda sarı, altın rengi, eski şehir duvarlarının rengi vurgulanmıştır, Kudüs'te resmettiğim konular esas olarak Yahudiler ve Araplar arasındaki barışçıl bir yaşamın idealleştirilmesi ve Yahudi dini dünyasını ele alan resimlerdir, bazı resimler günümüz Yahudiliğinin tüm tonlarını tasvir etmektedir. Buna karşılık Tel Aviv resimleri gökdelenler, deniz, balonlar ve daha laik motiflerle daha renklidir
Soru: Raphael Perez, bana şehir çizimlerinde genellikle hangi binaları ve mimarlarını seçtiğini söyle.
Cevap: En sevdiğim binalar, herkesin tanıyabileceği ve şehrin simgesi olan yapılardır ve birkaç örnek vereceksiniz: Tel Aviv şehrinde en sevdiğim binalar: alışılmadık geometrik şekliyle opera binası, özel başlı Yisrotel kulesi, yıllarca Tel Aviv'deki en yüksek binanın simgesi olan Hail Bo Shalom kulesi, Japon pagodasına benzeyen Levin evi, binanın sonunda özel kubbesi olan bordo renkli Nordeau oteli, Bir çift Denizin özel yapısına sahip Alon kuleleri, Tel Aviv'e özgü özel balkonlu ve özel merdivenli Bauhaus binaları, Resimlerin büyük bir bölümünde Dizengoff meydanındaki Yaakov Agam Çeşmesi, borsa kompleksindeki birçok kule, Aviv kuleleri ve Ayalon'daki diğer yüksek binalar, bazı resimlerde planlar aldım Şehirde inşa edilmesi gereken gelecekteki binaların bir taslağını ve onları gerçekte inşa edilmeden önce çizdim, Kudüs resimlerinde esas olarak Eski Ayalon bölgesini seçtim. Şehir ve Doğu Kudüs, Eski Şehir duvarlarının bir resmi, Ağlama Duvarı, Kutsal Kabir Kilisesi,
El Achea Camii, Davut Kulesi, şehirdeki ünlü kiliselerin çoğu, Musa'nın sağ eli, resimlerin çoğunda Yahudi kırmızı erkek kordonlu mavi bir gömlek giyiyor Ben gençlik hareketindeydim ve Arap galabia ile ve o zamanki dini halkın resimlerinde siyah takım elbiseli ve beyaz gömlekli Yahudiler, talitalar, kipalar, özel şapkalar, sinagoglar ve daha fazlası Hayfa şehrinin üç resmini ve Hayfa resimlerinde bir Safed tablosu yaptım. üniversite, Technion, ünlü Yumurtalı Kule, Yelken Kulesi, ünlü oteller, tabii ki Bahai Bahçeleri ve Bahai Tapınağı, Hayfa Limanı ve şehirdeki tekneler ve diğer ünlü binalar
Soru: Raphael Perez, dünyanın dört bir yanından bir dizi başka şehir yarattınız mı?
Yanıt: Guggenheim Müzesi, ünlü gökdelenler - Chrysler Binası, Empire State Binası, Lincoln Center, şehirdeki ünlü sinagog, Özgürlük Heykeli, Amerika Birleşik Devletleri bayrakları ve diğer ünlü binalar gibi tüm ikonik ve ünlü binaları içeren New York City serisini yarattım. Çin'deki şehirlerin 4 naif resmi, Şangay'ın bir resmi, Suzhou şehrinin iki resmi ve Pekin şehrinde Dünya Parkı'nın bir resmi... Tüm ünlü kuleleri, ünlü gezinti yolu, tapınakları ve eski binaları ile Şanghay'ın ünlü silüetini, şehrin ünlü kanalları, köprüleri, özel bahçeleri, kuleleri ve gökdelenleri ile Suzhou şehrinin iki Resmini seçtim
Soru: Raphael Perez Resimlerinize eşlik eden genel fikir nedir?
Cevap: Her ülkenin tarihini ve geçmişini taşıyan küçük ve alçak binaların önündeki gökdelenler aracılığıyla modern şehrin yeniliğini göreceğimiz iyi, güzel, naif, masum bir dünya yaratmak, hepsi bol bitki örtüsü, bulvarlar, ağaçlar Ressam Rafi Peretz ve ailesinin özgeçmişi, biyografisi, özgeçmişi
Soru: Raphael Perez ne zaman İbranice rafi peretz adıyla doğdu?
Cevap: İbranice Raphael Perez, adı Rafi Peretz 4 Mart 1965'te doğdu.
Soru: Raphael Perez nerede doğdu?
Cevap: Raphael Perez Kudüs, İsrail'de doğdu
Soru: Raphael Perez'in tam adı nedir?
Cevap: Tam adı Raphael Perez'dir.
Soru: Raphael Perez hangi sanat kurumundan mezun oldu?
Cevap: Raphael Perez, Be'er Sheva'daki Görsel Sanatlar Merkezi'nden mezun oldu.
Soru: Raphael Perez ne zaman resim yapmaya başladı?
Cevap: Raphael Perez 1989 yılında resim yapmaya başladı.
Soru: Ne zaman sanat satarak geçiminizi sağlamaya başladınız?
Cevap: Raphael Perez, 1999 yılında sanat satarak geçimini sağlamaya başladı.
Soru: Raphael Perez nerede yaşıyor ve çalışıyor?
Cevap: 1995'ten beri Raphael Perez, Tel Aviv'deki stüdyosunda yaşıyor ve çalışıyor.
Soru: Raphael Perez IDF'de hangi askeri çerçevede görev yaptı?
Cevap: Raphael Perez topçu birliklerinde görev yaptı
Soru: Raphael Perez, askerlikten sonra hangi işlerde çalıştı?
Cevap: Raphael Perez 15 yıl çocuklar için terapötik ortamlarda eğitimde çalıştı ve sanat ve hareket öğretti
Soru: İsrailli ressam Raphael Perez'in kaç erkek ve kız kardeşi var?
Cevap: Ressamın 5 oğlu ve iki kızı olmak üzere toplam yedi çocuğu var, yani ressam Raphael Perez'in 4 erkek ve iki kız kardeşi daha var.
Soru: Ressam Raphael Perez'in erkek ve kız kardeşleri ne iş yapıyor?
Cevap: Ağabeyi David Peretz Perez dini araştırmalar alanında, kız kardeşi Hana Peretz Perez eğitim alanında, anaokulu öğretmeni ve çocuk bakımıyla uğraşıyor, bugün Amerika Birleşik Devletleri'nde muhafazakar bir haham olan ancak geçmişte eğitim ve terapi ile uğraşan erkek kardeş Avi Peretz Perez, yaratıcılık ve kuyumculuk alanlarıyla uğraşan Asher Peretz Perez kardeş İkiz kardeş Mickey Peretz Perez tanınmış bir endüstriyel tasarımcı ve satıcı. Küçük kız kardeş Shlomit Peretz Perez, Bezeq'te yönetici pozisyonunda çalışıyor.
Soru: Ressam Raphael Perez'in anne babası hakkında bilgi verir misiniz?
Cevap: Ressam Raphael Perez'in ebeveynleri Shimon Perez Peretz ve Eliza Alice Ben Yair, 1950'de Kudüs'te evlendiler, ikisi de Fas'ta doğdu ve 1949'da İsrail'e göç etti, Shimon Peretz gençliğinde bir binada çalıştı ve daha sonra Hadassah Ein Kerem Hastanesinde resepsiyonist olarak çalıştı, Eliza Alice Peretz çocuk bakımı Anaokulu, anaokullarında çalıştı ve tabii ki yedi çocuğuna bakıp büyüttü.
------------------
רפי פרץ צייר אמן ישראלי עכשווי מודרני הצייר הישראלי העכשווי המודרני אמנות ישראלית עכשווית מודרנית האמנות הישראלית העכשווית המודרנית אומנות העכשוויות הישראליות העכשוויות המודרניות ציור ציורים הציור הציורים וציור וציורים לציור לציורים מציור מציורים מצייר מציירים ומצייר ומציירים שמצייר שמציירים נאיבי נאיבית נאיביית נאיביים הנאיביים הנאיבי הנאיבית והנאיבית והנאיבי של עם גדול גדולים הגדול הגדולים והגדול והגדולים תערוכה תערוכות התערוכה התערוכות והתערוכה והתערוכה לתערוכה לתערוכות גלריה גלריות והגלריה והגלריות הגלריה הגלריות לגלריה לגלריות מהגלריה מהגלריות אדום כתום צהוב ירוק כחול סגול שחור לבן האדום הכתום הצהוב הירוק הכחול השחור הסגול הלבן שחורים לבנים אדומים כתומים צהובים ירוקים סגולים האדומים הכתומים הצהובים הירוקים הסגולים השחורים הלבנים צבעים צבע הצבעים הצבע בצבעים בצבע לצבע לצבעים והצבע והצבעים צובע צובעים הצובע הצובעים האמן האמנים האומנים לאמנים לאומנים והאומנים ציירים הציירים והציירים לציירים מהציירים מהאמנים אומנות האמנות באמנות לאמנות ואמנות באומנות לאומנות והאומנות אמנותי האמנות האומנותי האומנות תערוכה תערוכות התערוכה התערוכות הגלריה הגלריות בגלריה בגלריות והגלריה והגלריות מהגלריה מהגלריות מהתערוכה מהתערוכות חדש חדשני החדש החדשני חדשנית החדשנית מקורי המקורי המקורית מקורית מיוחד המיוחד המיוחדים מיוחדים בניינים הבניינים מבנים מבנה בניין הבניין אתרים האתרים המפורסמים המפורסם מפורסם מפורסמים בישראל ישראל וישראל תל אביב תלאביב בתל בתלאביב ותל מתל אור האור באור מתיילד ילדותי הילדותי המתיילד ילד תלאביבי אביבי שמח השמח
אופטימי האופטימי שמחים השמחים האופטימיים האופטימיים מלאי בציורי ציורי יוצר היוצר יוצרים היוצרים והיוצר והיוצרים
וציורי לציורי מציורי רחובות רחוב הרחובות הרחוב אורבני האורבני אקריליק באקריליק על בד קנווס קנבס קנוס בקנווס בדים נוף נופים הנוף הנופים לנוף לנופים מהנוף מהנופים נופי בנופי חזקים עזים החזקים העזים לבית לסלון למשרד בית סלון משרד לבתים למשרדים משרדים בתים למכירה מכירה המכירה מכירות מוכר המוכר קונה הקונה קונים הקונים בקנייה במכירה פומבית הפומבית לרכוש רכוש ברכישה ישירה ישיר מהאמן עיר העיר ערים הערים
naivna umetnost slikarstvo folk slikar umetnik ingênuo arte pintura folk pintor artista наивное искусство живопись народный художник художник naïf art peinture folk peintre artiste saf sanat boyama halk ressam sanatçı ingenuo artista pittore folk pittore Kunst Malerei Volksmaler Künstler naïeve kunst schilderij folk schilder kunstenaar raphael perez rafi peretz israeli painter artist painters artists artwork artworks fine art naive naife naif naiv folk urban landscape cityscape colorful colorist colorfull fun happy israel urbanic picture pictures image flickr flickriver hive mind interesting tagged bizmakebiz photos images lage big size tel aviv painting paintings beautiful amazing famous
העכשוויRaphael Perez İsrailli saf ressam biyografi sanatçısı beyanı hayat hikayesi kentsel manzara resimleri
Naif tablonun arkasındaki fikirler hakkında İsrailli ressam Raphael Perez (İbranice adı: Rafi Peretz) ile tam bir röportaj
, özgeçmiş, kişisel biyografi ve özgeçmiş
Soru: Raphael Perez Naif bir ressam olarak çalışma sürecinizden bahseder misiniz?
Cevap: Her şehir ve kasabada mimari açıdan ilginç ve özel bir şekle sahip en ikonik ve ünlü binaları seçerim ve ikonik binaları ağaçlar, çalılar, bitki örtüsü, çiçeklerle dolu bulvarlara yerleştiririm.
Soru: Naif resimlerinize nasıl derinlik katıyorsunuz?
Cevap: Resme derinlik katmak için, o alçak ünlü binalardan sonra, ardından uzun bir ağaç caddesi ve arkalarında kuleler ve gökdelenler, gökyüzünde bazen balonların, uçurtmaların masum işaretlerini koydum. Bazı resimlerimde tekrar eden bir motif, bulvarın ortasında duran ve önünde gelişen tüm sahneyi resmeden ressam figürü, ayrıca çizdiğim devlet bayraklarıyla anaokulu çocuklarıyla birlikte yürüyen iki anaokulu öğretmeni, kucaklaşan öpüşen sevgi dolu çiftler ve bulvarda uyum içinde yürüyen anne, baba ve çocuk aile tabloları.
Soru: Raphael Perez, saf resminizi karakterize eden nedir? Yanıt: Naif tabloların çoğu aynı özelliklere sahiptir (Vikipedi'de göründüğü şekliyle tanım) • Günlük yaşamdan, genellikle insanlarla ilgili özümsemek için basit bir hikaye anlatır. • Ressamın gerçeğe idealleştirmesinin temsili - gerçekliğin haritalanması. • Perspektifi korumada başarısızlık - özellikle uzak ayrıntılarda bile ayrıntılar. • Yinelenen kalıpların kapsamlı kullanımı - birçok ayrıntı. • Sıcak ve parlak renkler. • Bazen ana hatlara vurgu yapılır. • Karakterlerin çoğu düz, hacimsiz • Dokuya, ifadeye, doğru oranlara ilgi yok • Anatomiye ilgi yok. • Işık ve gölge kullanımı çok yoktur, renkler üç boyutlu bir etki yaratır. Bu tanımları tüm naif resimlerim için geçerli buluyorum.
Soru: Raphael Perez, neden Tel Aviv şehrini seçtiniz?
Cevap: Çok sevdiğim ve resim yaptığım başkent Kudüs'te doğdum, Tel Aviv'deki özel Bauhaus binalarını, bir asır önce 1920'lerde ve 1930'larda inşa edilen süs binalarını, güzel bulvarları, kuleleri ve modern gökdelenleri size büyük bir metropolün koşuşturmacasını hissettiren ve mimari açıdan büyüleyici bir çok alçak ve yüksek bina var özel olanı Ayrıca, başkent olan Tel Aviv'e taşınmak kültür, özgürlük ve laiklik, hayatımı istediğim gibi yaşamama, bir erkekle ilişki içinde yaşamama izin verdi, geleneksel bir şehir olan Kudüs, eşcinsel bir hayat yaşamak daha karmaşık, ayrıca sanat dünyası ağırlıklı olarak Tel Aviv şehrinde geçiyor ve profesyonel bir bakış açısıyla, Tel Aviv'de İsrail'deki diğer herhangi bir şehirden daha iyi geçimimi sağlamam mümkün.
Soru: Raphael Perez, Tel Aviv şehrinin resimleri Kudüs şehrinin resimlerinden farklı mı?
Cevap: Kudüs resimlerinin çoğunda sarı, altın rengi, eski şehir duvarlarının rengi vurgulanmıştır, Kudüs'te resmettiğim konular esas olarak Yahudiler ve Araplar arasındaki barışçıl bir yaşamın idealleştirilmesi ve Yahudi dini dünyasını ele alan resimlerdir, bazı resimler günümüz Yahudiliğinin tüm tonlarını tasvir etmektedir. Buna karşılık Tel Aviv resimleri gökdelenler, deniz, balonlar ve daha laik motiflerle daha renklidir
Soru: Raphael Perez, bana şehir çizimlerinde genellikle hangi binaları ve mimarlarını seçtiğini söyle.
Cevap: En sevdiğim binalar, herkesin tanıyabileceği ve şehrin simgesi olan yapılardır ve birkaç örnek vereceksiniz: Tel Aviv şehrinde en sevdiğim binalar: alışılmadık geometrik şekliyle opera binası, özel başlı Yisrotel kulesi, yıllarca Tel Aviv'deki en yüksek binanın simgesi olan Hail Bo Shalom kulesi, Japon pagodasına benzeyen Levin evi, binanın sonunda özel kubbesi olan bordo renkli Nordeau oteli, Bir çift Denizin özel yapısına sahip Alon kuleleri, Tel Aviv'e özgü özel balkonlu ve özel merdivenli Bauhaus binaları, Resimlerin büyük bir bölümünde Dizengoff meydanındaki Yaakov Agam Çeşmesi, borsa kompleksindeki birçok kule, Aviv kuleleri ve Ayalon'daki diğer yüksek binalar, bazı resimlerde planlar aldım Şehirde inşa edilmesi gereken gelecekteki binaların bir taslağını ve onları gerçekte inşa edilmeden önce çizdim, Kudüs resimlerinde esas olarak Eski Ayalon bölgesini seçtim. Şehir ve Doğu Kudüs, Eski Şehir duvarlarının bir resmi, Ağlama Duvarı, Kutsal Kabir Kilisesi,
El Achea Camii, Davut Kulesi, şehirdeki ünlü kiliselerin çoğu, Musa'nın sağ eli, resimlerin çoğunda Yahudi kırmızı erkek kordonlu mavi bir gömlek giyiyor Ben gençlik hareketindeydim ve Arap galabia ile ve o zamanki dini halkın resimlerinde siyah takım elbiseli ve beyaz gömlekli Yahudiler, talitalar, kipalar, özel şapkalar, sinagoglar ve daha fazlası Hayfa şehrinin üç resmini ve Hayfa resimlerinde bir Safed tablosu yaptım. üniversite, Technion, ünlü Yumurtalı Kule, Yelken Kulesi, ünlü oteller, tabii ki Bahai Bahçeleri ve Bahai Tapınağı, Hayfa Limanı ve şehirdeki tekneler ve diğer ünlü binalar
Soru: Raphael Perez, dünyanın dört bir yanından bir dizi başka şehir yarattınız mı?
Yanıt: Guggenheim Müzesi, ünlü gökdelenler - Chrysler Binası, Empire State Binası, Lincoln Center, şehirdeki ünlü sinagog, Özgürlük Heykeli, Amerika Birleşik Devletleri bayrakları ve diğer ünlü binalar gibi tüm ikonik ve ünlü binaları içeren New York City serisini yarattım. Çin'deki şehirlerin 4 naif resmi, Şangay'ın bir resmi, Suzhou şehrinin iki resmi ve Pekin şehrinde Dünya Parkı'nın bir resmi... Tüm ünlü kuleleri, ünlü gezinti yolu, tapınakları ve eski binaları ile Şanghay'ın ünlü silüetini, şehrin ünlü kanalları, köprüleri, özel bahçeleri, kuleleri ve gökdelenleri ile Suzhou şehrinin iki Resmini seçtim
Soru: Raphael Perez Resimlerinize eşlik eden genel fikir nedir?
Cevap: Her ülkenin tarihini ve geçmişini taşıyan küçük ve alçak binaların önündeki gökdelenler aracılığıyla modern şehrin yeniliğini göreceğimiz iyi, güzel, naif, masum bir dünya yaratmak, hepsi bol bitki örtüsü, bulvarlar, ağaçlar Ressam Rafi Peretz ve ailesinin özgeçmişi, biyografisi, özgeçmişi
Soru: Raphael Perez ne zaman İbranice rafi peretz adıyla doğdu?
Cevap: İbranice Raphael Perez, adı Rafi Peretz 4 Mart 1965'te doğdu.
Soru: Raphael Perez nerede doğdu?
Cevap: Raphael Perez Kudüs, İsrail'de doğdu
Soru: Raphael Perez'in tam adı nedir?
Cevap: Tam adı Raphael Perez'dir.
Soru: Raphael Perez hangi sanat kurumundan mezun oldu?
Cevap: Raphael Perez, Be'er Sheva'daki Görsel Sanatlar Merkezi'nden mezun oldu.
Soru: Raphael Perez ne zaman resim yapmaya başladı?
Cevap: Raphael Perez 1989 yılında resim yapmaya başladı.
Soru: Ne zaman sanat satarak geçiminizi sağlamaya başladınız?
Cevap: Raphael Perez, 1999 yılında sanat satarak geçimini sağlamaya başladı.
Soru: Raphael Perez nerede yaşıyor ve çalışıyor?
Cevap: 1995'ten beri Raphael Perez, Tel Aviv'deki stüdyosunda yaşıyor ve çalışıyor.
Soru: Raphael Perez IDF'de hangi askeri çerçevede görev yaptı?
Cevap: Raphael Perez topçu birliklerinde görev yaptı
Soru: Raphael Perez, askerlikten sonra hangi işlerde çalıştı?
Cevap: Raphael Perez 15 yıl çocuklar için terapötik ortamlarda eğitimde çalıştı ve sanat ve hareket öğretti
Soru: İsrailli ressam Raphael Perez'in kaç erkek ve kız kardeşi var?
Cevap: Ressamın 5 oğlu ve iki kızı olmak üzere toplam yedi çocuğu var, yani ressam Raphael Perez'in 4 erkek ve iki kız kardeşi daha var.
Soru: Ressam Raphael Perez'in erkek ve kız kardeşleri ne iş yapıyor?
Cevap: Ağabeyi David Peretz Perez dini araştırmalar alanında, kız kardeşi Hana Peretz Perez eğitim alanında, anaokulu öğretmeni ve çocuk bakımıyla uğraşıyor, bugün Amerika Birleşik Devletleri'nde muhafazakar bir haham olan ancak geçmişte eğitim ve terapi ile uğraşan erkek kardeş Avi Peretz Perez, yaratıcılık ve kuyumculuk alanlarıyla uğraşan Asher Peretz Perez kardeş İkiz kardeş Mickey Peretz Perez tanınmış bir endüstriyel tasarımcı ve satıcı. Küçük kız kardeş Shlomit Peretz Perez, Bezeq'te yönetici pozisyonunda çalışıyor.
Soru: Ressam Raphael Perez'in anne babası hakkında bilgi verir misiniz?
Cevap: Ressam Raphael Perez'in ebeveynleri Shimon Perez Peretz ve Eliza Alice Ben Yair, 1950'de Kudüs'te evlendiler, ikisi de Fas'ta doğdu ve 1949'da İsrail'e göç etti, Shimon Peretz gençliğinde bir binada çalıştı ve daha sonra Hadassah Ein Kerem Hastanesinde resepsiyonist olarak çalıştı, Eliza Alice Peretz çocuk bakımı Anaokulu, anaokullarında çalıştı ve tabii ki yedi çocuğuna bakıp büyüttü.
-----------------
המודרני אמנות ישראלית עכשווית מודרנית האמנות הישראלית העכשווית המודרנית אומנות העכשוויות הישראליות העכשוויות המודרניות ציור ציורים הציור הציורים וציור וציורים לציור לציורים מציור מציורים מצייר מציירים ומצייר ומציירים שמצייר שמציירים נאיבי נאיבית נאיביית נאיביים הנאיביים הנאיבי הנאיבית והנאיבית והנאיבי של עם גדול גדולים הגדול הגדולים והגדול והגדולים תערוכה תערוכות התערוכה התערוכות והתערוכה והתערוכה לתערוכה לתערוכות גלריה גלריות והגלריה והגלריות הגלריה הגלריות לגלריה לגלריות מהגלריה מהגלריות אדום כתום צהוב ירוק כחול סגול שחור לבן האדום הכתום הצהוב הירוק הכחול השחור הסגול הלבן שחורים לבנים אדומים כתומים צהובים ירוקים סגולים האדומים הכתומים הצהובים הירוקים הסגולים השחורים הלבנים צבעים צבע הצבעים הצבע בצבעים בצבע לצבע לצבעים והצבע והצבעים צובע צובעים הצובע הצובעים האמן האמנים האומנים לאמנים לאומנים והאומנים ציירים הציירים והציירים לציירים מהציירים מהאמנים אומנות האמנות באמנות לאמנות ואמנות באומנות לאומנות והאומנות אמנותי האמנות האומנותי האומנות תערוכה תערוכות התערוכה התערוכות הגלריה הגלריות בגלריה בגלריות והגלריה והגלריות מהגלריה מהגלריות מהתערוכה מהתערוכות חדש חדשני החדש החדשני חדשנית החדשנית מקורי המקורי המקורית מקורית מיוחד המיוחד המיוחדים מיוחדים בניינים הבניינים מבנים מבנה בניין הבניין אתרים האתרים המפורסמים המפורסם מפורסם מפורסמים בישראל ישראל וישראל תל אביב תלאביב בתל בתלאביב ותל מתל אור האור באור מתיילד ילדותי הילדותי המתיילד ילד תלאביבי אביבי שמח השמח
אופטימי האופטימי שמחים השמחים האופטימיים האופטימיים מלאי בציורי ציורי יוצר היוצר יוצרים היוצרים והיוצר והיוצרים
וציורי לציורי מציורי רחובות רחוב הרחובות הרחוב אורבני האורבני אקריליק באקריליק על בד קנווס קנבס קנוס בקנווס בדים נוף נופים הנוף הנופים לנוף לנופים מהנוף מהנופים נופי בנופי חזקים עזים החזקים העזים לבית לסלון למשרד בית סלון משרד לבתים למשרדים משרדים בתים למכירה מכירה המכירה מכירות מוכר המוכר קונה הקונה קונים הקונים בקנייה במכירה פומבית הפומבית לרכוש רכוש ברכישה ישירה ישיר מהאמן עיר העיר ערים הערים
naivna umetnost slikarstvo folk slikar umetnik ingênuo arte pintura folk pintor artista наивное искусство живопись народный художник художник naïf art peinture folk peintre artiste saf sanat boyama halk ressam sanatçı ingenuo artista pittore folk pittore Kunst Malerei Volksmaler Künstler naïeve kunst schilderij folk schilder kunstenaar raphael perez rafi peretz israeli painter artist painters artists artwork artworks fine art naive naife naif naiv folk urban landscape cityscape colorful colorist colorfull fun happy israel urbanic picture pictures image flickr flickriver hive mind interesting tagged bizmakebiz photos images lage big size tel aviv painting paintings beautiful amazing famous
Ankara'ya en yakın mesafede tarihi İpek Yolu üzerinde Sakarya Nehri havzasında bulunan ve 1994 yılında hemşerimiz Nevzat Ceylan'ın (Ceylan Dershanesi sahibidir ve o kurumda askerlik sonrası 1 aylık Türkçe Öğretmenliği yapmışlığım vardır.) Milli Parklar Genel Müdürlüğü döneminde koruma altına alınan Nallıhan Kuş Cenneti, Nallıhan Davutoğlan Köyü sınırları içindedir. Geçit yapan, kışlayan ve üreyen 168'den fazla kuş türüne ev sahipliği yapmaktadır.
Sulak, çamur düzlükleri, ağaçlık, bozkır ve kayalık alanları ile çok çeşitli ekosistemiere sahip olduğundan pek çok türün beslenip barınmasına fırsat vermektedir, imkan tanımaktadır.
Bu bilgiler size şu adresten derlenmiştir: www.nallihan.bel.tr/kuscenneti.asp
Benim gördüğüm kadarıyla epey bir kuş türü var ve sessiz alanda yaşıyorlar. O gün hava biraz sert olsa da adlarını bilmediğim birçok kuşa rast geldim. Havada yakaladım. Dahası karabataklar da geziniyordu ördeklerle eş olup. Sanırım Kartal'a bile rast geldim. Kanatlarını açışı ve kanatlarındaki fark edilen renk değişikliği beni epey bir heyecanlandırdı.
Mimar Cengiz Bektaş, Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığı’nda yer alan bu camiyi, 1964’te askerlik hizmeti döneminde tasarladı. İnşaatına ertesi yıl başlanan cami, askerlik görevini aynı tümende yapan mimar Kemal Aran’ın denetiminde tamamlandı.
Etimesgut Cami, Ankara
#SALTAraştırma, Mimarlık ve Tasarım Arşivi
Kemal Aran’ın izniyle
Repository: SALT Research
Rights Info: This material can be used under Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International (CC BY-NC-ND 4.0) license.
Bölgedeki komutanlardan biri, terhisine 20 ile 24 gün kalan emrindeki iki askerin kendisine gelerek, askerliklerinin uzatılmasını istediklerini söyledi. Komutan, "Bu askerlerim bana gelerek, ’Komutanım Meclis’ten tezkere çıktı, bizim terhisimizi vermeyin. Biz arkadaşlarımızla birlikte görev yapmaya devam etmek istiyoruz’ dedi. Bu askerlerin talepleri hepimizi çok duygulandırdı. Bu ruh ve vatan sevgisi bizde hep vardı, bundan sonra da var olacak. Bunu görev yaptığımız tüm askerlerimizde görüyoruz. Bu da bizim şevkimizi artırıyor" diye konuştu.
Şimdi bu sağ taraftaki yakışıklı, efendi, sade; ama hoşsohbet abim bir gün geldi. Dedi ki: "Cemoli, koç ben biriyle yazışıyorum internette. Epeydir de sohbet devam ediyor aramızda. Kız arkadaşım Sydney'de yaşıyor ve görüşmek istiyoruz."
Ben de dedim ki: "Valla abim, fotoğrafından da anlaşıldığı üzere hoş, nazik, sevimli biri. Ben görmek, konuşmak isterim. Başladık yenge adayımızla telefonlaşmaya da hemencecik. Abimin taktiği budur. Beni de tanıştırır hemen ki ailemizi de tanısın diye.
Üniverisitede okuyorum o ara. Fotoğraf, resim, müzik, dersler derken yenge adayıyla sohbetimiz de ilerledi. Veeee bir gün abim İstanbul'a gitti arabasıyla. Ben anladım ama neden gittiğini.
İşyerinden izini kaptığı gibi gitti hemen. 3 5 günlük geziden sonra nihayetinde geldiler Ankara'ya. Ailemin en çok sevip saydığı Mustafa Abim bu hareketiyle benim gözüm girdi.
Annemi görseniz kafayı yiyordu resmen. Dünya tatlısı annem o gün her ne sebepse yenge adayıma yüz vermedi. Yenge adayımız Tansel Ablam da o gün güldükçe güldü. Babam da kızımız bizde kalsın. Dışarıda, otelde olmaz. Hem tanıyıp tanışmak da gerek deyince Tansoşum kalan günlerini bizde tamamladı.
Benim için dünya tatlısı abla, ailem içinse saadet kaynağı ve yıllar sonra birden bulunmuş kızımız gibiydi.
Nişan, düğün dedik ve biraraya geldiler. Abim kararını verdi:
Yengemle, bu güzel ve değerli insanla Sydney'de yaşayacaktı. Ben o ara askerdeydim ve bu karar dünyamı yıktı. Yıkılsa da dünyam onlar adına mesut oldum. Ben yine bir gün izin alıp Gümüşsuyu Askeri Hastanesi'ne tedaviye gittim. Tedavim bitince de buluştuk. Onlar el ele, kol kola geziyorlar. Benimse gözlerim doluyor. Kendimi gizliyorum onlardan. Şişli'de veda ettim gözyaşlarımla. Hem hüzün hem hüsün bir aradaydı o gün.
Ben mutsuzdum ikisi de gidiyor diye. Onlarsa yeni bir hayata ertesi gün merhaba dediler.
Şimi Tuana adlı fıstıkları var.
Ve ben Tuana'yı her gördüğümde onların bu güzel fotoğrafını, güzel gülüşlü fotoğrafımızı görmüş gibi oluyorum.
Unutmayın: Sizi ben seviyorum!
Çörek, Schwarzkümmel, Nigella sativa
Çörek otu
Türk çörek otu
Mısır çörek otu
Beyaz çörek otu
Familyası: Dügünçiçegigillerden, Hahnenfussgewachse, Ranunculace
Drugları: Çörek tohumu: Nigellae semen
Çörek yağı: Nigellae oleum
Çörekotunun tohumları çay ve baharat olarak, yağı ise natürel ilaç ya-pımında kullanılır.
Giriş: Çörekotunun oldukça çok türü mevcuttur ve bunlardan şifa maksadı ile sadece Türk çörekotu, Mısır çörekotu veya beyaz çörekotu diye anılan Nigella sativa kullanılır. Çörekotunun vatanı Türkiye olup binlerce yıldır orta doğu ve kuzey Afrika ülkelerinde çok yaygın olarak yetiştirilmektedir. Bitki Türkiye'den çok Mısır'da yetiştirildiğinden Mısır çörekotu ve taç yapraklarının beyaz olması nedeniylede beyaz çörekotu diye de anılır. Bunun haricinde Şam çörekotu; Nigella damascena, İs-panya çörekotu, Nigella hispanica ve yabani çörekotu, Nigella arvensis’i sayabiliriz, fakat bunlar şifa maksadı ile kullanılmazlar. Peygamber Efendimiz çörek tohumunun ölüm hariç her türlü hastalığı iyileştireceğini beyan etmiş ve bu hadis nedeni ile müslümanlar çörek tohumunu o günden bugüne kadar çok yaygın olarak kullanmışlardır. Son yapılan araştırmalarla bitkinin bahar nezlesi, besin alerjisi, (alerjik ekzema= nörodermatis) ve alerjik astıma karşı etki olduğunun tespit edilmesi nedeni ile önemi oldukça artmıştır.
Botanik: Vatanı Türkiye olup buradan önce orta doğu ve kuzey Afrika ülkelerinde sonrada dünyanın hemen der yöresine yayılmıştır. Yaprakları ince şerit şeklinde ve uçları hafif sivricedir. Ana kanat yaprakları 2-4 yan kanatlardan ve uçta tek yan kanattan oluşur ve yan kanatları da yine yan kanatlardan oluşur. Yaprakları gövdeye değişken sıra ile dizilmiş¬lerdir ve yeşil veya hafif sarımsı yeşil renklidir. Çiçekleri kalp veya yumurta şeklinde beş adet beyaz renkli, kenarları hafif dalgalı taçyap¬raklardan oluşur. Ortasında daha doğrusu göbeğin çevresinde 30-50 adet döllenme tozluğu bulunur ve bu döllenme tozluklarının başında topuzcuklar bulunur. Göbekteki yeşilimsi kapsül yavaş yavaş büyüyerek beş bölümlü kapsül oluşur, her bölümün ucunda birer anten gibi sivrilik vardır ve içinde çok küçük siyah tohumlar bulunur.
Yetiştirilmesi: Çörekotunun vatanı zaten Türkiye olup yetiştirilmesinde herhangi bir problem söz konusu değildir. Şubat ve Mart aylarında çörek tohumları kasalara, camlıklara, yastıklara veya seralara ekilir ve Nisan- Mayıs aylarında fideleri 30*40sm aralıklarda bahçe ve tarlalara ekilir.
Hasat zamanı: Eylül ve ekim aylarında çörek kapsülleri toplanarak dö-vülür ve çıkarılan tohumları kurutularak porselen veya uygun kaplarda muhafaza edilir. Çörek tohumları soğuk baskı ile sıkılarak yağı çıkarılır ve bu yağ natürel ilaç yapımında kullanılır.
Birleşimide; Çörek tohumunun birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz.
1) Yağ asitleri %30-50 arasında olursa da genellikle %35 civarındadır ve bununda %50-60’ini doymamış yağ asitleri (Omega-6-yağ asitleri) oluşturur ve bununda %50-70’ini linol asit (Omega-6-yağ asidi), % 20-25 oleik asit, % 10-12 palmitinasit ve az miktarda da palmitinolasit, myristinasit, stearinasit, ve gama-linolenasit
2) Eter yağ türevleri % 0,5-1,5 arasında olup buda nigellon semohiprepinon (veya kısaca nigellon), thymohydrochinon, p-cymen, alfa-pinen, beta-pinen, sabinen, limonen, 1,8-cineol, alfa-terpinen, artemisiaketon, sabinenhidrat, linalool, borneol, karvon, thymol, karvakrol, beta- thujon, ve bornylasetat
3) Vitaminlerden; beta-karotin (provitamin A), biotin (vitamin H), folasidi, B1, B2, B6, C ve vitaminleri
Minerallerden; magnezyum, selen, çinko
Ayrıca % 21 protein, %38, karbonhidrat, taninler, saponinler’den
melathin ve acı maddelerden nigellin içerir.
Araştırmalar;
1) Münih kronik hastalıklar ve immunoloji üzerine yeni tedavi¬yön¬temlerini araştırmalar enstitusü (Münchener Istitut zur Erforschung neuer Therapie verfahren, chronischer Krankheiten und İmmuno¬logie) baharnezlesi, nörodermatoz (allerjik ekzem, besinallejisinin neden olduğu ekzem) allerjik astım, kaşıntı, bronşitli astım, kramplı bronşit ve sıksık enfeksiyona yakalanma gibi rahatsızlıkları olan 600 hasta üzerinde çörek ile 3 ay süren tedavidenemesi yapılmıştır. Bu tedavidenemesinden önce yapılan teslerde hastalardan % 97’sinde allerjiye sebep olan immunanormalikleri gözlenmiş ve tedavisüresi sonunda bu anormaliklerin hastalardan % 85’inde normalleşiği tes-bitedilmiştir ve tedaviye 6 ay devameden Hastalardan % 89’unun du-rumunun iyileştiği tesbitedilmiştir. (NH.10.96.608 ve Nhp 3.95 342)
2) 15 Kasım2001’de İsviçrenin Baden şehrinde yapılan 16. İsviçre Tabipodaları Fitpoterapi (Bitkiseltedavi) konferansında (16. Tagung der schweizerischen medizinischen Gesellschaft für Phytotherapie) allerjik deriiltihaplabnmasına (Nörodermatoz, yani besinallerjisi nedeniyle ortaya çıkan allejik ekzema) karşı çörekyağtürevlerinden thymochinon lökotrinlerin ve thromboxanların salgılanmasını fren¬lediği nigellonun’da histaminin salgılanmasını frenlediğini ve allerjiyi önlediğini beyanetmişlerdir. (ZP. 1.02.29)
3) Hindistanda 1993’yapılan bir araştırmada çöreğin birleşimindeki nigellon’un histamin salgılanmasını azaltığı (frenlediği) ve böylece antihistaminika gibi etkilediği tesbitedilmiştir.(Sch.H.62)
4) Ankara Üni. Ecz. Fa. 1985’de yaptığı araşırmalarda çöreketeryağının birleşimindeki thymochinon’un (aynı Nigellon gibi) bronşlarıgenişletiği ve böylece astımı önlediği ve aynı antihistaminikalar daki gibi etki etiğini tesbitetmişlerdir. (Age 62)
5) Erzurum Universitesi Ziraatfakultesi 1989’da yaptığı araştırmalarda çörekyağını antibakteriel (antibiotik) ve antimikozit (mantar yokedici) özeliklerde olduğu ve bununda birleşimindeki thymochinon'dan kaynaklandığı tesbitedilmiştir. (Age 62)
6) Münih Walter Strau Estitusü Prof. Dr. Olaf Adam ve ekibi et ve etmamüllerinin eklem kıkırdaklarındaki arachindonasit oranını ar-tırdığını PH değerinin 7,4 de 6,2 düşerek asitleştirdiğini böylece asitli ortamında eklem ve eklemkıkırdaklarına zarar verdiği tesbitedil¬mişdir. Böylece et ve etmamüleri beslenenlerde artirit (Ekle¬mililtihaplanması) ve eklemyıpranması (Artroz) hasıl olduğunun tesbitetmişlerdir. (GM. 2.95.41) Çaresi çörekçayı veya yağı içmek veyahutta Şeytanpençesikökü (Türkiyede bu bikiyi bulamazsınız).
Kenditecrübelerim:
1) Eylül-Kasım 1989’da yaptığım iki aylık askerlik sırasında nöro-dermatis’e (allerjik ekzem=atopik ekzem=besinallerjisi nedeni ile sulu, kabarıcıklıklı, kızarık, kaşıntılı, bir ekzemtürü) ve 1996’da allerjik astım ve baharnezlesine yakalandım. 20.03.02’de işe gittim ve çalışamıyacağımı anlayınca havalanı kliniğine gittim doktor baharnezlesi ve astım’a yakalandığımı söyledi. 28.03.02 Ev doktoru (Dr. W.) bronşit baharnezlesi diyerek ilaçlar yazdı ve 12.04.02’de allerji akciğerdoktoru Dr. M.W. (Frankfurt) yaptığı testlerde allerji ve baharnezlesi diyerek kortisonlu ilaçlar ve spray yazdı.
22.04.02’de allerjik ve akciğer doktoru H.S. (Frankfurt) gittim o da yaptığı deneyler ve testler sonucu allerjik astım ve bahar nezlesi diyerek o da kortisonlu ilaçlarla spray yazdı. Aldığım kortisonlu hap-ların kaslarımı erittiğini dermansızlık, halsizlik ve konsentras-yonzafiyetine sebep olduğunu farkedince kortisonlu ilaçları bırakmayı düşündüm ve çörekle tedaviye başladım. Çörek çayı’nın etkisinin 3-6 ay içtikten sonra etki edebileceğini düşünüyordum, fakat 22.04.-26.04.02’ye kadar çörekle tedaviye başlayıca kortisonlu ilaç ve sprayı bıraktım. Çörek çayını bırakınca rahatsızlıklarım yeniden arttı, bu nedenle 7 ay çörek çayı içtim. Buna kalıcı çare bulmak için araştırmalarıma devam ettim ve Aloxi'yi (Aloxi’nin isimi sonra Gökçek İksir olarak değiştirildi.) geliştirdim. ALLAHIMA şükürler olsun artık et ve etmamüleri yiyebiliyor, kahve ve siyah çay içebiliyorum ve ayrıca 20 yıldır çektiğim gastrittende kurtuldum. (17.08.03)
2) Muhammed Şamilin (5 yaşında) anaokulu öğretmeni çocuğun mu-htemelen idraryolları rahatsızlıklarına yakalanmış olabileceğini söy¬ledi, çünkü günde 15-20 defa WC'ye gitiğini söyledi. Ço¬cukdoktoru muayene etikten sonra herhangi bir enffeksiyonun olmadığını bunun bir tik olabileceğini söyledi. Faslı bir tanıdığım çörek ile balı karıştırıp çocuğa 3-4 gün verirsen iyi olabilir dedi ve gerçekten çocuk 3-4 günde iyileşti (14.05.02).
3) Şamil ve ben hafif üşütmelerde kulaklarımız ağrıyordu ve çörek¬çayına başladıktan sonra kulaklarım tekrar 3 hafta ağrıdıktan sonra tamamen iyileşti (19.05.02). Her türlü iltihaplara karşı özeliklede aradoku ve mukoza (sümüksüzar) iltihaplanmasına kariı etkilidir. (17.08.03)
4) Çörektohumçayı veya yağı sadece bedensel değil, aynı zamanda zihinsel (ruhsal) rahatsızlıklarıda iyileştirir. Şayet kişide kendini kü-çükgörme, kibirlenme veya ehvamlı düşüncelere sahipse insanın kafasındaki bu tür düşünceleri yokeder. Kişinin açık, berak vede net davranmasını sağlar (22.04.-20.05.02)
5) Bir işarkadaşımın yüzünde (gözünde 4cm & burnunda 3cm uzaklıkta) nohut büyüklüğünde bir çıban hasıl olmuş ve Doktorunun verdiği merhemin fayda vermemesi nedeni ile gelip bir çare sordu. Bende ona çörekçayı içmesini tavsiye ettim ve bir hafta sonra tamamen iyileştiğini gördüm. Her türlü iltihaplara karşı özeliklede aradoku ve mukoza (sümüksüzar) iltihaplanmasına etkildir. (17.08.03)
Tesir şekli: Antibakteriel (antibiotiker), antimikozit (mantarları yok¬edici), iltihapları önleyici, bronşları ve damarları genişletici, idrar söktürücü, mideyi kuvvetlendirici ve koruyucu, kanı temizleyici ve şekeri düşürücü özeliklere sahiptir.
Kullanılması;
a) Araştırmalara göre çörek tohumu yağı ekstresi veya kapsülü başta her türlü alerji rahatsızlıklardan; nörodermatis (alerjik ekzema = atopik ekzema = besin alerjisinin sebep olduğu sulu, kabarcıklı, kızarık ve kaşıntılı deri hastalıkları), bahar nezlesi (polinosis) alerjik astım, alerjik kaşıntı, spastik (kramplı) bronşit, bronşitli astım, nefes darlığı, öksürük, immun zafiyeti (bağışıklık sistem zafiyeti), kanser, sık sık enfeksiyona yakalanma ve adet öncesi rahatsızlıklara (PMS) karşı kullanılır. Ayrıca Çörek kortizon (antihistaminik) ve antibiyotik (penisilin v.b) gibi kullanılabilir ve yan tesiri de yoktur.
b) Dr.P.Schleicher, Dr. Muhammed Saleh, Josef. Neumeyer ve Sylvia Leutjohann gibi Çörek otu üzerine kitap yazan yazarların kendi gözlemlerine göre aşağıdaki rahatsızlıklara karşı kullanılır. Başta her türlü alerji, bronşitli astım, bronşit, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, depresyon, hiperaktivite, grip, hormon bozuklukları, adet öncesi rahatsızlıklar, iktidarsızlık, kronik yorgunluk, konsantrasyon zafiyeti, karın ağrısı, her türlü enfeksiyon, mantar hastalıkları, metabolizma yetersizliği, vücuttaki artık ve yabancı maddeler, romatizma, şiş¬kinlik, dermansızlık, halsizlik, güçsüzlük, baş ağrısı, migren, üreme organlarındaki iltihap, şişme ve ağrıları genel olarak İmmün zafiyeti, akbne ve sivilceye karşı ve de spor, iş, ev ve kaza sonucu yara-lanmaların hemen iyileşmesi için kullanılır.
c) Bana göre; her türlü alerjik rahatsızlık, astım, bronşit, sindirim rahatsızlıkları (keten daha etkili), sivilce, akne, çıban, depresyon, hiperaktivite, İmmün zafiyeti, baş ağrısı, migren, adet öncesi ve adet sırasındaki anormalliklere karşı kullanılır. Ayrıca (tabi bu herkes için geçerli) Çörek çayı içtiklerinde güçleri en az birkaç katı artar ve dermansızlık, halsizlik, yorgunluk, bitkinlik gibi durumlar yok olur ve güçlerine güç katarlar ve dinçleşirler. Kazalardan (spor, ev, iş ve oyun kazaları) sonra oluşan morarma, ezilme, burkulma gibi rahatsızlıkları da kısa sürede iyileştirir. Daha önceden mevcut olan kronik rahatsızlıklarda yok olur.
Açıklama:
1) Pankreas Amilaz, Lipaz, Tripsin ve Chymotripsin gibi enzimler sal¬gılar, amilaz nişastayı dextrin ve maltoza, lipaz yağları yağ asitleri ve gliserole, tripsin proteini aminoasitlere ve de cyhmotripsin proteinleri aminoasitlere parçalayarak ayırır. Böylece nişasta (Polisakkaritler) protein ve yağlar parçalanarak absorbe edilecek hale gelir. Şayet pankreas tahrip olmuş ve yeterince enzim salgı¬layamıyorsa ince ba-ğırsaklarda parçalanamayan protein ve yağlar kalın bağır¬sak¬lardaki bakteriler tarafından parçalanır ki buradaki yanlış parçalanma neti-cesinde proteinler aminoasitlere değil biogen aminlere (Histamin..) ortaya çıkar. Normal olarak böbrek üstü bezleri yeterince histamin üretir. Enzim yetersizliği nedeni ile bağırsaklarda oluşan fazladan histamin ise damarları, bronşları büzer ve besin alerjisi ortaya çıkar. Pankreas ayrıca NaHCO3 (Sodyumhidrogen bikarbonat) salgılar ve bu mide asidini nötrleştirerek (HCl+NaHCO3NaCl+CO2+H2O) ince bağırsaklardaki sindirimi kolaylaştırır. Pankreas rahatsızlıklarının belirtileri; tıkanma, şişkinlik ve karın ağrısı (kolik) gibi rahatsızlıklarla kendini belli eder ve bu da çoğu kez bağırsak rahatsızlığı zan¬ne¬dilerek yanlış anlaşılır. Şayet hayvansal besin maddeleri yiyince, çay, kahve ve alkol içince kişi aşırı duyarlılık gösterip rahatsız oluyorsa bu pankreas zafiyetine işarettir. Bu durumun devam etmesi bağırsak-larında rahatsızlanmasına neden olur. (Nhp.2.02.160) pankreas zafiyeti nedeni ile ince bağırsakta sindirim anormallikleri olur ve bu da bağırsaklarda histamin oluşmasına neden olur ve bu nedenle ortaya çıkan alerjiye karşı antihistaminik yazmak yanlıştır. Oysa Çö¬rek eterik yağının bileşimindeki Nigellon aynı kortizon (anti¬his¬taminik) gibi etki eder ve histamin salgısını azaltır. Böylece kortizon gibi yan tesiri çok yüksek olan bir kimyasal ilaca gerek kalmaz. Bu özelliği ile Çörek hem Hodan’dan hem de Işıldak’tan üstündür. Uzun süre kortizon almak zorunda kalan hastalarda cam kemik (Glasknochen) oluşur ve en ufak zorlamada kemikleri kırılır. (Örn: Ecevit) Hafızasını, berrak düşünme ve muhakeme edebilme ka¬biliyetini yitirir. (Örn: Ecevit).
2) Alerjinin oluşmasının bir diğer faktörü de w-6-yağ asitlerinin (Linolasit, α-Linolenasit, Arachidonasit) Prostaglandin E1 ve E2’ye dönüşmemesidir. Çünkü dönüşümü sağlayan enzimler (∆6-Desaturaze, Elangaze ∆5-Desaturaze ve Cyclooxygenoze) ya yetersizdir ya da eksiktir. Şayet Prostaglandin E, ve E2 (PG E1 ve E2) oluşmaz ise Leukotrin oluşur, bu da damarları büzer, bronşları büzer ve iltihapları azdırır. Nöroderatikler (alerjik ekzamalılar) kanda yüksek oranda İmmünglobulin E (İgE) ve az miktarda Kontrol-T-Hücresi (Suppressos-T-Hücresi) içerdiği tespit edilmiştir. Kontrol-T-Hücreleri B-Hücrelerini uyararak Makrofaj (bakterileri ve virüsleri yutarak parçalar ve zararsız hale getirir ve de İgE salgılanmasını frenler. PGE1 iltihaplanma ve alerjiye sebep olan T-lökositlerin ve B-Hücrelerinin saldırgan olmalarını ve aşırı İgE üretmelerini önler. PGE2 damarları genişletir (vazodilatasyon), bronşları genişletir (bronkodilatasyon), kanı temizler, idrar artırır (diüretik) ve mideyi korur. (ZP.6.95.340 ve Nhp.3.95.342)
3) Aloxi (Gökçek İksir’in ilk versiyonu) mukozanın bozulan yapısını yeniden düzenler, yiyecek ve içeceklerdeki katkı maddeleri, havadaki zehirli gazlar vb. maddeler mukozayı tahrip eder. Bu da mukozanın uyarıcı maddelere karşı aşırı duyarlı davranmasına (alerjik) neden olur. Amonyumklorid eriyiği mukozun sağlıksız salgı salgılamasını önler ve üzerindeki artık maddeleri arıtır yani temizler. Böylece mukoz tahriş yapıcı maddelere (polen) karşı normal tepki gösterir ve her türlü alerji yok olur.
4) Peygamber Efendimizin (s.a.v) çörek için “ölüm hariç her türlü hastalığı önler” buyurmuşlardır. Bu nedenle Türkler çöreğe çok değer vermişler ve başta çorbalara, pastalar, ekmeklere ve sulu yemeklere katmışlar ve yağını içmişlerdir. Almanlar Türklere Kümmel Türk (Kümmel=kimyon, Schwarzkümmel=Çörek otu) derler. Bu da Türklerin eskiden oldukça çok baharat kullandıklarına işarettir. Bugün ise Türkler bu güzel ve şifalı bitkiyi hemen hemen unutmuşlar. Amerikalılar ve Avrupalılar ise çok yaygın olarak kullanmaktadırlar.
5) Bilindiği gibi Çinko 30 enzimin ve bazı vitamin (Provitamin A) ve hormonların oluşmasında veya hücrelerin taşınmasında ana görev üstlenir. Çinko 300 enzimin oluşmasında katalizör görevi görür. Şayet kişide çinko yetersizliği söz konusu ise o zaman enzim yeter¬sizliği de olur. Enzim yetersizliği ise yağ, protein ve karbonhidratların yeterince işlenememesi demektir ve böylece bağırsaklarda isten¬meyen oluşumlar ortaya çıkar. Çinko çörekte vardır fakat belli bir süre hapını almak daha uygundur.
6) Tarihte aynı anda 5 imparatorluk (Osmanlı, Babür, Safevi, Altın Orda ve Türkistan) kuran ve dünyanın yarıdan fazlasını yöneten bir millet, nedir bu milleti böyle büyük yapan? İnancı ve inancına uygun yaşa-masıdır. Kur’an’a ve sünnete saygı gösterdiğimiz devirlerde dünyanın hükümranı, bu saygıyı gösteremediğimiz zamanda başka ülkelerde çalışmak zorunda kalmışızdır. Şayet gerçek Efendisine bir insan saygı göstermezse başka efendiler (şeyhler, ağalar, şeytanlar, parti baş-kanlar vb.) bulunur.
7) İnsan vücudunda artık maddeler (protein ve yağlar) ve yabancı maddeler (bakteriler, virüsler, mantarlar ve kimyasal maddeler) belli noktalarda yoğunlaşarak çeşitli hastalıkların ortaya çıkmasına neden olurlar. Vücudumuzda bakteriler, virüsler ve mantarlar belli nok¬talarda yoğunlaşarak ocaklar oluştururlar. Bunların başında;
a) Çürük veya iltihaplı dişler ve özellikle de kökleri
b) Lenf bezleri; bademcik, koltukaltı, boyun ve kasık bezeleri gibi
c) Burun ve alın boşluğunda (sinüs) yoğunlaşırlar. Ocak kendinden çok uzaktaki noktalarda (kalp, beyin, mide, kalça, diz kapağı, ayak vb.) rahatsızlıklara neden olur. (NHP.1.02.55)
Çayı: İki kahve kaşığı demliğe konur ve üzerine 200-300ml kaynar su ilave edilir ve 30-40dk demlenmeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir. Çörek tohumlarının içerdiği eter yağları nedeniyle termosta demlemek daha doğrudur. Çörek tohumlarından 1-3yemek kaşığı termosa konur. Üzerine 1lt kaynar su ilave edilerek 15-20dk dinlenmeye bıraktıktan sonra bir bardak ve geri kalanı da gün boyu içilir. Çöreğin birleşimindeki eter yağı türevleri 5-10dk’da deme geçerken doymamış yağların deme geçmesi 2-3saati bulabilir. Çay içtikten sonra geride kalan tohumları yenilebilir. Tohumların karabiber değirmeni ile çekildikten (öğütüldükten) sonra demlenmesi daha uygundur.
Çay Harmanları;
Gökçek İktidarsızlık çayı;
>20 gr Ginseng kökü
>20 gr Çakşır kökü
>20 gr Eğri kökü
>40 gr Çörek tohumu
Gökçek İmmün çayı;
>40 gr Çörek tohumu
>25 gr Ginseng kökü
>30 gr Sinirli ot ,
>5 gr Şekerci otu kökü
Gökçek Grip çayı;
>40 gr Çörek otu tohumu
>15 gr Mürver çiçeği
>15 gr Ihlamur çiçeği
>15 gr Zencefil kökü
>15 gr grip otu
Gökçek Grip ve ateşli enfeksiyon çayı;
>35 gr Çörek tohumu
>15 gr Mürver çiçeği
>15 gr Ihlamur çiçeği
>15 gr Söğüt kabuğu
>15 gr Grip otu
>5 gr Şekerci otu
Gökçek İltihaplı, kramplı ve hassas gastrit çayı;
>20 gr Meyan kökü
>20 gr Papatya çiçeği
>20 gr Oğul otu yaprağı
>20 gr Nane yaprağı
>20 gr Çörek tohumu
Gökçek İltihaplı kramplı ve hassas gastrit çayı;
>20 gr Hatmi kökü
>20 gr Papatya çiçeği
>20 gr Kaz otu
>30 gr Çörek tohumu
>10 gr Ebe gömeci çiçeği
Çörek macunu: İki yemek kaşığı bal (süzme bal) bir kaba konur ve bu kap içi sıcak suyla dolu olan kapta erimesi beklenir. Buna bir diş ezilmiş sarımsak ve bir kahve kaşığı öğütülmüş çörek tohumu katılır ve sa¬bahları aç karnına yenir. Bu macun hergün yeniden hazırlanır ve de takriben 3-4hafta devam edilir.
Çörek sütü: 200ml süt kaynatılır ve buna bir yemek kaşığı çörek yağı bir yemek kaşığı bal ilave edilerek karıştırıldıktan sonra içilir. Çörek sütüne 3-4hafta devam edilir.
Çörek içeceği: 100ml sirkeye 50gr öğütülmüş Çörek tohumu ilave edilir ve kaynatılırken 50ml Çörek yağı ilave edilir ve de soğumaya bırakılır. Bu içecekten günde 3x1 yemek kaşığı 3-4hafta süreyle alınır.
Çörek yağı: Çörek tohumları sıkıldıktan sonra elde edilen yağ natürel ilaç ve ev ilaçları yapımında kullanılır. Çörek yağından günde 3-4defa ½ kahve kaşığı 3-6ay süreyle yemek esnasında alınır.
Çörek kremi: 100ml sirke ısıtılır ve 50gr öğütülmüş Çörek tohumu ilave edilir. Kaynatıldıktan sonra 50gr Nişasta (toz şeklinde) ilave edilerek karıştırılır, süzülür ve soğumaya bırakılır ve de buzdolabında muhafaza edilir. Bu krem haricen deri rahatsızlıklarına karşı kullanılır.
Çörek meyve suyu: 100ml sirke (kaliteli) kısa süre 50C˚ ısıtılır.50gr öğütülmüş Çörek tohumu ilave edilir ve sonra buna 50ml Çörek yağı ilave edilir ve de soğumaya bırakıldıktan sonra buzdolabında muhafaza edilir. Yemeklerden önce bir yemek kaşığı günde 3 defa alınır.
Çörek ekstresi: Çörek tohumu öğütüldükten sonra Etanol ve su karışımı ile ekstraksiyonu yapılır ve ekstresi elde edilir.
Homeopati’de: Çörek tohumundan 20gr’ı karabiber değirmeni ile öğütüldükten sonra bir şişeye konur ve üzerine 80ml %70’lik Alkol ilave edilir. Güneş ışığı görmeyen bir yerde 4-6hafta bekletildikten sonra süzülerek Homeopati’de <> ismi ile anılan tentür elde edilir.
Yan tesirleri: Bilinen bir yan tesiri yoktur. Ben önce Çörektohumu çayı içmeye başladığımda bir yemek kaşığını termosa koyup üzerine 1lt kaynar su ilave edip gün boyunca içtim ve iki hafta sonra günden iki defa çay demledim, bundan da iki defa 3-4yemek kaşığına (günde 60-80gr Çörek tohumu) yükselttim ve bu şekilde aylarca içtim. Buna rağmen herhangi bir yan tesirini görmedim. Fakat çörek yağı alırken 1 tatlı kaşığı alınabilir.
Ben şahsen Gökçek İksir, Gökçek Tonik ve Gökçek Alerji çayının bahar nezlesi veya diğer her türlü allerjiye karşı birlikte kulanıldıklarında daha etkili ve doğal ürün olduğuna inanıyorum. Çünkü her türlü allerjinin sebebi midedeki halicobakter pylori veya bağırsak mantarlardır. Bu bakteri ve mantarlar tam hazmedilmeyen protein artıklarını aminoasit yerine biyojen aminlere dönüştürürler. Ve bunlardanda en önmelisi histemindir. Bilindiği gibi histamin fazlası allerjiye sebep olur. Beyin hangi organın ne kadar hormon salgılamasıgerektiğini belirler ve hormon üreten bezeler gerekli hormonları üretirler yani nano gram fazla veya eksik hormon salgılanmaz. Fakat mide ve bağırsaklardaki bakteri ve mantarların sıra dışı üretiği histamin allerjiye sebep olur. Çaresi kortizon veya antihistaminika değildir. Kortizon veya antihistaminika ile tedavi etmeye çalışmak sivri sinek öldürmeye benzer, Gökçek İksir, Gökçek Tonik ve Gökçek Alerji çayı ile tedavi ise bataklık kurutmaya benzer..
Çörek, Schwarzkümmel, Nigella sativa
Çörek otu
Türk çörek otu
Mısır çörek otu
Beyaz çörek otu
Familyası: Dügünçiçegigillerden, Hahnenfussgewachse, Ranunculace
Drugları: Çörek tohumu: Nigellae semen
Çörek yağı: Nigellae oleum
Çörekotunun tohumları çay ve baharat olarak, yağı ise natürel ilaç ya-pımında kullanılır.
Giriş: Çörekotunun oldukça çok türü mevcuttur ve bunlardan şifa maksadı ile sadece Türk çörekotu, Mısır çörekotu veya beyaz çörekotu diye anılan Nigella sativa kullanılır. Çörekotunun vatanı Türkiye olup binlerce yıldır orta doğu ve kuzey Afrika ülkelerinde çok yaygın olarak yetiştirilmektedir. Bitki Türkiye'den çok Mısır'da yetiştirildiğinden Mısır çörekotu ve taç yapraklarının beyaz olması nedeniylede beyaz çörekotu diye de anılır. Bunun haricinde Şam çörekotu; Nigella damascena, İs-panya çörekotu, Nigella hispanica ve yabani çörekotu, Nigella arvensis’i sayabiliriz, fakat bunlar şifa maksadı ile kullanılmazlar. Peygamber Efendimiz çörek tohumunun ölüm hariç her türlü hastalığı iyileştireceğini beyan etmiş ve bu hadis nedeni ile müslümanlar çörek tohumunu o günden bugüne kadar çok yaygın olarak kullanmışlardır. Son yapılan araştırmalarla bitkinin bahar nezlesi, besin alerjisi, (alerjik ekzema= nörodermatis) ve alerjik astıma karşı etki olduğunun tespit edilmesi nedeni ile önemi oldukça artmıştır.
Botanik: Vatanı Türkiye olup buradan önce orta doğu ve kuzey Afrika ülkelerinde sonrada dünyanın hemen der yöresine yayılmıştır. Yaprakları ince şerit şeklinde ve uçları hafif sivricedir. Ana kanat yaprakları 2-4 yan kanatlardan ve uçta tek yan kanattan oluşur ve yan kanatları da yine yan kanatlardan oluşur. Yaprakları gövdeye değişken sıra ile dizilmiş¬lerdir ve yeşil veya hafif sarımsı yeşil renklidir. Çiçekleri kalp veya yumurta şeklinde beş adet beyaz renkli, kenarları hafif dalgalı taçyap¬raklardan oluşur. Ortasında daha doğrusu göbeğin çevresinde 30-50 adet döllenme tozluğu bulunur ve bu döllenme tozluklarının başında topuzcuklar bulunur. Göbekteki yeşilimsi kapsül yavaş yavaş büyüyerek beş bölümlü kapsül oluşur, her bölümün ucunda birer anten gibi sivrilik vardır ve içinde çok küçük siyah tohumlar bulunur.
Yetiştirilmesi: Çörekotunun vatanı zaten Türkiye olup yetiştirilmesinde herhangi bir problem söz konusu değildir. Şubat ve Mart aylarında çörek tohumları kasalara, camlıklara, yastıklara veya seralara ekilir ve Nisan- Mayıs aylarında fideleri 30*40sm aralıklarda bahçe ve tarlalara ekilir.
Hasat zamanı: Eylül ve ekim aylarında çörek kapsülleri toplanarak dö-vülür ve çıkarılan tohumları kurutularak porselen veya uygun kaplarda muhafaza edilir. Çörek tohumları soğuk baskı ile sıkılarak yağı çıkarılır ve bu yağ natürel ilaç yapımında kullanılır.
Birleşimide; Çörek tohumunun birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz.
1) Yağ asitleri %30-50 arasında olursa da genellikle %35 civarındadır ve bununda %50-60’ini doymamış yağ asitleri (Omega-6-yağ asitleri) oluşturur ve bununda %50-70’ini linol asit (Omega-6-yağ asidi), % 20-25 oleik asit, % 10-12 palmitinasit ve az miktarda da palmitinolasit, myristinasit, stearinasit, ve gama-linolenasit
2) Eter yağ türevleri % 0,5-1,5 arasında olup buda nigellon semohiprepinon (veya kısaca nigellon), thymohydrochinon, p-cymen, alfa-pinen, beta-pinen, sabinen, limonen, 1,8-cineol, alfa-terpinen, artemisiaketon, sabinenhidrat, linalool, borneol, karvon, thymol, karvakrol, beta- thujon, ve bornylasetat
3) Vitaminlerden; beta-karotin (provitamin A), biotin (vitamin H), folasidi, B1, B2, B6, C ve vitaminleri
Minerallerden; magnezyum, selen, çinko
Ayrıca % 21 protein, %38, karbonhidrat, taninler, saponinler’den
melathin ve acı maddelerden nigellin içerir.
Araştırmalar;
1) Münih kronik hastalıklar ve immunoloji üzerine yeni tedavi¬yön¬temlerini araştırmalar enstitusü (Münchener Istitut zur Erforschung neuer Therapie verfahren, chronischer Krankheiten und İmmuno¬logie) baharnezlesi, nörodermatoz (allerjik ekzem, besinallejisinin neden olduğu ekzem) allerjik astım, kaşıntı, bronşitli astım, kramplı bronşit ve sıksık enfeksiyona yakalanma gibi rahatsızlıkları olan 600 hasta üzerinde çörek ile 3 ay süren tedavidenemesi yapılmıştır. Bu tedavidenemesinden önce yapılan teslerde hastalardan % 97’sinde allerjiye sebep olan immunanormalikleri gözlenmiş ve tedavisüresi sonunda bu anormaliklerin hastalardan % 85’inde normalleşiği tes-bitedilmiştir ve tedaviye 6 ay devameden Hastalardan % 89’unun du-rumunun iyileştiği tesbitedilmiştir. (NH.10.96.608 ve Nhp 3.95 342)
2) 15 Kasım2001’de İsviçrenin Baden şehrinde yapılan 16. İsviçre Tabipodaları Fitpoterapi (Bitkiseltedavi) konferansında (16. Tagung der schweizerischen medizinischen Gesellschaft für Phytotherapie) allerjik deriiltihaplabnmasına (Nörodermatoz, yani besinallerjisi nedeniyle ortaya çıkan allejik ekzema) karşı çörekyağtürevlerinden thymochinon lökotrinlerin ve thromboxanların salgılanmasını fren¬lediği nigellonun’da histaminin salgılanmasını frenlediğini ve allerjiyi önlediğini beyanetmişlerdir. (ZP. 1.02.29)
3) Hindistanda 1993’yapılan bir araştırmada çöreğin birleşimindeki nigellon’un histamin salgılanmasını azaltığı (frenlediği) ve böylece antihistaminika gibi etkilediği tesbitedilmiştir.(Sch.H.62)
4) Ankara Üni. Ecz. Fa. 1985’de yaptığı araşırmalarda çöreketeryağının birleşimindeki thymochinon’un (aynı Nigellon gibi) bronşlarıgenişletiği ve böylece astımı önlediği ve aynı antihistaminikalar daki gibi etki etiğini tesbitetmişlerdir. (Age 62)
5) Erzurum Universitesi Ziraatfakultesi 1989’da yaptığı araştırmalarda çörekyağını antibakteriel (antibiotik) ve antimikozit (mantar yokedici) özeliklerde olduğu ve bununda birleşimindeki thymochinon'dan kaynaklandığı tesbitedilmiştir. (Age 62)
6) Münih Walter Strau Estitusü Prof. Dr. Olaf Adam ve ekibi et ve etmamüllerinin eklem kıkırdaklarındaki arachindonasit oranını ar-tırdığını PH değerinin 7,4 de 6,2 düşerek asitleştirdiğini böylece asitli ortamında eklem ve eklemkıkırdaklarına zarar verdiği tesbitedil¬mişdir. Böylece et ve etmamüleri beslenenlerde artirit (Ekle¬mililtihaplanması) ve eklemyıpranması (Artroz) hasıl olduğunun tesbitetmişlerdir. (GM. 2.95.41) Çaresi çörekçayı veya yağı içmek veyahutta Şeytanpençesikökü (Türkiyede bu bikiyi bulamazsınız).
Kenditecrübelerim:
1) Eylül-Kasım 1989’da yaptığım iki aylık askerlik sırasında nöro-dermatis’e (allerjik ekzem=atopik ekzem=besinallerjisi nedeni ile sulu, kabarıcıklıklı, kızarık, kaşıntılı, bir ekzemtürü) ve 1996’da allerjik astım ve baharnezlesine yakalandım. 20.03.02’de işe gittim ve çalışamıyacağımı anlayınca havalanı kliniğine gittim doktor baharnezlesi ve astım’a yakalandığımı söyledi. 28.03.02 Ev doktoru (Dr. W.) bronşit baharnezlesi diyerek ilaçlar yazdı ve 12.04.02’de allerji akciğerdoktoru Dr. M.W. (Frankfurt) yaptığı testlerde allerji ve baharnezlesi diyerek kortisonlu ilaçlar ve spray yazdı.
22.04.02’de allerjik ve akciğer doktoru H.S. (Frankfurt) gittim o da yaptığı deneyler ve testler sonucu allerjik astım ve bahar nezlesi diyerek o da kortisonlu ilaçlarla spray yazdı. Aldığım kortisonlu hap-ların kaslarımı erittiğini dermansızlık, halsizlik ve konsentras-yonzafiyetine sebep olduğunu farkedince kortisonlu ilaçları bırakmayı düşündüm ve çörekle tedaviye başladım. Çörek çayı’nın etkisinin 3-6 ay içtikten sonra etki edebileceğini düşünüyordum, fakat 22.04.-26.04.02’ye kadar çörekle tedaviye başlayıca kortisonlu ilaç ve sprayı bıraktım. Çörek çayını bırakınca rahatsızlıklarım yeniden arttı, bu nedenle 7 ay çörek çayı içtim. Buna kalıcı çare bulmak için araştırmalarıma devam ettim ve Aloxi'yi (Aloxi’nin isimi sonra Gökçek İksir olarak değiştirildi.) geliştirdim. ALLAHIMA şükürler olsun artık et ve etmamüleri yiyebiliyor, kahve ve siyah çay içebiliyorum ve ayrıca 20 yıldır çektiğim gastrittende kurtuldum. (17.08.03)
2) Muhammed Şamilin (5 yaşında) anaokulu öğretmeni çocuğun mu-htemelen idraryolları rahatsızlıklarına yakalanmış olabileceğini söy¬ledi, çünkü günde 15-20 defa WC'ye gitiğini söyledi. Ço¬cukdoktoru muayene etikten sonra herhangi bir enffeksiyonun olmadığını bunun bir tik olabileceğini söyledi. Faslı bir tanıdığım çörek ile balı karıştırıp çocuğa 3-4 gün verirsen iyi olabilir dedi ve gerçekten çocuk 3-4 günde iyileşti (14.05.02).
3) Şamil ve ben hafif üşütmelerde kulaklarımız ağrıyordu ve çörek¬çayına başladıktan sonra kulaklarım tekrar 3 hafta ağrıdıktan sonra tamamen iyileşti (19.05.02). Her türlü iltihaplara karşı özeliklede aradoku ve mukoza (sümüksüzar) iltihaplanmasına kariı etkilidir. (17.08.03)
4) Çörektohumçayı veya yağı sadece bedensel değil, aynı zamanda zihinsel (ruhsal) rahatsızlıklarıda iyileştirir. Şayet kişide kendini kü-çükgörme, kibirlenme veya ehvamlı düşüncelere sahipse insanın kafasındaki bu tür düşünceleri yokeder. Kişinin açık, berak vede net davranmasını sağlar (22.04.-20.05.02)
5) Bir işarkadaşımın yüzünde (gözünde 4cm & burnunda 3cm uzaklıkta) nohut büyüklüğünde bir çıban hasıl olmuş ve Doktorunun verdiği merhemin fayda vermemesi nedeni ile gelip bir çare sordu. Bende ona çörekçayı içmesini tavsiye ettim ve bir hafta sonra tamamen iyileştiğini gördüm. Her türlü iltihaplara karşı özeliklede aradoku ve mukoza (sümüksüzar) iltihaplanmasına etkildir. (17.08.03)
Tesir şekli: Antibakteriel (antibiotiker), antimikozit (mantarları yok¬edici), iltihapları önleyici, bronşları ve damarları genişletici, idrar söktürücü, mideyi kuvvetlendirici ve koruyucu, kanı temizleyici ve şekeri düşürücü özeliklere sahiptir.
Kullanılması;
a) Araştırmalara göre çörek tohumu yağı ekstresi veya kapsülü başta her türlü alerji rahatsızlıklardan; nörodermatis (alerjik ekzema = atopik ekzema = besin alerjisinin sebep olduğu sulu, kabarcıklı, kızarık ve kaşıntılı deri hastalıkları), bahar nezlesi (polinosis) alerjik astım, alerjik kaşıntı, spastik (kramplı) bronşit, bronşitli astım, nefes darlığı, öksürük, immun zafiyeti (bağışıklık sistem zafiyeti), kanser, sık sık enfeksiyona yakalanma ve adet öncesi rahatsızlıklara (PMS) karşı kullanılır. Ayrıca Çörek kortizon (antihistaminik) ve antibiyotik (penisilin v.b) gibi kullanılabilir ve yan tesiri de yoktur.
b) Dr.P.Schleicher, Dr. Muhammed Saleh, Josef. Neumeyer ve Sylvia Leutjohann gibi Çörek otu üzerine kitap yazan yazarların kendi gözlemlerine göre aşağıdaki rahatsızlıklara karşı kullanılır. Başta her türlü alerji, bronşitli astım, bronşit, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, depresyon, hiperaktivite, grip, hormon bozuklukları, adet öncesi rahatsızlıklar, iktidarsızlık, kronik yorgunluk, konsantrasyon zafiyeti, karın ağrısı, her türlü enfeksiyon, mantar hastalıkları, metabolizma yetersizliği, vücuttaki artık ve yabancı maddeler, romatizma, şiş¬kinlik, dermansızlık, halsizlik, güçsüzlük, baş ağrısı, migren, üreme organlarındaki iltihap, şişme ve ağrıları genel olarak İmmün zafiyeti, akbne ve sivilceye karşı ve de spor, iş, ev ve kaza sonucu yara-lanmaların hemen iyileşmesi için kullanılır.
c) Bana göre; her türlü alerjik rahatsızlık, astım, bronşit, sindirim rahatsızlıkları (keten daha etkili), sivilce, akne, çıban, depresyon, hiperaktivite, İmmün zafiyeti, baş ağrısı, migren, adet öncesi ve adet sırasındaki anormalliklere karşı kullanılır. Ayrıca (tabi bu herkes için geçerli) Çörek çayı içtiklerinde güçleri en az birkaç katı artar ve dermansızlık, halsizlik, yorgunluk, bitkinlik gibi durumlar yok olur ve güçlerine güç katarlar ve dinçleşirler. Kazalardan (spor, ev, iş ve oyun kazaları) sonra oluşan morarma, ezilme, burkulma gibi rahatsızlıkları da kısa sürede iyileştirir. Daha önceden mevcut olan kronik rahatsızlıklarda yok olur.
Açıklama:
1) Pankreas Amilaz, Lipaz, Tripsin ve Chymotripsin gibi enzimler sal¬gılar, amilaz nişastayı dextrin ve maltoza, lipaz yağları yağ asitleri ve gliserole, tripsin proteini aminoasitlere ve de cyhmotripsin proteinleri aminoasitlere parçalayarak ayırır. Böylece nişasta (Polisakkaritler) protein ve yağlar parçalanarak absorbe edilecek hale gelir. Şayet pankreas tahrip olmuş ve yeterince enzim salgı¬layamıyorsa ince ba-ğırsaklarda parçalanamayan protein ve yağlar kalın bağır¬sak¬lardaki bakteriler tarafından parçalanır ki buradaki yanlış parçalanma neti-cesinde proteinler aminoasitlere değil biogen aminlere (Histamin..) ortaya çıkar. Normal olarak böbrek üstü bezleri yeterince histamin üretir. Enzim yetersizliği nedeni ile bağırsaklarda oluşan fazladan histamin ise damarları, bronşları büzer ve besin alerjisi ortaya çıkar. Pankreas ayrıca NaHCO3 (Sodyumhidrogen bikarbonat) salgılar ve bu mide asidini nötrleştirerek (HCl+NaHCO3NaCl+CO2+H2O) ince bağırsaklardaki sindirimi kolaylaştırır. Pankreas rahatsızlıklarının belirtileri; tıkanma, şişkinlik ve karın ağrısı (kolik) gibi rahatsızlıklarla kendini belli eder ve bu da çoğu kez bağırsak rahatsızlığı zan¬ne¬dilerek yanlış anlaşılır. Şayet hayvansal besin maddeleri yiyince, çay, kahve ve alkol içince kişi aşırı duyarlılık gösterip rahatsız oluyorsa bu pankreas zafiyetine işarettir. Bu durumun devam etmesi bağırsak-larında rahatsızlanmasına neden olur. (Nhp.2.02.160) pankreas zafiyeti nedeni ile ince bağırsakta sindirim anormallikleri olur ve bu da bağırsaklarda histamin oluşmasına neden olur ve bu nedenle ortaya çıkan alerjiye karşı antihistaminik yazmak yanlıştır. Oysa Çö¬rek eterik yağının bileşimindeki Nigellon aynı kortizon (anti¬his¬taminik) gibi etki eder ve histamin salgısını azaltır. Böylece kortizon gibi yan tesiri çok yüksek olan bir kimyasal ilaca gerek kalmaz. Bu özelliği ile Çörek hem Hodan’dan hem de Işıldak’tan üstündür. Uzun süre kortizon almak zorunda kalan hastalarda cam kemik (Glasknochen) oluşur ve en ufak zorlamada kemikleri kırılır. (Örn: Ecevit) Hafızasını, berrak düşünme ve muhakeme edebilme ka¬biliyetini yitirir. (Örn: Ecevit).
2) Alerjinin oluşmasının bir diğer faktörü de w-6-yağ asitlerinin (Linolasit, α-Linolenasit, Arachidonasit) Prostaglandin E1 ve E2’ye dönüşmemesidir. Çünkü dönüşümü sağlayan enzimler (∆6-Desaturaze, Elangaze ∆5-Desaturaze ve Cyclooxygenoze) ya yetersizdir ya da eksiktir. Şayet Prostaglandin E, ve E2 (PG E1 ve E2) oluşmaz ise Leukotrin oluşur, bu da damarları büzer, bronşları büzer ve iltihapları azdırır. Nöroderatikler (alerjik ekzamalılar) kanda yüksek oranda İmmünglobulin E (İgE) ve az miktarda Kontrol-T-Hücresi (Suppressos-T-Hücresi) içerdiği tespit edilmiştir. Kontrol-T-Hücreleri B-Hücrelerini uyararak Makrofaj (bakterileri ve virüsleri yutarak parçalar ve zararsız hale getirir ve de İgE salgılanmasını frenler. PGE1 iltihaplanma ve alerjiye sebep olan T-lökositlerin ve B-Hücrelerinin saldırgan olmalarını ve aşırı İgE üretmelerini önler. PGE2 damarları genişletir (vazodilatasyon), bronşları genişletir (bronkodilatasyon), kanı temizler, idrar artırır (diüretik) ve mideyi korur. (ZP.6.95.340 ve Nhp.3.95.342)
3) Aloxi (Gökçek İksir’in ilk versiyonu) mukozanın bozulan yapısını yeniden düzenler, yiyecek ve içeceklerdeki katkı maddeleri, havadaki zehirli gazlar vb. maddeler mukozayı tahrip eder. Bu da mukozanın uyarıcı maddelere karşı aşırı duyarlı davranmasına (alerjik) neden olur. Amonyumklorid eriyiği mukozun sağlıksız salgı salgılamasını önler ve üzerindeki artık maddeleri arıtır yani temizler. Böylece mukoz tahriş yapıcı maddelere (polen) karşı normal tepki gösterir ve her türlü alerji yok olur.
4) Peygamber Efendimizin (s.a.v) çörek için “ölüm hariç her türlü hastalığı önler” buyurmuşlardır. Bu nedenle Türkler çöreğe çok değer vermişler ve başta çorbalara, pastalar, ekmeklere ve sulu yemeklere katmışlar ve yağını içmişlerdir. Almanlar Türklere Kümmel Türk (Kümmel=kimyon, Schwarzkümmel=Çörek otu) derler. Bu da Türklerin eskiden oldukça çok baharat kullandıklarına işarettir. Bugün ise Türkler bu güzel ve şifalı bitkiyi hemen hemen unutmuşlar. Amerikalılar ve Avrupalılar ise çok yaygın olarak kullanmaktadırlar.
5) Bilindiği gibi Çinko 30 enzimin ve bazı vitamin (Provitamin A) ve hormonların oluşmasında veya hücrelerin taşınmasında ana görev üstlenir. Çinko 300 enzimin oluşmasında katalizör görevi görür. Şayet kişide çinko yetersizliği söz konusu ise o zaman enzim yeter¬sizliği de olur. Enzim yetersizliği ise yağ, protein ve karbonhidratların yeterince işlenememesi demektir ve böylece bağırsaklarda isten¬meyen oluşumlar ortaya çıkar. Çinko çörekte vardır fakat belli bir süre hapını almak daha uygundur.
6) Tarihte aynı anda 5 imparatorluk (Osmanlı, Babür, Safevi, Altın Orda ve Türkistan) kuran ve dünyanın yarıdan fazlasını yöneten bir millet, nedir bu milleti böyle büyük yapan? İnancı ve inancına uygun yaşa-masıdır. Kur’an’a ve sünnete saygı gösterdiğimiz devirlerde dünyanın hükümranı, bu saygıyı gösteremediğimiz zamanda başka ülkelerde çalışmak zorunda kalmışızdır. Şayet gerçek Efendisine bir insan saygı göstermezse başka efendiler (şeyhler, ağalar, şeytanlar, parti baş-kanlar vb.) bulunur.
7) İnsan vücudunda artık maddeler (protein ve yağlar) ve yabancı maddeler (bakteriler, virüsler, mantarlar ve kimyasal maddeler) belli noktalarda yoğunlaşarak çeşitli hastalıkların ortaya çıkmasına neden olurlar. Vücudumuzda bakteriler, virüsler ve mantarlar belli nok¬talarda yoğunlaşarak ocaklar oluştururlar. Bunların başında;
a) Çürük veya iltihaplı dişler ve özellikle de kökleri
b) Lenf bezleri; bademcik, koltukaltı, boyun ve kasık bezeleri gibi
c) Burun ve alın boşluğunda (sinüs) yoğunlaşırlar. Ocak kendinden çok uzaktaki noktalarda (kalp, beyin, mide, kalça, diz kapağı, ayak vb.) rahatsızlıklara neden olur. (NHP.1.02.55)
Çayı: İki kahve kaşığı demliğe konur ve üzerine 200-300ml kaynar su ilave edilir ve 30-40dk demlenmeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir. Çörek tohumlarının içerdiği eter yağları nedeniyle termosta demlemek daha doğrudur. Çörek tohumlarından 1-3yemek kaşığı termosa konur. Üzerine 1lt kaynar su ilave edilerek 15-20dk dinlenmeye bıraktıktan sonra bir bardak ve geri kalanı da gün boyu içilir. Çöreğin birleşimindeki eter yağı türevleri 5-10dk’da deme geçerken doymamış yağların deme geçmesi 2-3saati bulabilir. Çay içtikten sonra geride kalan tohumları yenilebilir. Tohumların karabiber değirmeni ile çekildikten (öğütüldükten) sonra demlenmesi daha uygundur.
Çay Harmanları;
Gökçek İktidarsızlık çayı;
>20 gr Ginseng kökü
>20 gr Çakşır kökü
>20 gr Eğri kökü
>40 gr Çörek tohumu
Gökçek İmmün çayı;
>40 gr Çörek tohumu
>25 gr Ginseng kökü
>30 gr Sinirli ot ,
>5 gr Şekerci otu kökü
Gökçek Grip çayı;
>40 gr Çörek otu tohumu
>15 gr Mürver çiçeği
>15 gr Ihlamur çiçeği
>15 gr Zencefil kökü
>15 gr grip otu
Gökçek Grip ve ateşli enfeksiyon çayı;
>35 gr Çörek tohumu
>15 gr Mürver çiçeği
>15 gr Ihlamur çiçeği
>15 gr Söğüt kabuğu
>15 gr Grip otu
>5 gr Şekerci otu
Gökçek İltihaplı, kramplı ve hassas gastrit çayı;
>20 gr Meyan kökü
>20 gr Papatya çiçeği
>20 gr Oğul otu yaprağı
>20 gr Nane yaprağı
>20 gr Çörek tohumu
Gökçek İltihaplı kramplı ve hassas gastrit çayı;
>20 gr Hatmi kökü
>20 gr Papatya çiçeği
>20 gr Kaz otu
>30 gr Çörek tohumu
>10 gr Ebe gömeci çiçeği
Çörek macunu: İki yemek kaşığı bal (süzme bal) bir kaba konur ve bu kap içi sıcak suyla dolu olan kapta erimesi beklenir. Buna bir diş ezilmiş sarımsak ve bir kahve kaşığı öğütülmüş çörek tohumu katılır ve sa¬bahları aç karnına yenir. Bu macun hergün yeniden hazırlanır ve de takriben 3-4hafta devam edilir.
Çörek sütü: 200ml süt kaynatılır ve buna bir yemek kaşığı çörek yağı bir yemek kaşığı bal ilave edilerek karıştırıldıktan sonra içilir. Çörek sütüne 3-4hafta devam edilir.
Çörek içeceği: 100ml sirkeye 50gr öğütülmüş Çörek tohumu ilave edilir ve kaynatılırken 50ml Çörek yağı ilave edilir ve de soğumaya bırakılır. Bu içecekten günde 3x1 yemek kaşığı 3-4hafta süreyle alınır.
Çörek yağı: Çörek tohumları sıkıldıktan sonra elde edilen yağ natürel ilaç ve ev ilaçları yapımında kullanılır. Çörek yağından günde 3-4defa ½ kahve kaşığı 3-6ay süreyle yemek esnasında alınır.
Çörek kremi: 100ml sirke ısıtılır ve 50gr öğütülmüş Çörek tohumu ilave edilir. Kaynatıldıktan sonra 50gr Nişasta (toz şeklinde) ilave edilerek karıştırılır, süzülür ve soğumaya bırakılır ve de buzdolabında muhafaza edilir. Bu krem haricen deri rahatsızlıklarına karşı kullanılır.
Çörek meyve suyu: 100ml sirke (kaliteli) kısa süre 50C˚ ısıtılır.50gr öğütülmüş Çörek tohumu ilave edilir ve sonra buna 50ml Çörek yağı ilave edilir ve de soğumaya bırakıldıktan sonra buzdolabında muhafaza edilir. Yemeklerden önce bir yemek kaşığı günde 3 defa alınır.
Çörek ekstresi: Çörek tohumu öğütüldükten sonra Etanol ve su karışımı ile ekstraksiyonu yapılır ve ekstresi elde edilir.
Homeopati’de: Çörek tohumundan 20gr’ı karabiber değirmeni ile öğütüldükten sonra bir şişeye konur ve üzerine 80ml %70’lik Alkol ilave edilir. Güneş ışığı görmeyen bir yerde 4-6hafta bekletildikten sonra süzülerek Homeopati’de <> ismi ile anılan tentür elde edilir.
Yan tesirleri: Bilinen bir yan tesiri yoktur. Ben önce Çörektohumu çayı içmeye başladığımda bir yemek kaşığını termosa koyup üzerine 1lt kaynar su ilave edip gün boyunca içtim ve iki hafta sonra günden iki defa çay demledim, bundan da iki defa 3-4yemek kaşığına (günde 60-80gr Çörek tohumu) yükselttim ve bu şekilde aylarca içtim. Buna rağmen herhangi bir yan tesirini görmedim. Fakat çörek yağı alırken 1 tatlı kaşığı alınabilir.
Ben şahsen Gökçek İksir, Gökçek Tonik ve Gökçek Alerji çayının bahar nezlesi veya diğer her türlü allerjiye karşı birlikte kulanıldıklarında daha etkili ve doğal ürün olduğuna inanıyorum. Çünkü her türlü allerjinin sebebi midedeki halicobakter pylori veya bağırsak mantarlardır. Bu bakteri ve mantarlar tam hazmedilmeyen protein artıklarını aminoasit yerine biyojen aminlere dönüştürürler. Ve bunlardanda en önmelisi histemindir. Bilindiği gibi histamin fazlası allerjiye sebep olur. Beyin hangi organın ne kadar hormon salgılamasıgerektiğini belirler ve hormon üreten bezeler gerekli hormonları üretirler yani nano gram fazla veya eksik hormon salgılanmaz. Fakat mide ve bağırsaklardaki bakteri ve mantarların sıra dışı üretiği histamin allerjiye sebep olur. Çaresi kortizon veya antihistaminika değildir. Kortizon veya antihistaminika ile tedavi etmeye çalışmak sivri sinek öldürmeye benzer, Gökçek İksir, Gökçek Tonik ve Gökçek Alerji çayı ile tedavi ise bataklık kurutmaya benzer..
Milli Savunma Bakanlığı, "askerlik süresinin kısalacağına" yönelik iddiaların gerçeği yansıtmadığını bildirdi.
Mimar Cengiz Bektaş, Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığı’nda yer alan bu camiyi, 1964’te askerlik hizmeti döneminde tasarladı. İnşaatına ertesi yıl başlanan cami, askerlik görevini aynı tümende yapan mimar Kemal Aran’ın denetiminde tamamlandı.
Etimesgut Cami, Ankara
#SALTAraştırma, Mimarlık ve Tasarım Arşivi
Kemal Aran’ın izniyle
Repository: SALT Research
Rights Info: This material can be used under Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International (CC BY-NC-ND 4.0) license.
Mimar Cengiz Bektaş, Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığı’nda yer alan bu camiyi, 1964’te askerlik hizmeti döneminde tasarladı. İnşaatına ertesi yıl başlanan cami, askerlik görevini aynı tümende yapan mimar Kemal Aran’ın denetiminde tamamlandı.
Etimesgut Cami, Ankara
#SALTAraştırma, Mimarlık ve Tasarım Arşivi
Kemal Aran’ın izniyle
Repository: SALT Research
Rights Info: This material can be used under Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International (CC BY-NC-ND 4.0) license.
HAN DUVARLARI
Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı,
Bir dakika araba yerinde durakladı.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya.
İlk sevgiye benzeyen ilk acı, ilk ayrılık!
Yüreğimin yaktığı ateşle hava ılık,
Gök sarı, toprak sarı, çıplak ağaçlar sarı...
Arkada zincirlenen yüksek Toros Dağları,
Önde uzun bir kışın soldurduğu etekler,
Sonra dönen, dönerken inleyen tekerlekler...
Ellerim takılırken rüzgârların saçına
Asıldı arabamız bir dağın yamacına.
Her tarafta yükseklik, her tarafta ıssızlık,
Yalnız arabacının dudağında bir ıslık!
Bu ıslıkla uzayan, dönen kıvrılan yollar,
Uykuya varmış gibi görünen yılan yollar
Başını kaldırarak boşluğu dinliyordu.
Gökler bulutlanıyor, rüzgâr serinliyordu.
Serpilmeye başladı bir yağmur ince ince.
Son yokuş noktasından düzlüğe çevrilince
Nihayetsiz bir ova ağarttı benzimizi.
Yollar bir şerit gibi ufka bağladı bizi.
Gurbet beni muttasıl çekiyordu kendine.
Yol, hep yol, daima yol... Bitmiyor düzlük yine.
Ne civarda bir köy var, ne bir evin hayali,
Sonunda ademdir diyor insana yolun hali,
Arasıra geçiyor bir atlı, iki yayan.
Bozuk düzen taşların üstünde tıkırdıyan
Tekerlekler yollara bir şeyler anlatıyor,
Uzun yollar bu sesten silkinerek yatıyor...
Kendimi kaptırarak tekerleğin sesine
Uzanmış kalmışım yaylının şiltesine.
Bir sarsıntı... Uyandım uzun süren uykudan;
Geçiyordu araba yola benzer bir sudan.
Karşıda hisar gibi Niğde yükseliyordu,
Sağ taraftan çıngırak sesleri geliyordu:
Ağır ağır önümden geçti deve kervanı,
Bir kenarda göründü beldenin viran hanı.
Alaca bir karanlık sarmadayken her yeri
Atlarımız çözüldü, girdik handan içeri.
Bir deva bulmak için bağrındaki yaraya
Toplanmıştı garipler şimdi kervansaraya.
Bir noktada birleşmiş vatanın dört bucağı,
Gurbet çeken gönüller kuşatmıştı ocağı.
Bir pırıltı gördü mü gözler hemen dalıyor,
Göğüsler çekilerek nefesler daralıyor.
Şişesi is bağlamış bir lambanın ışığı
Her yüzü çiziyordu bir hüzün kırışığı.
Gitgide birer ayet gibi derinleştiler
Yüzlerdeki çizgiler, gözlerdeki cizgiler...
Yatağımın yanında esmer bir duvar vardı,
Üstünde yazılarla hatlar karışmışlardı;
Fani bir iz bırakmış burda yatmışsa kimler,
Aygın baygın maniler, açık saçık resimler...
Uykuya varmak için bu hazin günde, erken,
Kapanmayan gözlerim duvarlarda gezerken
Birdenbire kıpkızıl birkaç satırla yandı;
Bu dört mısra değil, sanki dört damla kandı.
Ben garip çizgilere uğraşırken başbaşa
Raslamıştım duvarda bir şair arkadaşa;
"On yıl var ayrıyım Kınadağı'ndan
Baba ocağından yar kucağından
Bir çiçek dermeden sevgi bağından
Huduttan hududa atılmışım ben"
Altında da bir tarih: Sekiz mart otuz yedi...
Gözüm imza yerinde başka ad görmedi.
Artık bahtın açıktır, uzun etme, arkadaş!
Ne hudut kaldı bugün, ne askerlik, ne savaş;
Araya gitti diye içlenme baharına,
Huduttan götürdüğün şan yetişir yârına!...
Ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk,
Soğuk bir mart sabahı... Buz tutuyor her soluk.
Ufku tutuşturmadan fecrin ilk alevleri
Arkamızda kalıyor şehrin kenar evleri.
Bulutların ardında gün yanmadan sönüyor,
Höyükler bir dağ gibi uzaktan görünüyor...
Yanımızdan geçiyor ağır ağır kervanlar,
Bir derebeyi gibi kurulmuş eski hanlar.
Biz bu sonsuz yollarda varıyoruz, gitgide,
İki dağ ortasında boğulan bir geçide.
Sıkı bir poyraz beni titretirken içimden
Geçidi atlayınca şaşırdım sevincimden:
Ardımda kalan yerler anlaşırken baharla,
Önümüzdeki arazi örtülü şimdi karla.
Bu geçit sanki yazdan kışı ayırıyordu,
Burada son fırtına son dalı kırıyordu...
Yaylımız tüketirken yolları aynı hızla,
Savrulmaya başladı karlar etrafımızda.
Karlar etrafı beyaz bir karanlığa gömdü;
Kar değil, gökyüzünden yağan beyaz ölümdü...
Gönlümde can verirken köye varmak emeli
Arabacı haykırdı "İşte Araplıbeli!"
Tanrı yardımcı olsun gayrı yolda kalana
Biz menzile vararak atları çektik hana.
Bizden evvel buraya inen üç dört arkadaş
Kurmuştular tutuşan ocağa karşı bağdaş.
Çıtırdayan çalılar dört cana can katıyor,
Kimi haydut, kimi kurt masalı anlatıyor...
Gözlerime çökerken ağır uyku sisleri,
Çiçekliyor duvarı ocağın akisleri.
Bu akisle duvarda çizgiler beliriyor,
Kalbime ateş gibi şu satırlar giriyor;
"Gönlümü çekse de yârin hayali
Aşmaya kudretim yetmez cibali
Yolcuyum bir kuru yaprak misali
Rüzgârın önüne katılmışım ben"
Sabahleyin gökyüzü parlak, ufuk açıktı,
Güneşli bir havada yaylımız yola çıktı...
Bu gurbetten gurbete giden yolun üstünde
Ben üç mevsim değişmiş görüyordum üç günde.
Uzun bir yolculuktan sonra İncesu'daydık,
Bir handa, yorgun argın, tatlı bir uykudaydık.
Gün doğarken bir ölüm rüyasıyla uyandım,
Başucumda gördüğüm şu satırlarla yandım!
"Garibim namıma Kerem diyorlar
Aslı'mı el almış haram diyorlar
Hastayım derdime verem diyorlar
Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış'ım ben"
Bir kitabe kokusu duyuluyor yazında,
Korkarım, yaya kaldın bu gurbet çıkmazında.
Ey Maraşlı Şeyhoğlu, evliyalar adağı!
Bahtına lanet olsun aşmadınsa bu dağı!
Az değildir, varmadan senin gibi yurduna,
Post verenler yabanın hayduduna kurduna!..
Arabamız tutarken Erciyes'in yolunu:
"Hancı dedim, bildin mi Maraşlı Şeyhoğlu'nu?"
Gözleri uzun uzun burkuldu kaldı bende,
Dedi:
"Hana sağ indi, ölü çıktı geçende!"
Yaşaran gözlerimde her şey artık değişti,
Bizim garip Şeyhoğlu buradan geçmemişti...
Gönlümü Maraşlı'nın yaktı kara haberi.
Aradan yıllar geçti işte o günden beri
Ne zaman yolda bir han rastlasam irkilirim,
Çünkü sizde gizlenen dertleri ben bilirim.
Ey köyleri hududa bağlayan yaşlı yollar,
Dönmeyen yolculara ağlayan yaslı yollar!
Ey garip çizgilerle dolu han duvarları,
Ey hanların gönlümü sızlatan duvarları!..
Faruk Nafiz ÇAMLIBEL
Raphael Perez İsrailli saf ressam biyografi sanatçısı beyanı hayat hikayesi kentsel manzara resimleri
Naif tablonun arkasındaki fikirler hakkında İsrailli ressam Raphael Perez (İbranice adı: Rafi Peretz) ile tam bir röportaj
, özgeçmiş, kişisel biyografi ve özgeçmiş
Soru: Raphael Perez Naif bir ressam olarak çalışma sürecinizden bahseder misiniz?
Cevap: Her şehir ve kasabada mimari açıdan ilginç ve özel bir şekle sahip en ikonik ve ünlü binaları seçerim ve ikonik binaları ağaçlar, çalılar, bitki örtüsü, çiçeklerle dolu bulvarlara yerleştiririm.
Soru: Naif resimlerinize nasıl derinlik katıyorsunuz?
Cevap: Resme derinlik katmak için, o alçak ünlü binalardan sonra, ardından uzun bir ağaç caddesi ve arkalarında kuleler ve gökdelenler, gökyüzünde bazen balonların, uçurtmaların masum işaretlerini koydum. Bazı resimlerimde tekrar eden bir motif, bulvarın ortasında duran ve önünde gelişen tüm sahneyi resmeden ressam figürü, ayrıca çizdiğim devlet bayraklarıyla anaokulu çocuklarıyla birlikte yürüyen iki anaokulu öğretmeni, kucaklaşan öpüşen sevgi dolu çiftler ve bulvarda uyum içinde yürüyen anne, baba ve çocuk aile tabloları.
Soru: Raphael Perez, saf resminizi karakterize eden nedir? Yanıt: Naif tabloların çoğu aynı özelliklere sahiptir (Vikipedi'de göründüğü şekliyle tanım) • Günlük yaşamdan, genellikle insanlarla ilgili özümsemek için basit bir hikaye anlatır. • Ressamın gerçeğe idealleştirmesinin temsili - gerçekliğin haritalanması. • Perspektifi korumada başarısızlık - özellikle uzak ayrıntılarda bile ayrıntılar. • Yinelenen kalıpların kapsamlı kullanımı - birçok ayrıntı. • Sıcak ve parlak renkler. • Bazen ana hatlara vurgu yapılır. • Karakterlerin çoğu düz, hacimsiz • Dokuya, ifadeye, doğru oranlara ilgi yok • Anatomiye ilgi yok. • Işık ve gölge kullanımı çok yoktur, renkler üç boyutlu bir etki yaratır. Bu tanımları tüm naif resimlerim için geçerli buluyorum.
Soru: Raphael Perez, neden Tel Aviv şehrini seçtiniz?
Cevap: Çok sevdiğim ve resim yaptığım başkent Kudüs'te doğdum, Tel Aviv'deki özel Bauhaus binalarını, bir asır önce 1920'lerde ve 1930'larda inşa edilen süs binalarını, güzel bulvarları, kuleleri ve modern gökdelenleri size büyük bir metropolün koşuşturmacasını hissettiren ve mimari açıdan büyüleyici bir çok alçak ve yüksek bina var özel olanı Ayrıca, başkent olan Tel Aviv'e taşınmak kültür, özgürlük ve laiklik, hayatımı istediğim gibi yaşamama, bir erkekle ilişki içinde yaşamama izin verdi, geleneksel bir şehir olan Kudüs, eşcinsel bir hayat yaşamak daha karmaşık, ayrıca sanat dünyası ağırlıklı olarak Tel Aviv şehrinde geçiyor ve profesyonel bir bakış açısıyla, Tel Aviv'de İsrail'deki diğer herhangi bir şehirden daha iyi geçimimi sağlamam mümkün.
Soru: Raphael Perez, Tel Aviv şehrinin resimleri Kudüs şehrinin resimlerinden farklı mı?
Cevap: Kudüs resimlerinin çoğunda sarı, altın rengi, eski şehir duvarlarının rengi vurgulanmıştır, Kudüs'te resmettiğim konular esas olarak Yahudiler ve Araplar arasındaki barışçıl bir yaşamın idealleştirilmesi ve Yahudi dini dünyasını ele alan resimlerdir, bazı resimler günümüz Yahudiliğinin tüm tonlarını tasvir etmektedir. Buna karşılık Tel Aviv resimleri gökdelenler, deniz, balonlar ve daha laik motiflerle daha renklidir
Soru: Raphael Perez, bana şehir çizimlerinde genellikle hangi binaları ve mimarlarını seçtiğini söyle.
Cevap: En sevdiğim binalar, herkesin tanıyabileceği ve şehrin simgesi olan yapılardır ve birkaç örnek vereceksiniz: Tel Aviv şehrinde en sevdiğim binalar: alışılmadık geometrik şekliyle opera binası, özel başlı Yisrotel kulesi, yıllarca Tel Aviv'deki en yüksek binanın simgesi olan Hail Bo Shalom kulesi, Japon pagodasına benzeyen Levin evi, binanın sonunda özel kubbesi olan bordo renkli Nordeau oteli, Bir çift Denizin özel yapısına sahip Alon kuleleri, Tel Aviv'e özgü özel balkonlu ve özel merdivenli Bauhaus binaları, Resimlerin büyük bir bölümünde Dizengoff meydanındaki Yaakov Agam Çeşmesi, borsa kompleksindeki birçok kule, Aviv kuleleri ve Ayalon'daki diğer yüksek binalar, bazı resimlerde planlar aldım Şehirde inşa edilmesi gereken gelecekteki binaların bir taslağını ve onları gerçekte inşa edilmeden önce çizdim, Kudüs resimlerinde esas olarak Eski Ayalon bölgesini seçtim. Şehir ve Doğu Kudüs, Eski Şehir duvarlarının bir resmi, Ağlama Duvarı, Kutsal Kabir Kilisesi,
El Achea Camii, Davut Kulesi, şehirdeki ünlü kiliselerin çoğu, Musa'nın sağ eli, resimlerin çoğunda Yahudi kırmızı erkek kordonlu mavi bir gömlek giyiyor Ben gençlik hareketindeydim ve Arap galabia ile ve o zamanki dini halkın resimlerinde siyah takım elbiseli ve beyaz gömlekli Yahudiler, talitalar, kipalar, özel şapkalar, sinagoglar ve daha fazlası Hayfa şehrinin üç resmini ve Hayfa resimlerinde bir Safed tablosu yaptım. üniversite, Technion, ünlü Yumurtalı Kule, Yelken Kulesi, ünlü oteller, tabii ki Bahai Bahçeleri ve Bahai Tapınağı, Hayfa Limanı ve şehirdeki tekneler ve diğer ünlü binalar
Soru: Raphael Perez, dünyanın dört bir yanından bir dizi başka şehir yarattınız mı?
Yanıt: Guggenheim Müzesi, ünlü gökdelenler - Chrysler Binası, Empire State Binası, Lincoln Center, şehirdeki ünlü sinagog, Özgürlük Heykeli, Amerika Birleşik Devletleri bayrakları ve diğer ünlü binalar gibi tüm ikonik ve ünlü binaları içeren New York City serisini yarattım. Çin'deki şehirlerin 4 naif resmi, Şangay'ın bir resmi, Suzhou şehrinin iki resmi ve Pekin şehrinde Dünya Parkı'nın bir resmi... Tüm ünlü kuleleri, ünlü gezinti yolu, tapınakları ve eski binaları ile Şanghay'ın ünlü silüetini, şehrin ünlü kanalları, köprüleri, özel bahçeleri, kuleleri ve gökdelenleri ile Suzhou şehrinin iki Resmini seçtim
Soru: Raphael Perez Resimlerinize eşlik eden genel fikir nedir?
Cevap: Her ülkenin tarihini ve geçmişini taşıyan küçük ve alçak binaların önündeki gökdelenler aracılığıyla modern şehrin yeniliğini göreceğimiz iyi, güzel, naif, masum bir dünya yaratmak, hepsi bol bitki örtüsü, bulvarlar, ağaçlar Ressam Rafi Peretz ve ailesinin özgeçmişi, biyografisi, özgeçmişi
Soru: Raphael Perez ne zaman İbranice rafi peretz adıyla doğdu?
Cevap: İbranice Raphael Perez, adı Rafi Peretz 4 Mart 1965'te doğdu.
Soru: Raphael Perez nerede doğdu?
Cevap: Raphael Perez Kudüs, İsrail'de doğdu
Soru: Raphael Perez'in tam adı nedir?
Cevap: Tam adı Raphael Perez'dir.
Soru: Raphael Perez hangi sanat kurumundan mezun oldu?
Cevap: Raphael Perez, Be'er Sheva'daki Görsel Sanatlar Merkezi'nden mezun oldu.
Soru: Raphael Perez ne zaman resim yapmaya başladı?
Cevap: Raphael Perez 1989 yılında resim yapmaya başladı.
Soru: Ne zaman sanat satarak geçiminizi sağlamaya başladınız?
Cevap: Raphael Perez, 1999 yılında sanat satarak geçimini sağlamaya başladı.
Soru: Raphael Perez nerede yaşıyor ve çalışıyor?
Cevap: 1995'ten beri Raphael Perez, Tel Aviv'deki stüdyosunda yaşıyor ve çalışıyor.
Soru: Raphael Perez IDF'de hangi askeri çerçevede görev yaptı?
Cevap: Raphael Perez topçu birliklerinde görev yaptı
Soru: Raphael Perez, askerlikten sonra hangi işlerde çalıştı?
Cevap: Raphael Perez 15 yıl çocuklar için terapötik ortamlarda eğitimde çalıştı ve sanat ve hareket öğretti
Soru: İsrailli ressam Raphael Perez'in kaç erkek ve kız kardeşi var?
Cevap: Ressamın 5 oğlu ve iki kızı olmak üzere toplam yedi çocuğu var, yani ressam Raphael Perez'in 4 erkek ve iki kız kardeşi daha var.
Soru: Ressam Raphael Perez'in erkek ve kız kardeşleri ne iş yapıyor?
Cevap: Ağabeyi David Peretz Perez dini araştırmalar alanında, kız kardeşi Hana Peretz Perez eğitim alanında, anaokulu öğretmeni ve çocuk bakımıyla uğraşıyor, bugün Amerika Birleşik Devletleri'nde muhafazakar bir haham olan ancak geçmişte eğitim ve terapi ile uğraşan erkek kardeş Avi Peretz Perez, yaratıcılık ve kuyumculuk alanlarıyla uğraşan Asher Peretz Perez kardeş İkiz kardeş Mickey Peretz Perez tanınmış bir endüstriyel tasarımcı ve satıcı. Küçük kız kardeş Shlomit Peretz Perez, Bezeq'te yönetici pozisyonunda çalışıyor.
Soru: Ressam Raphael Perez'in anne babası hakkında bilgi verir misiniz?
Cevap: Ressam Raphael Perez'in ebeveynleri Shimon Perez Peretz ve Eliza Alice Ben Yair, 1950'de Kudüs'te evlendiler, ikisi de Fas'ta doğdu ve 1949'da İsrail'e göç etti, Shimon Peretz gençliğinde bir binada çalıştı ve daha sonra Hadassah Ein Kerem Hastanesinde resepsiyonist olarak çalıştı, Eliza Alice Peretz çocuk bakımı Anaokulu, anaokullarında çalıştı ve tabii ki yedi çocuğuna bakıp büyüttü.
----------------------
A full interview with the Israeli painter Raphael Perez (in Hebrew Rafi Peretz) about the ideas behind the naive painting, resume, personal biography and CV
Question: Raphael Perez Tell us about your work process as a naive painter?
Answer: I choose the most iconic and famous buildings in every city and town that are architecturally interesting and have a special shape and place the iconic buildings on boulevards full of trees, bushes, vegetation, flowers.
Question: How do you give depth in your naive paintings?
Answer: To give depth to the painting, I build the painting with layers of vegetation, after those low famous buildings, followed by a tall avenue of trees, and behind them towers and skyscrapers, in the sky I sometimes put innocent signs of balloons, kites.
A recurring motif in some of my paintings is the figure of the painter who is in the center of the boulevard and paints the entire scene unfolding in front of him, also there are two kindergarten teachers who are walking with the kindergarten children with the state flags that I paint, and loving couples hugging and kissing and family paintings of mother, father and child walking in harmony on the boulevard.
Question: Raphael Perez What characterizes your naive painting?
Answer: Most naive paintings have the same characteristics
(Definition as it appears in Wikipedia)
• Tells a simple story to absorb from everyday life, usually with humans.
• The representation of the painter's idealization to reality - the mapping of reality.
• Failure to maintain perspective - especially details even in distant details.
• Extensive use of repeating patterns - many details.
• Warm and bright colors.
• Sometimes the emphasis is on outlines.
• Most of the characters are flat, lack volume
• No interest in texture, expression, correct proportions
• No interest in anatomy.
• There is not much use of light and shadow, the colors create a three-dimensional effect.
I find these definitions to be valid for all my naive paintings
Question: Raphael Perez Why do you mainly choose the city of Tel Aviv?
Answer: I was born in Jerusalem, the capital city which I love very much and also paint,
I love the special Bauhaus buildings in Tel Aviv, the ornamental buildings that were built a century ago in the 1920s and 1930s, the beautiful boulevards, towers and modern skyscrapers give you the feeling of the hustle and bustle of a large metropolis and there are quite a few low and tall buildings that are architecturally fascinating in their form the special one
Also, the move to Tel Aviv, which is the capital of culture, freedom, and secularism, allowed me to live my life as I chose, to live in a relationship with a man, Jerusalem, which is a traditional city, it is more complicated to live a homosexual life, also, the art world takes place mainly in the city of Tel Aviv, and it is possible that from a professional point of view, this allows I can support myself better in Tel Aviv than in any other city in Israel.
Question: raphael perez are the paintings of the city of Tel Aviv different from the paintings of the city of Jerusalem
Answer: Most of the paintings of Jerusalem have an emphasis on the color yellow, gold, the color of the old city walls, the subjects I painted in Jerusalem are mainly a type of idealization of a peaceful life between Jews and Arabs and paintings that deal with the Jewish religious world, a number of paintings depict all shades of the currents of Judaism of today
In contrast, the Tel Aviv paintings are more colorful, with skyscrapers, the sea, balloons and more secular motifs
Question: Raphael Perez Tell us about which buildings and their architects you usually choose in your city paintings
Answer: My favorite buildings are those that have a special shape that anyone can recognize and are the symbols of the city and you will give several examples:
In the city of Tel Aviv, my favorite buildings are: the opera building with its unusual geometric shape, the Yisrotel tower with its special head, the Hail Bo Shalom tower that for years was the symbol of the tallest building in Tel Aviv, the Levin house that looks like a Japanese pagoda, the burgundy-colored Nordeau hotel with the special dome at the end of the building, A pair of Alon towers with the special structure of the sea, Bauhaus buildings typical of Tel Aviv with the special balconies and the special staircase, the Yaakov Agam fountain in Dizengoff square appears in a large part of the paintings, many towers that are in the stock exchange complex, the Aviv towers and other tall buildings on Ayalon, in some of the paintings I took plans An outline of future buildings that need to be built in the city and I drew them even before they were built in reality,
In the paintings of Jerusalem, I mainly chose the area of the Old City and East Jerusalem, a painting of the walls of the Old City, the Western Wall, the Church of the Holy Sepulcher, the El Akchea Mosque, the Tower of David, most of the famous churches in the city, the right hand of Moses, in most of the paintings the Jew is wearing a blue shirt with a red male cord I was in the youth movement and the Arab with a galabia, and in the paintings of the religious public then, Jews with black suits and white shirts, tallitas, kippahs, special hats, synagogues and more
I also created three paintings of the city of Haifa and one painting of Safed
In the Haifa paintings I drew the university, the Technion, the famous Egged Tower, the Sail Tower, well-known hotels, of course the Baha'i Gardens and the Baha'i Temple, Haifa Port and the boats and other famous buildings in the city
Question: Have you created series of other cities from around the world?
Answer: I created series of New York City with all the iconic and famous buildings such as: the Guggenheim Museum, the famous skyscrapers - the Chrysler Building, the Empire State Building, Lincoln Center, the famous synagogue in the city, the Statue of Liberty, the flags of the United States and other famous buildings
Two paintings of London and all its famous sites, Big Ben, famous monuments, the Ferris wheel, Queen Elizabeth and her family, the double bus, the famous public telephone, palaces, famous churches, well-known monuments
I created 4 naive paintings of cities in China, a painting of Shanghai, two paintings of the city of Suzhou and a painting of the World Park in the city of Beijing... I chose the famous skyline of Shanghai with all the famous towers, the famous promenade, temples and old buildings, two Paintings of the city of Suzhou with the famous canals, bridges, special gardens, towers and skyscrapers of the city
Bandırma, Balıkesir'in kuzeyinde, Marmara Denizi kıyısında bulunan bir kenttir. İdari açıdan Balıkesir'e bağlı Bandırma ilçesinin merkezidir.
690 km² yüzölçümüne sahip olup denizden yüksekliği 1 metre ile 764 metre arasında değişmektedir. İlçenin kuzeyinde yer alan ve kendi adıyla anılan körfezin uzunluğu 31 km’dir. İlçenin en yüksek dağı, doğusunda yer alan 764 metre yüksekliğindeki Karadağ’dır. Bandırma'nın kuzeyinde Marmara Denizi ve Kapıdağ yarımadası, güneyinde Balıkesir'in Manyas ilçesi ve Manyas Kuşgölü, doğusunda Karacabey ilçesi, batısında ise Gönen ilçesi bulunmaktadır. 2007 Yılı Adrese Dayalı Nüfus Sayımına göre Şehir nüfusu 111.500,köyleri ile birlikte nüfusu 131.000'dir.
Bandırma’ya Türkler’in girişi ise Anadolu’da ilk Türk Devletini kuran Kutalmışoğlu Süleyman Bey’in 1076 yılında Kyzikos’la birlikte Aydıncık ve Bandırma’yı fethetmesiyle gerçekleşmiştir.
Bir süre Aydıncık ve Hüdavendigar’a bağlı olan Bandırma 16. Yüzyılın 2. yarısında Galata Kazası Kapıdağ Nahiyesine bağlanmıştır.
Bandırma’nın o yıllardaki gelişmesinde Padişah’ın Dergah-ı Ali çavuşlarından Haydar Çavuş’un Bandırma’ya yerleşmesi önemli bir etken olmuştur. Bazı kaynaklarda Bandırma’ya sürgün olarak gönderildiği belirtilen Haydar Çavuş, sahilde kendi adını taşıyan bir cami, medrese, hamam, beş ev, on dükkân yaptırmıştır. Bu eserleri vakıf olarak Bandırma’ya bırakan Haydar Çavuş’un bundan sonraki yaşamı konusunda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.
Osmanlı döneminden kalan eserler Haydar Çavuş Çeşmesi, Eski Askerlik Şubesi [şimdi sağlık yüksek okuludur], Çınarlı Çeşmesi, Öğretmen Evi binası, Sunullah Camii [1905], eski tren garı binasıdır.
Bandırma, bir arada bulundurduğu kara, deniz, demir ve hava yolu ulaşım olanakları ile, hızlı ve rahat bir ulaşım ağına sahiptir.
Karayolu ile Balıkesir üzerinden Ege’ye ve güneye, Bursa üzerinden tüm Anadolu’ya ve İstanbul’a, Çanakkale üzerinden de Trakya’ya, kısaca yurdumuzun her yanına kolay ulaşım olanağı olan bir kenttir.
1998 yılında başlatılan İstanbul-Bandırma arasındaki hızlı feribot ve deniz otobüsü seferleri, Bandırma-İstanbul arasındaki ulaşımda büyük kolaylık sağlamıştır. Yaz aylarında karşılıklı altı seferi bulan yoğun taşıma programı ile, iki saat gibi kısa bir sürede, üstelik rahat bir yolculukla İstanbul’a ulaşmak mümkündür.
Bandırma-İstanbul arasındaki uzaklık 64 mildir.
Ayrıca Bandırma’dan düzenli olarak her gün Tekirdağ ve İstanbul'a roro gemisi seferleri yapılmaktadır. Üç ayrı firma tarafından Bandırma-Ambarlı arasında, 1 firma tarafından da Bandırma-Tekirdağ arasında düzenli roro gemisi seferleri gerçekleştirilmektedir.
Demiryolunu tercih edenler için ise; her gün karşılıklı yapılan Bandırma-Balıkesir-İzmir arasındaki düzenli tren seferleri, farklı bir ulaşım alternatifi sunmaktadır.
Hızlandırılmış trenin hizmete girmesi ile 4.5 saatlik bir yolculukla İzmir’e ulaşmak mümkündür.
Bandırma-İzmir arasındaki demiryolunun uzunluğu 341 km’dir. Fransızlar tarafından yapılan bu hat, 1911 yılından beri hizmet vermektedir.
Ülkemizin önde gelen askeri hava üslerinden birine sahip olan Bandırma’daki 6. Ana Jet Üs Komutanlığı’na ait hava alanı, gerektiğinde her türlü uçağın inip kalkmasına olanak sağlayacak bir altyapıya sahiptir.
"İstanbul'u çok seviyorum. 1919'da İstanbul'a işgal askeri olarak gitmiştim. Ben işgal askeri olarak görev alacak insan değilim." Fransız şair ve senarist Jacques Prévert'in 40'lı yıllarda yaşamış olduğu ev burası! Istanbul'a askerlik döneminde gelmesi ve benim onu kendi avlusunda bulmam ne güzel birşey. #saintpauldevence #JacquesPrévert #seyahatetmek #cntravellertr
287 Likes on Instagram
1 Comments on Instagram:
gamzebiran: 💕💕
Temsili olarak askerlik yapacak olan Bağcılar Belediyesi Feyzullah Kıyıklık Engelliler Sarayı kursiyerleri, kendileri için düzenlenen ve aralarında ünlü isimlerin de bulunduğu programda doyasıya eğlendi. Etkinliğin konuklarından AK Parti İstanbul Milletvekili Zafer Sırakaya, “Bugüne kadar birçok asker uğurlama törenine katıldım ama hiçbirinde bu kadar heyecanlanmadım” dedi.
Bağcılar Belediyesi Feyzullah Kıyıklık Engelliler Sarayı’nda eğitim gören ve temsili olarak askerlik yapacak olan kursiyerler için eğlence programı düzenlendi. Engelli yakınlarının büyük ilgi gösterdiği etkinliğe AK Parti İstanbul Milletvekili Zafer Sırakaya, Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir, sunucu Hülya Yürekli Seloni, sanatçı Sami Çelik ile son dönemin popüler isimlerinden müzisyen Elif Buse Doğan da katıldı.
Hiç bu kadar heyecanlanmadım
Açılış konuşmasını yapan Sırakaya, “Bugüne kadar birçok asker uğurlama törenine katıldım ama hiçbirinde bu kadar heyecanlanmadım. Bizim medeniyetimizde koça kına yakılır Allah’a kurban olsun diye. Gelin olacak hanımefendiye kına yakılır ailesine kurban olsun diye. Mehmetçiğe kına yakılır vatana kurban olsun diye. Bu anlayış içerisinde engelsiz olan yavrularımızı yetiştiren kıymetli ailelerine de sonsuz şükranlarımı ifade ediyorum” dedi.
Etkinliği çok anlamlı bulduğunu söyleyen Özdemir ise “Asker ocağı peygamber ocağıdır. Bütün askerlerimiz de peygamberimizin askerleridir.
habercepte.net/bagcilarda-engelli-askerler-icin-eglence-d...
Raphael Perez İsrailli saf ressam biyografi sanatçısı beyanı hayat hikayesi kentsel manzara resimleri
Naif tablonun arkasındaki fikirler hakkında İsrailli ressam Raphael Perez (İbranice adı: Rafi Peretz) ile tam bir röportaj
, özgeçmiş, kişisel biyografi ve özgeçmiş
Soru: Raphael Perez Naif bir ressam olarak çalışma sürecinizden bahseder misiniz?
Cevap: Her şehir ve kasabada mimari açıdan ilginç ve özel bir şekle sahip en ikonik ve ünlü binaları seçerim ve ikonik binaları ağaçlar, çalılar, bitki örtüsü, çiçeklerle dolu bulvarlara yerleştiririm.
Soru: Naif resimlerinize nasıl derinlik katıyorsunuz?
Cevap: Resme derinlik katmak için, o alçak ünlü binalardan sonra, ardından uzun bir ağaç caddesi ve arkalarında kuleler ve gökdelenler, gökyüzünde bazen balonların, uçurtmaların masum işaretlerini koydum. Bazı resimlerimde tekrar eden bir motif, bulvarın ortasında duran ve önünde gelişen tüm sahneyi resmeden ressam figürü, ayrıca çizdiğim devlet bayraklarıyla anaokulu çocuklarıyla birlikte yürüyen iki anaokulu öğretmeni, kucaklaşan öpüşen sevgi dolu çiftler ve bulvarda uyum içinde yürüyen anne, baba ve çocuk aile tabloları.
Soru: Raphael Perez, saf resminizi karakterize eden nedir? Yanıt: Naif tabloların çoğu aynı özelliklere sahiptir (Vikipedi'de göründüğü şekliyle tanım) • Günlük yaşamdan, genellikle insanlarla ilgili özümsemek için basit bir hikaye anlatır. • Ressamın gerçeğe idealleştirmesinin temsili - gerçekliğin haritalanması. • Perspektifi korumada başarısızlık - özellikle uzak ayrıntılarda bile ayrıntılar. • Yinelenen kalıpların kapsamlı kullanımı - birçok ayrıntı. • Sıcak ve parlak renkler. • Bazen ana hatlara vurgu yapılır. • Karakterlerin çoğu düz, hacimsiz • Dokuya, ifadeye, doğru oranlara ilgi yok • Anatomiye ilgi yok. • Işık ve gölge kullanımı çok yoktur, renkler üç boyutlu bir etki yaratır. Bu tanımları tüm naif resimlerim için geçerli buluyorum.
Soru: Raphael Perez, neden Tel Aviv şehrini seçtiniz?
Cevap: Çok sevdiğim ve resim yaptığım başkent Kudüs'te doğdum, Tel Aviv'deki özel Bauhaus binalarını, bir asır önce 1920'lerde ve 1930'larda inşa edilen süs binalarını, güzel bulvarları, kuleleri ve modern gökdelenleri size büyük bir metropolün koşuşturmacasını hissettiren ve mimari açıdan büyüleyici bir çok alçak ve yüksek bina var özel olanı Ayrıca, başkent olan Tel Aviv'e taşınmak kültür, özgürlük ve laiklik, hayatımı istediğim gibi yaşamama, bir erkekle ilişki içinde yaşamama izin verdi, geleneksel bir şehir olan Kudüs, eşcinsel bir hayat yaşamak daha karmaşık, ayrıca sanat dünyası ağırlıklı olarak Tel Aviv şehrinde geçiyor ve profesyonel bir bakış açısıyla, Tel Aviv'de İsrail'deki diğer herhangi bir şehirden daha iyi geçimimi sağlamam mümkün.
Soru: Raphael Perez, Tel Aviv şehrinin resimleri Kudüs şehrinin resimlerinden farklı mı?
Cevap: Kudüs resimlerinin çoğunda sarı, altın rengi, eski şehir duvarlarının rengi vurgulanmıştır, Kudüs'te resmettiğim konular esas olarak Yahudiler ve Araplar arasındaki barışçıl bir yaşamın idealleştirilmesi ve Yahudi dini dünyasını ele alan resimlerdir, bazı resimler günümüz Yahudiliğinin tüm tonlarını tasvir etmektedir. Buna karşılık Tel Aviv resimleri gökdelenler, deniz, balonlar ve daha laik motiflerle daha renklidir
Soru: Raphael Perez, bana şehir çizimlerinde genellikle hangi binaları ve mimarlarını seçtiğini söyle.
Cevap: En sevdiğim binalar, herkesin tanıyabileceği ve şehrin simgesi olan yapılardır ve birkaç örnek vereceksiniz: Tel Aviv şehrinde en sevdiğim binalar: alışılmadık geometrik şekliyle opera binası, özel başlı Yisrotel kulesi, yıllarca Tel Aviv'deki en yüksek binanın simgesi olan Hail Bo Shalom kulesi, Japon pagodasına benzeyen Levin evi, binanın sonunda özel kubbesi olan bordo renkli Nordeau oteli, Bir çift Denizin özel yapısına sahip Alon kuleleri, Tel Aviv'e özgü özel balkonlu ve özel merdivenli Bauhaus binaları, Resimlerin büyük bir bölümünde Dizengoff meydanındaki Yaakov Agam Çeşmesi, borsa kompleksindeki birçok kule, Aviv kuleleri ve Ayalon'daki diğer yüksek binalar, bazı resimlerde planlar aldım Şehirde inşa edilmesi gereken gelecekteki binaların bir taslağını ve onları gerçekte inşa edilmeden önce çizdim, Kudüs resimlerinde esas olarak Eski Ayalon bölgesini seçtim. Şehir ve Doğu Kudüs, Eski Şehir duvarlarının bir resmi, Ağlama Duvarı, Kutsal Kabir Kilisesi,
El Achea Camii, Davut Kulesi, şehirdeki ünlü kiliselerin çoğu, Musa'nın sağ eli, resimlerin çoğunda Yahudi kırmızı erkek kordonlu mavi bir gömlek giyiyor Ben gençlik hareketindeydim ve Arap galabia ile ve o zamanki dini halkın resimlerinde siyah takım elbiseli ve beyaz gömlekli Yahudiler, talitalar, kipalar, özel şapkalar, sinagoglar ve daha fazlası Hayfa şehrinin üç resmini ve Hayfa resimlerinde bir Safed tablosu yaptım. üniversite, Technion, ünlü Yumurtalı Kule, Yelken Kulesi, ünlü oteller, tabii ki Bahai Bahçeleri ve Bahai Tapınağı, Hayfa Limanı ve şehirdeki tekneler ve diğer ünlü binalar
Soru: Raphael Perez, dünyanın dört bir yanından bir dizi başka şehir yarattınız mı?
Yanıt: Guggenheim Müzesi, ünlü gökdelenler - Chrysler Binası, Empire State Binası, Lincoln Center, şehirdeki ünlü sinagog, Özgürlük Heykeli, Amerika Birleşik Devletleri bayrakları ve diğer ünlü binalar gibi tüm ikonik ve ünlü binaları içeren New York City serisini yarattım. Çin'deki şehirlerin 4 naif resmi, Şangay'ın bir resmi, Suzhou şehrinin iki resmi ve Pekin şehrinde Dünya Parkı'nın bir resmi... Tüm ünlü kuleleri, ünlü gezinti yolu, tapınakları ve eski binaları ile Şanghay'ın ünlü silüetini, şehrin ünlü kanalları, köprüleri, özel bahçeleri, kuleleri ve gökdelenleri ile Suzhou şehrinin iki Resmini seçtim
Soru: Raphael Perez Resimlerinize eşlik eden genel fikir nedir?
Cevap: Her ülkenin tarihini ve geçmişini taşıyan küçük ve alçak binaların önündeki gökdelenler aracılığıyla modern şehrin yeniliğini göreceğimiz iyi, güzel, naif, masum bir dünya yaratmak, hepsi bol bitki örtüsü, bulvarlar, ağaçlar Ressam Rafi Peretz ve ailesinin özgeçmişi, biyografisi, özgeçmişi
Soru: Raphael Perez ne zaman İbranice rafi peretz adıyla doğdu?
Cevap: İbranice Raphael Perez, adı Rafi Peretz 4 Mart 1965'te doğdu.
Soru: Raphael Perez nerede doğdu?
Cevap: Raphael Perez Kudüs, İsrail'de doğdu
Soru: Raphael Perez'in tam adı nedir?
Cevap: Tam adı Raphael Perez'dir.
Soru: Raphael Perez hangi sanat kurumundan mezun oldu?
Cevap: Raphael Perez, Be'er Sheva'daki Görsel Sanatlar Merkezi'nden mezun oldu.
Soru: Raphael Perez ne zaman resim yapmaya başladı?
Cevap: Raphael Perez 1989 yılında resim yapmaya başladı.
Soru: Ne zaman sanat satarak geçiminizi sağlamaya başladınız?
Cevap: Raphael Perez, 1999 yılında sanat satarak geçimini sağlamaya başladı.
Soru: Raphael Perez nerede yaşıyor ve çalışıyor?
Cevap: 1995'ten beri Raphael Perez, Tel Aviv'deki stüdyosunda yaşıyor ve çalışıyor.
Soru: Raphael Perez IDF'de hangi askeri çerçevede görev yaptı?
Cevap: Raphael Perez topçu birliklerinde görev yaptı
Soru: Raphael Perez, askerlikten sonra hangi işlerde çalıştı?
Cevap: Raphael Perez 15 yıl çocuklar için terapötik ortamlarda eğitimde çalıştı ve sanat ve hareket öğretti
Soru: İsrailli ressam Raphael Perez'in kaç erkek ve kız kardeşi var?
Cevap: Ressamın 5 oğlu ve iki kızı olmak üzere toplam yedi çocuğu var, yani ressam Raphael Perez'in 4 erkek ve iki kız kardeşi daha var.
Soru: Ressam Raphael Perez'in erkek ve kız kardeşleri ne iş yapıyor?
Cevap: Ağabeyi David Peretz Perez dini araştırmalar alanında, kız kardeşi Hana Peretz Perez eğitim alanında, anaokulu öğretmeni ve çocuk bakımıyla uğraşıyor, bugün Amerika Birleşik Devletleri'nde muhafazakar bir haham olan ancak geçmişte eğitim ve terapi ile uğraşan erkek kardeş Avi Peretz Perez, yaratıcılık ve kuyumculuk alanlarıyla uğraşan Asher Peretz Perez kardeş İkiz kardeş Mickey Peretz Perez tanınmış bir endüstriyel tasarımcı ve satıcı. Küçük kız kardeş Shlomit Peretz Perez, Bezeq'te yönetici pozisyonunda çalışıyor.
Soru: Ressam Raphael Perez'in anne babası hakkında bilgi verir misiniz?
Cevap: Ressam Raphael Perez'in ebeveynleri Shimon Perez Peretz ve Eliza Alice Ben Yair, 1950'de Kudüs'te evlendiler, ikisi de Fas'ta doğdu ve 1949'da İsrail'e göç etti, Shimon Peretz gençliğinde bir binada çalıştı ve daha sonra Hadassah Ein Kerem Hastanesinde resepsiyonist olarak çalıştı, Eliza Alice Peretz çocuk bakımı Anaokulu, anaokullarında çalıştı ve tabii ki yedi çocuğuna bakıp büyüttü.
-----------------
A full interview with the Israeli painter Raphael Perez (in Hebrew Rafi Peretz) about the ideas behind the naive painting, resume, personal biography and CV
Question: Raphael Perez Tell us about your work process as a naive painter?
Answer: I choose the most iconic and famous buildings in every city and town that are architecturally interesting and have a special shape and place the iconic buildings on boulevards full of trees, bushes, vegetation, flowers.
Question: How do you give depth in your naive paintings?
Answer: To give depth to the painting, I build the painting with layers of vegetation, after those low famous buildings, followed by a tall avenue of trees, and behind them towers and skyscrapers, in the sky I sometimes put innocent signs of balloons, kites.
A recurring motif in some of my paintings is the figure of the painter who is in the center of the boulevard and paints the entire scene unfolding in front of him, also there are two kindergarten teachers who are walking with the kindergarten children with the state flags that I paint, and loving couples hugging and kissing and family paintings of mother, father and child walking in harmony on the boulevard.
Question: Raphael Perez What characterizes your naive painting?
Answer: Most naive paintings have the same characteristics
(Definition as it appears in Wikipedia)
• Tells a simple story to absorb from everyday life, usually with humans.
• The representation of the painter's idealization to reality - the mapping of reality.
• Failure to maintain perspective - especially details even in distant details.
• Extensive use of repeating patterns - many details.
• Warm and bright colors.
• Sometimes the emphasis is on outlines.
• Most of the characters are flat, lack volume
• No interest in texture, expression, correct proportions
• No interest in anatomy.
• There is not much use of light and shadow, the colors create a three-dimensional effect.
I find these definitions to be valid for all my naive paintings
Question: Raphael Perez Why do you mainly choose the city of Tel Aviv?
Answer: I was born in Jerusalem, the capital city which I love very much and also paint,
I love the special Bauhaus buildings in Tel Aviv, the ornamental buildings that were built a century ago in the 1920s and 1930s, the beautiful boulevards, towers and modern skyscrapers give you the feeling of the hustle and bustle of a large metropolis and there are quite a few low and tall buildings that are architecturally fascinating in their form the special one
Also, the move to Tel Aviv, which is the capital of culture, freedom, and secularism, allowed me to live my life as I chose, to live in a relationship with a man, Jerusalem, which is a traditional city, it is more complicated to live a homosexual life, also, the art world takes place mainly in the city of Tel Aviv, and it is possible that from a professional point of view, this allows I can support myself better in Tel Aviv than in any other city in Israel.
Question: raphael perez are the paintings of the city of Tel Aviv different from the paintings of the city of Jerusalem
Answer: Most of the paintings of Jerusalem have an emphasis on the color yellow, gold, the color of the old city walls, the subjects I painted in Jerusalem are mainly a type of idealization of a peaceful life between Jews and Arabs and paintings that deal with the Jewish religious world, a number of paintings depict all shades of the currents of Judaism of today
In contrast, the Tel Aviv paintings are more colorful, with skyscrapers, the sea, balloons and more secular motifs
Question: Raphael Perez Tell us about which buildings and their architects you usually choose in your city paintings
Answer: My favorite buildings are those that have a special shape that anyone can recognize and are the symbols of the city and you will give several examples:
In the city of Tel Aviv, my favorite buildings are: the opera building with its unusual geometric shape, the Yisrotel tower with its special head, the Hail Bo Shalom tower that for years was the symbol of the tallest building in Tel Aviv, the Levin house that looks like a Japanese pagoda, the burgundy-colored Nordeau hotel with the special dome at the end of the building, A pair of Alon towers with the special structure of the sea, Bauhaus buildings typical of Tel Aviv with the special balconies and the special staircase, the Yaakov Agam fountain in Dizengoff square appears in a large part of the paintings, many towers that are in the stock exchange complex, the Aviv towers and other tall buildings on Ayalon, in some of the paintings I took plans An outline of future buildings that need to be built in the city and I drew them even before they were built in reality,
In the paintings of Jerusalem, I mainly chose the area of the Old City and East Jerusalem, a painting of the walls of the Old City, the Western Wall, the Church of the Holy Sepulcher, the El Akchea Mosque, the Tower of David, most of the famous churches in the city, the right hand of Moses, in most of the paintings the Jew is wearing a blue shirt with a red male cord I was in the youth movement and the Arab with a galabia, and in the paintings of the religious public then, Jews with black suits and white shirts, tallitas, kippahs, special hats, synagogues and more
I also created three paintings of the city of Haifa and one painting of Safed
In the Haifa paintings I drew the university, the Technion, the famous Egged Tower, the Sail Tower, well-known hotels, of course the Baha'i Gardens and the Baha'i Temple, Haifa Port and the boats and other famous buildings in the city
Question: Have you created series of other cities from around the world?
Answer: I created series of New York City with all the iconic and famous buildings such as: the Guggenheim Museum, the famous skyscrapers - the Chrysler Building, the Empire State Building, Lincoln Center, the famous synagogue in the city, the Statue of Liberty, the flags of the United States and other famous buildings
Two paintings of London and all its famous sites, Big Ben, famous monuments, the Ferris wheel, Queen Elizabeth and her family, the double bus, the famous public telephone, palaces, famous churches, well-known monuments
I created 4 naive paintings of cities in China, a painting of Shanghai, two paintings of the city of Suzhou and a painting of the World Park in the city of Beijing... I chose the famous skyline of Shanghai with all the famous towers, the famous promenade, temples and old buildings, two Paintings of the city of Suzhou with the famous canals, bridges, special gardens, towers and skyscrapers of the city
Dışarıda silahınla caka sattığın, içeride paspas yaptığın yerdir askeriye...
Dahası;
İnsanın, özgürce ve hiçbir sosyal kaygı duymadan istediği kadar soğan, sarımsak yiyebildiği yerdir askeriye…
İnsanın terlik ve ayakkabılarının üstüne tipeks ile adını yazabileceği ve kimsenin bunu garip karşılamayacağı yerdir askeriye…
İnsanın kaşınana kadar yıkanma gereği duymadığı yerdir askeriye…
Bağıra çağıra küfür edebileceğin ve insanların sana “ne güzel küfür ediyor herif” diye dönüp bakacakları bir yerdir askeriye…
Bütün gün hiçbir şey yapmayıp, bir gün daha geçti diye sevinebileceğin belki de tek yerdir askeriye…
Monotonluğa inat, sırf değişiklik olsun diye revire çıkabileceğin, hasta değilken bile iğne yiyip istirahat edebileceğin yerdir askeriye…
Su tankerine ağzını dayayıp su içebileceğin yerdir askeriye…
Hafta sonları 21.30’da yatıp uyuduğun ve gocunmadığın yerdir askeriye…
İnsanların ayak yıkadığı lavaboda diş fırçaladığın ve buna inat “dişerim ne beyaz oldu” diyebileceğin yerdir askeriye…
Herkesin kertenkele gibi giyindiği halde yine de kendine aynada bakıp “heyt be ne asker oldum” şeklinde kendini gazlayabildiği yerdir askeriye…
Çekirdek yerken kabukları hiç gocunmadan yemekhanede yere atabileceğin yerdir askeriye…
Çekirdek yerken yanında bir de kola varsa acayip mutlu olduğun yerdir askeriye…
Makarnayı sürekli soğuk yediğin yerdir askeriye…
Bunun yanında hoşafı da sürekli sıcak içtiğin yerdir askeriye…
Hayatında ilk defa karnabahar yediğin, üstelik adının “karnıbahar” değil “karnabahar” olduğunu öğrendiğin ve garip bir şekilde sevdiğin yerdir askeriye…
En büyük ödülün aslında ödül almamak ve fark edilmemek olduğu yerdir askeriye…
Kirli çorap ve donlarını acımadan çöpe atabildiğin yerdir askeriye…
Hijyeni ve temizliği unuttuğun yerdir askeriye…
Seni anlamayan ya da anlamak istemediğin insanlara laf anlatmaya çalıştığın yerdir askeriye…
Ve bu gerçeği fark edinceye kadar bol bol sinir bozukluğu yaşadığın yerdir askeriye…
Sinek ilacıyla kuş öldürdükleri yerdir askeriye…
Televizyon izleyebilmek için izin aldığın yerdir askeriye…
Televizyonda haber, belgesel vs. izleyebilmek için de “üst devreden” izin aldığın yerdir askeriye…
Kitap okuyanlara garip gözle baktıkları hatta bazen de kızdıkları yerdir askeriye…
Temizlik imandan gelir sözünü doğrularcasına iman gücüyle çam ormanı tabanında elle çam iğnesi topladığın yerdir askeriye…
Boş durmayasın diye sana sürekli yolduracak ot bulabildikleri yemyeşil bir yerdir askeriye…
Kişinin donarken eldiven, bere takamadığı; yazın pişerken ise kollarını bile kıvıramadığı yerdir askeriye…
Emirin demiri kestiği sanıldığı, halbuki emirlerin her türlü eğilip bükülebildiği yerdir askeriye…
Börek adı altında kızarmış yufka yediğin yerdir askeriye…
Önüne gelenin diğerinin arkasından “ah bir sivilde karşıma çıksa” dediği, askerlik bitiminde ise kucaklaşıp helalleştiği yerdir askeriye…
Sabretmeyi öğrendiğin yerdir askeriye…
Kendini oyalamayı bilmiyorsan kafayı yiyebileceğin yerdir askeriye…
Mecburen de olsa paylaşmayı öğrendiğin yerdir askeriye…
Hiçbir eşyanın katiyen çalınmadığı yalnızca yer değiştirdiği yerdir askeriye…
Ve belki de en önemlisi, hayatında hiç okumadığın kadar beddua okuduğun ama büyük ihtimalle biter bitmez de hepsini unutacağın yerdir askeriye…
Fatih KÖSE
BKM Er 98/1
Cam bardaktan çay içmenin ayrıcalık olduğu yerdir askeriye…
Zaman zaman “boru yaptığın” çoğu zaman da “boru kaçtığı” yerdir askeriye…
Cep telefonu ve internet bağlantısı olmadan da yaşanabileceğini öğrendiğin yerdir askeriye…
Fashion Tv’nin izlenme rekorları kırdığı yerdir askeriye…
İlk zamanlar yadırgadığın devreciliği, üst devre olduğunda benimsediğin; “bu şafakta ben mi yapayım, ben mi gideyim?” demeye başladığın yerdir askeriye…
Günlük tuttuğum için başımın belaya girdiği ve neredeyse vatan haini ilan edildiğim yerdir askeriye…
Avukat olarak gittiğim, marangozluk, ağaç budama, koli istifleme öğrendiğim; bir nevi meslek edindirme kursudur askeriye…
Nöbet tutarken düşmanı değil, komutanı gözlediğin yerdir askeriye…
Su uyur da düşman uyumaz mı bilmem ama; Türk askerinin nöbette mışıl mışıl uyuduğunu gördüğüm yerdir askeriye…
Sırf yasak olduğu için nöbette ve koğuşta sigara içtiğim yerdir askeriye…
Otuz tane adamı bir araya getirip de sayım yapmanın deveye hendek atlatmaktan zor olduğu yerdir askeriye…
Ne zaman yemek yiyeceğine, ne zaman uyuyacağına, ne zaman duş alacağına hatta ne zaman traş olacağına kafa yormak zorunda olmadığın, hepsinin senin adına önceden düşünülmüş olduğu yerdir askeriye…
Verdikleri 16 TL er maaşını harcayacak yer bulamadığın, askerlik bittiğinde para biriktirmiş olarak dönmenin muhtemel olduğu yerdir askeriye…
Arabesk müziğe merak saldığım, sesimin yanık olduğunu fark ettiğimde nöbetlerde türkü söylemeye bile başladığım yerdir askeriye…
“Emredin komutanım, emredersiniz komutanım, sağolun komutanım” dan başka tek kelime laf etmeden on beş ay askerlik yapabileceğin, bir de takdir belgesi alabileceğin yerdir askeriye…
Çocukluğunu yaşayamamış komutanların odalarında gizli gizli bilgisayar oyunu oynadıkları yerdir askeriye…
Telefon çalıp da ismin anons edildiğinde dünyaların senin olduğu yerdir askeriye…
Türkiye’nin her yöresinden insanlarla tanıştığın, yaşadığın toplumu tanımak için mükemmel bir fırsattır askeriye…
Terhis oluncaya dek istesen de çıkamadığın, terhis olduktan sonra istesen de kalamadığın; üzerinde fazla düşünürsen işin içinden çıkamadığın yerdir askeriye…
Terhis olduğunda “ne çabuk geçti, anlayamadık” diyen yakınlarının, asıl senin neler çektiğini anlayamadıklarını düşündüğün yerdir askeriye…
“Şanlı Türk Ordusu” bu mudur? diye hayal kırıklığı yaşadığın, nedenini burada söyleyemeyeceğin yerdir askeriye…
Topu topu beş ay sekiz gün süren, fakat bir ömür unutamayacağım, bir ömür anlatacağım yerdir askeriye…
Ömer Faruk OKUMUŞ
BKM Çvş. 329 KD
ÇAPA ANADOLU ÖĞRETMEN LİSESİ’NİN
TARİHÇESİ
Tanzimatın ilanından sonra öğretmen yetiştirmek amacıyla İstanbul’da, 16 Mart 1848 tarihinde ilk Darülmuallimin (Erkek Öğretmen Okulu), Padişah I. Abdülmecid’in iradesi ile Ahmet Cevdet Paşa öncülüğünde öğretime başlamıştır.
1874 yılında ortaya çıkan ihtiyaç üzerine Darülmuallimin-i idadi açıldı. 1890 yılında öğretmen okulu Sıbyan (ilk), Ruşdiye (Orta), İdadi (Lise) ve Ali (Yüksek) kısımlarına ayrıldı. Ali kısım ise Fen ve Edebiyat bölümlerine ayrıldı. Bu dört kademeli okulun adı Darülmuallimin-i Ali olarak yeniden düzenlendi.
İkinci meşrutiyetin ilanından sonra 1908 yılında politik nedenlerle okula yeni öğrenci alınmamış öğrenciler Darülfünun edebiyat, riyaziye ve tabiyat şubelerine dağıtılmıştır. 1909-1910 öğretim yılında ise yatılı öğretmen okulu resmen kapatıldı. Ancak bir yıl sonra yeniden açıldı. Edebiyat, riyaziye, tabiyat bölümlerinde Darülfünun’da okuyan bu öğrenciler kendi okullarında Resim, Beden Eğitimi, Pedogoji ve Askerlik derslerini okuyorlardı.
Okul 1911-1912 öğrenim yılında Darülfünun’dan ayrılarak bütün derslerini kendi bünyesinde okutmaya başladı. Ancak 1. Dünya Savaşı sırasında öğrencilerin bir çoğu Çanakkale Savaşlarında hocalarıyla beraber giderek şehit oldular. Savaş sonunda eğitim yeniden başladı. Cumhuriyet’in ilanından sonra Yüksek Öğretmen Okulu şeklinde yeniden düzenlenip, Zeynep Hanım Konağı (İstanbul Üniversitesi sahasının bulunduğu yerde) öğretime açıldı. Bu konak yandıktan sonra da üniversite merkez binası alanındaki sarı binaya (Eski Bekir Ağa Bölüğü), daha sonra da Vefa’daki binasına taşındı. 1948 yılında ise öğrencilerine burs verilerek kapatıldı.
Mimar Kemalettin tarafından (1315)1900 yılında imar edilen Çapa’daki tarihi binasında (bu bina) 1 Mart 1951’de Yüksek Öğretmen Okulu olarak bütün bölümleriyle yeniden açıldı.
1972’de okulun bir kısmı iki yıllık şeklinde öngörülen Ortaköy’deki Öğretmen Okulu’na taşındı. Okul bir yıl sonra Çapa’daki binasına yeniden taşınarak burada üç yıl sürekli eğitim veren İstanbul İlk Öğretmen Okulu ve Yüksek Öğretmen Okulu ile bir arada faaliyetine devam etti.
1979 yılında yatılılık kaldırılarak öğrenciler burslu hale getirildi. 1980 yılında yeniden eski statüye döndürüldü. Ancak öğrenci alınmadı. 1981 yılından sonra okul Hizmet İçi Eğitim Enstitüsü şeklinde dönüştürülen okul, 1985 yılında yatılı öğretmen yetiştirme merkezi haline getirildi.
1987’de ise Çapa öğretmen okulları kampüsüne geçici statü ile Pertevniyal Lisesi ve Devlet Kitapları Müdürlüğü taşındı. Ancak Hizmet İçi Eğitim Merkezi 1991 yılına kadar tarihi ana binada faaliyetini sürdürdü.
1991-1992 öğretim yılında ise amacına uygun şekilde bu tarihi ana binada Çapa Anadolu Öğretmen Lisesi açıldı.
Bu okulun faaliyete geçmesiyle Pertevniyal Lisesi kendi binasına taşındı. Ancak Devlet Kitapları Müdürlüğü halen Çapa Öğretmen Okulları kampüsünün bir bölümünü izinsiz olarak işgal etmeye devam etmektedir.
Çapa Anadolu Öğretmen Lisesi gündüzlü ve yatılı şekilde öğretimine başarıyla devam etmektedir. Tecrübeli ve çalışkan eğitim kadrosu,
başarılı öğrencileriyle Türk Milli Eğitimi’nin gururu olma amacını sürdürmektedir.
ÖĞRETMEN MARŞI
Alnımızda bilgilerden bir çelenk.
Nura doğru can atan Türk genciyiz.
Yer yüzünde yoktur; olmaz Türk’e denk;
Korku bilmez soyumuz.
Şanlı yurdum her bucağın şanla dolsun:
Yurdum, seni yüceltmeye antlar olsun.
Candan açtık cehle karşı bir savaş.
Ey bu yolda ant içen genç arkadaş!
Öğren, öğret halka hakkı, gürle coş;
Durma durma koş.
Şanlı yurdum her bucağın şanla dolsun:
Yurdum, seni yüceltmeye antlar olsun.
İsmail H. ERTAYLAN
Dan Bilzerian Kimdir? Ne iş yapar? İşte Dan Bilzerian hakkında kısa bilgiler ve yaşadığı hayattan bazı görseller… Profesyonel poker oyuncusu ve aktör olan Dan Bilzerian 7 aralık 1980 ABD Florida doğumludur. Deniz kuvvetlerinde 4 yıl boyunca askerlik...
www.biliobu.com/dan-bilzerian-kimdir-dunyaca-unlu-poker-o...
www.sanalfotograf.com/besikduzu-kaleguney-kalesi
Trabzon Selçuklu döneminde Horasa’dan gelerek yöreye yerleşen Türkmen Çepnilerin yoğun olarak yaşadığı Beşikdüzü’nden üç ağa 1834 yılında ferman getirterek Beşikdüzü’nü kurarlar. 1856 yılına kadar Beşikdüzü’nü yönetirler. Bu dönemde ilçemizin adı Şarlı’dır. 1856 yılında Şarlı’ya bir bucak müdürü tayin edilir. Emrinde bir zaptiye mülazımı ve 30 zaptiye. Bucak müdürünün tayini ağalık döneminin sonu olur. Şarlı’ya atanacak bucak müdürü Tonya ve Şalpazarı nahiyelerinde de görev yapar. İlçemiz 1894 yılına değin Şarlı adıyla Görele ilçesine bağlıdır. 1894 yılında askerlik işleri Vakfıkebir’e bağlanır. Diğer yönetsel işlemlerde ise ilçemiz 1894’ten itibaren Trabzon merkez ilçeye bağlı olarak gelişmesini sürdürür. Bu yapı 1914 yılına kadar sürer. 1914 yılında Şarlı ve Şalpazarı bucakları bütünüyle Vakfıkebir’e bağlanır. 1922′de bucak kimliğini kaybederek Vakfıkebir’le bütünleştirilen ilçemiz, dört ay kadar sonra Akhisar adıyla yeniden bucak kimliğini kazanır. Ancak, Akhisar adının öteki kasaba ve köy adlarıyla benzerliği karışıklığa neden olur. İlçemizin bugünkü adının verilişiyle ilgili anlatılanlardan çıkarılan şudur: 1930′lu yıların sonlarında ilçemize gelen bölge Valisi Tahsin Uzer Beşikdağı isminden esinlenerek buraya Beşikdüzü adını vermiştir. İlçemiz belediye teşkilatı 1948 yılında kurulmuş, 4 Temmuz 1987 tarihinde 19505 sayılı Resmi Gazetede yayınlana 3992 sayılı yasayla da ilçe olmuştur. Kaynaklardan ve sözlü verilerden çıkan sonuca bırakılırsa bölge halkı, bugün mevcut, Türkelli, Korkuthan, Şahmelik, Kalegüney, Seyitahmet Köyleri, 13. ve 14. yüzyıllarda Horasan’dan ]’dan gelen Oğuzların Çepni boyundandır. Köylerin isimlerindende belli olduğu gibi, tamamen Türk isimleridir
Beşikdüzü ilçesinde Trabzon ilinin diğer ilçelerine oranla köy adlarının cok fazla değiştirilmemiş olusu ilçe kültürü hakkında önemli ipuçları vermektedir. ilçede yasayan halkın bazı kaynaklarda Doğu Anadolu dan geldigi söylensede İlçe halkınınHorasan ‘dan geldiği ve Kızılbaş olan Çepni boyunun Anadolu’ya iran üzerinden giriş yaptıkları bir gerçekdir.. Yüzyıllar önce Turkmenistan’dan genel göç hareketine uyarak batıya doğru hareket eden Çepni boyu binlerce çadırdan oluşan kalabalık kitleler halinde bugunkü İran’a yerlesmişlerdir. Takip eden dönemde batıya göç hareketlerini sürdürmüş; kuzey ırak kerkuk musul üzerinden Diyarbakır’a, diğer bir kol da aras vadisi boyunca bugunku ermenistan ve ığdır arasındaki sürmeliçukuru denilen ovalardan kars erzurum yolu ile harşit vadisine giriş yapmıstır. Çepni boyunun guneyden gelen kollarının bir kısmı batı anadoluya ege sahillerine kadar ilerlemiş zamanla goçebelikten yerleşik yaşama geçerek marmara ve ege de yüze yakın köy kurmuslardır. Bugun en yoğun olarak Balıkesir, Çanakkale, Bursa, Manisa, İzmir, Aydın, Muğla ve komsu diğer illerde yasayan bu Çepni grubu komsu Turk topluluklarına nazaran daha izole, kapalı toplum yapısında yasamıslar ve köyden kente göç ve iletişimin yaygınlastığı son yıllara dek bu kapalı yapılarını muhafaza etmişlerdir. Bu sayede orta asyadan gelen pek çok eski turk geleneklerini hala yasatabilmişlerdir. Kulturel olarak bu kapalı toplum yapısını olusturan ana etken batı anadoluya yerlesen Çepnilerin İranda yasanılan yıllar içerisinde alevi şii islam anlayısını benimsemeleri olmustur. Sünnilik veya şiilik arasında bir tercihten ziyade ilk tanısılan islam toplumu olan Fars toplumunun dini bakıs acısının kabul edilmesi bunda rol oynamıstır. Mezhepsel farklılık kulturun korunması acısından avantaj sağlamasına rağmen diğer alanlarda uyumsuzluklar ortaya cıkarmıstır. Osmanlılar doneminde Şah ismailin Alevi Turk devletiyle Sunni turk devleti olan Osmanlılar arasındaki iktidar mücadelesi ve savaslarda; Erzincan’daki Turkmendağında diğer Turkmen aşiretleriyle beraber şah tarafında yeralma kararına katılmıs ve Yavuz Sultan Selime karsı savasmıslardır. Bunun sonucu olarak şah ismailin yenilgisi ile birlikte cok buyuk ölcude Çepni iran’a Şahın ordusuyla beraber geri donmuş, kalanlar ya ulasımı zor bolgelere yerleşmiş ya da kitleler halinde alevilikten sünniliğe geçmişlerdir. Bu tur göç hareketlerinin izleri günümüzde de yaşamaktadır. Kuzey Irak’ta kerkük ve musul bölgelerinde yasayan şii ve sunni asıllı Turkmenler, coğrafi olarak devamında Diyarbakır ilinde özellikle Bismil ilçesinde yoğunlaşan alevi inanıstan Türkmen köy ve kasabaları ve toroslar üzerinden batı anadoluya uzanan bir kültür coğrafyası eskiden yasanmıs bu gelgitlerin son kalan kumlarıdır.
“Beşikdüzü, Trabzon.” Wikipedia, Özgür Ansiklopedi. 6 Ağu 2009, 12:48 UTC. 6 Ağu 2009, 12:48 .
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı.
Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, askerlik, seçim, nüfus, trafik karayolu geçiş ücreti ve RTÜK idari para cezaları, gümr...
www.haberweb.org/gundem/vergi-borclarini-yeniden-yapiland...
SIZOFRENI KENDINI TANIMLAYAMAZ.KENDINI ANLAYAMAZ
tipta doktorlar hastaligin teshisine tani derler.(türkcede)
sizofreni kimlerdir:yasadiginiz cevrede komsunuz is arkadasiniz is yerinizde herhangi görevde birisi.
evlendiginiz kisinin büyük erkek kardeside olabilir.
ev sahibinizin apartman isleri icin yetki verdigi kisiler de olabilir.(aklima geldikce sizi de yazarim.merak etmeyin siz de eksik kalmayacaksiniz,)
sizofreni asik oldugu kisinin evinin etrafinda arabasi ile turlar atmayi sever.is saatlerinin disinda .usandiricidir.cünkü is saatlerinde zaten görüyorsunuzdur.
sizofreni kimse görmeden sizin en nazik yerinize dokunabilir.sizde herkesin icinde onun en kaba yerlerine dokundugunuzda cok utanir.saka oldugunu söyler fakat cinsel
dürtülerinin önüne gecemez kendini cinsel duygularla yönetir.
sizofreni sizin manyetik alaninizda oldugunu bile fark etmez.
sizofreni size bir verip sizden bes almayi cok sever.para onun icin revani kadar tatlidir.
en kötü sizofreni türkce televizyon yayinlarini seyretmemi engeller parasini aldigi halde.sizofreni kendisinin sevimli oldugunu söylemenizi ister kocaman herif yada kadin olmustur hala iltifati ilgi bekler.
biktiricidir.aman aman düsman basina.hele hele sizofreni kari koca iliskisi tuhafliklarin en tuhafidir.................
sizofreni kendi anne babasi olsa bile baskalarinin cocuklarinin anne ve baba
sevgisini kiskanir.
sizofreni evli kiz kardesini sevdigi kocasindan bile kiskanir,
kari koca sizofreni olmak daha kötüsüdür.
sizofreniyi nasil ayna yapabilirim.
sizofreni de PARA VE SEX düsüncesi (parasexnoyak)her lafi her mektubunda muhakkak
para lafi gecer,hep para ister,daha fazla daha fazla daha fazla(fakat kendisi daha fazla iyi isler yapip daha fazla para vermek istemez).benim gibi garibanlarda
bir care sizofreni ile büyük bir mücadelededir.
PARA VE SEX DÜSÜNCESI sabit haldedir.
sizofreni isten kiskancliktan isten cilkardigi en sempatik iscisine cikis tazminati ve manevi tazminati ödemeyi istemez ,bilir para ya herkesin ihtiyaci oldugunu.
eskiden televizyonda cok güzel bir müzikal tiyatro oyunu seyretmistim.gercekten övgüye deger.
YEDI KOCALI HÜRMÜZ.
bu oyunda ver allahim ver ücte yetmez bestane bes de yetmez on tane ver allahim ver.herkesin sadece türkcede degil baska lisanlarda da seyretmesini isterim .
gizli sizofreni icin kendisinden baskasinin önemi yoktur.
hep bana hep bana ver .yada sen bana ver baskalarina hic bir sey verme gibi.
böyle seyler.
bu devirde ON KARILI GÜRBÜZ ON KOCALI GÜRBÜZ de yazilabilir .(ÖZELLIKLE COK ESLILIGI TERCIH EDEN GIZLI EVLI ESCINSELLER en büyük korkulari AMAN KARIM BENIM ÖYLE OLDUGUMU DUYMASIN)
bazi sizofrenilerde efendi olduklarini zannederler aslinda kel alakadir.ve bunu
zorla söyletmek ister bunu baskalarindan duymak ister,duyunca hosuna gider yüzü gülümseyiverir.ilgi görmekten hoslanir.
sizofreni kendi kendine kafasinda cinsel fantaziler kurar.masa altindan ayaga basmak gibi .bundan oldukca zevk alir.(is yerinde)büyük hayaller icinde kendini o an nikah masasinda zanneder,(uyan is yerindeyiz )bu isler masa altinda olmuyor sex yatakta yapilir masa altinda degil.kerata.
calistiginiz makinaya tükürmek gibi,sürekli size sarilmak ister,iki lafinin birisi leveeeent leveeent dir.levent in artik ona tahammülü kalmadigini farkedemez...
en sevdigi sarkilardan bir tanesi oy anam oy sarkisidir.
sizofreni aids cinel hastalik tanimaz serbetli oldugunu düsünür-ailede ona tu kaka sen cinsellik hakkinda bana soramazsin ögretilmistir.
sizofreni erkek ise bir kadin doktora muayene olmaz kadin ise bir erkek doktora muayene olmaz.cinselliktir. onun icin,.
sizofreni kendi cinsel duygularini konusamaz.utanir.
sizofreniye hangi para yi sorarsaniz sorun hemen size günlük kurlari ezberinden söyler.
sizofreni kendine tani koyamaz.cünkü ruhsal hastadir. cinsel sorunlarini;cinsel hastaliklarini cinsel sorunlarini baskasina yansitmayi ve yasatmayi sever.sizofreni calisirken hep sizle muhatap olmak ister - dokunmayi sever.fakat kimse duymasin kimseler bilmesin.
sizofreni sanki bir yemin etmistir is ve aci tazminatini ödemeyi istemez ..yillarca böyle sizofreniler icin calisabilirsiniz ...
bir sarki vardi su sözlerde sus sus kimseler duymasin.susmazsaniz sizofreniler bir kulplar bulup sizi isten cikarttirirlar..sizofreni bazen su kelimeyide size söyleyebilir
olur böyle seyler.unut gitsin( seni üzdüysem demek ister)
sizofreni suyu yere döktügünüzde muahakkak tuhaflasir,sizofreni suyu sevmez.kendinden uzakta cesme falan da yaptirabilir kimse sizofreni oldugunu anlamasin diye.
sizofreni bir sanat eseri olan resmi gördügünde hangi tarz diye sorar cünkü sanattan anlamaz.bilemez hangi tarz.ucuz tarafindan kurtulmak icin simdi vaktim yok,isim var der.(olur zamanla oda olur.)
sizofrenilerde nedense hep keci boynuzunun en sifali bitki oldugu gibi bir düsünce vardir,
sizofreni yorum yapamaz cünkü yorum un ne oldugunu da bilmez .en iyi sey onun icin düsüncelerini saklamaktir,sunu da söyleyemez bu konuda fazla fikrim ve bilgim yok su an yorum yapamiyacagim da diyemez eger zorda kalirsa hemen sizofrenik yorumlara baslar.
sizofreni benim bisikletimin lambasiyla kendi lambasini bile ayirt edemez.
gizli sizofreni muhakkak tedavi edilmesi gereken bir hastaliktir.belki sizin icin yasadiginiz cevrede tani yapmak zordur..belki sizde onlardan birisinizdir.
gizli sizofreni uyusturucu da kullandigi zaman bunu alkolizmle gizlemek ister.gizli sizofrenin karisina yada kocasina sefine arkadaslarina enistelerine kendine bile her zaman uyduracagi kuyruklu yalanlar vardir,
insan düsüncelerinde kalite farki da vardir.bu bir gercektir.kalite hic bir zaman en mükemmel olmak degildir.
insan düsüncesindeki kalite sudur :
GELISTIRICI,SABIT FIKIRLI OLMAYAN,
MADDI VE MANEVI DOYUMU BILEN,
INSANLarin kendisinden ne bekledigini bilen,güven veren,arastirmaci,insanlar arasindaki kisilik ve karekter farkliligini cok iyi gözlemliyebilen ve cok iyi ayirt edebilen
bir sey oldugunda hep sunu düsünürüm.belki benim düsündügüm gibi degildir.biir cok insan nerde olursa olsun bunun anlamini bilmiyor,
ya konusmaktan kacar ya kendi düsündügü gibi olmasini ister fikir sormaz.konusmazda sadece kendisi bilir,kendisi anlar.kavgasiz tartismayi elestiriyi sevmez.gizli sizofreni tuhaf konusur kendine özgün sex anlayislari cinsel düsünceleri vardir.gizli sizofreniler bir baskasinin esyasina malina gizli gizli zarar vermeyi sever .
gizli sizofreni dans edenlere sarki söyleyenlere resim yapanlara calismak isteyenlere siir yazanlara karsi tuhaf anlamsiz gereksiz kiskancliklar gösterir.sizofreni ev telefon numaranizi alir fakat merhaba ben sizofreni .......... diyemez nutku tutulur.aptalligina söyleyecek bir kelime bulamazsiniz.
sizofreni bazen kendini kedi,ördek,maymun,aptal,balik,(kalkan baligi)hic cahil olmadigini,ve böyle seyler de zannedebiliyor.
sizofreni is yerinde aletlerle calismayi sever fakat aletin ne oldugunu bilmez bile,göremez ,bende de oldugunu bile fark etmez.
sizofreni is yerinizde size bagirabilir ve hemen gidip sefine sizi sikayet edebilir.
sizofreni size küfür eder fakat bunu söylemez bir sir gibi kendine saklar gidip sizi sikayet eder .
sizofreni kendini karincalarin genareli de zannedebilir kendini askerlikte ve general olarak hayal edebilir.zannedebilir is yerinde oldugunu farkedemez bile,(yanlis meslek tercihi)
sizofreni kendini cinsel yönden tam bir erkek gibi yansitmak ister fakat beceriksizdir bunu kimsenin anlamsini hic mi hic istemez.cünkü onun icin cinsel olarak bir erkek olarak taninmak herseyden önemlidir.
SIZOFRENI RAHATSIZLIGI OLAN KIMSELER UYUMLU INSANLARI SEVMEZ.UYUM BOZUCUDUR.
SIZOFRENI KENDISINI SEVEN BIR ARKADASLA CINSELLIGI AYIRT EDEMEZ..CÜNKÜ KISILIGI RAHATSIZDIR BASKALARINI RAHATSIZ ETMEYI SEVER.FAKAT BUNU KONUSMAK ISTEMEZ. GIZLI SIZOFRENIN TANIMADIGi HIC ANLAMADIGI BIR KAVRAM VARDIR:::: INSAN PSIKOLOJISI .::::bulgu .
BU DÜNYADA INSANCA KONUSABILECEGIMIZ INSANCA ANLAYABILECEGIMIZ COK SEYLER VAR.siz insan gibi davrandiktan,anladiktan sonra benim icin zaten sorun yok.no problem
sizofreni ye ses cikarmadan sesizce sadece dudak hareketleri ile su dediginizde kendisine öpücük verdiginizi zanneder.
eminim simdi sizofreni aynaya soruyordur ayna ayna söyle bana söyle bana benden daha iyisi varmi kimdi o kimdir o der .sizofrenin son asamasi ..aynada söyle cevaplarmis .:allah sana sifa versin dermis icinden.
CINSEL HASTALIKLARIN VE AIDS IN SAKASI TIYATRO OYUNU MÜZIKALI YOKTUR BIR MASAL DEGILDIR HIC BIR GÜZEL SINEMA FILMINE YADA IYI BIR SARKIYA BENZEMEZ:SIZDE BUNU SEVDIGINIZ INSANLARI KAYBETTIGINIZ DE ANLARSINIZ,
SIZOFRENIN EN CABUK ANLASILAN TARAFI SÖYLENEN YAZILAN ANLATILAN SEYLERIN KENDISINE KARSI OLDUGUNUZ ZANNEDER.ASLINDA ALAKASI BILE YOKTUR.
SIZOFRENI BENLE
SENLE
ONLA
BIZLE
SIZLE
ONLARLA
SUNLARLA BUNLARLA KONUSAMAZ
HEYACANLANIR
with love.
Şafak 16. Askerlik üstüme üstüme geliyor o günlerde. Elimde cep telefonu yatağıma uzandım. Bu arada yatağımda kaçak yatıyorum. Yatakhaneye girilmeyen saatte giriyorum, koğuş sorumlusuna biraz fiş verip kapıyı kilitlettiriyorum üstümüze. İçerde güya keyif çatacağız. Hem uykum var hem de sıkıldım buradan. Birden kapı açıldı. Elimde cep telefonum ve yanımda meşhur asker Bacanak Ahmet ile kalakaldık. Bölük Astsubayımız geldi, ayağa kalktık. Sıraya dizdi, 3 4 kişiyi patakladı. Ben de 2 yüksek lisans ödev bitirmiş bir çavuş olarak laf yedim. Hayatımın en utanç dolu günleriydi. Komutanım beni çok sever ve elindeki her işi bana verir, benimle hallederdi işini.