View allAll Photos Tagged Demirci,

Demir tava geldi kömür bitti,

Akıl başa geldi ömür bitti.

Kazım Madenoğlu

Gökten yere düştüğü halde, düştüğünü hissettirmez sana kuş tüyü...

Belki de hiç düşmez kuş tüyü.

Belki de düşüyor değildir.

Belki de kendisi yere doğru inmeyi, yere konmayı tercih ediyor gibidir.

Hani yağmur gibi...

Düşüyor değil indiriliyor.

Öyle ki, bir kuş tüyünün inişini seyrederken, sayısız göklerden sayısız tüylerin düştüğü duygusuna kapılırsın, kuş tüyü yere indiğinde henüz düşüşünü tamamlamadığını hissedersin.

 

Doğru; düşmez aslında kuş tüyü, iner gibidir, indirilir ve hep indirilir.

Meleklerden kopmuş gibi, melekler gibi..

Şimdi de uykun gelir mi kuş tüyünü duyunca?

Yoksa uyanır mısın tatlı ve gerçek bir rüyaya?

İşte sana kuş tüyü gibi hafifçe dokunan öğüt...

İstersen bırak düşsün, istersen havada öylece asılı kalsın. Sen bilirsin.

 

Aşktan korkma

Böylece bir üçgenin iç açılarının toplamının 180 dereceyi aşıp, bütün yamukları kendi içinde barındırabildiğini görürsün. Aşk pürüzleri yok eder; dikenleri gül eder, acıları haz eyler.

 

(S.Demirci)

Wista45, fujinon 125, film ilford fp4 iso 125

Can, paslı bir bıçak yarasıdır varlığın göğsünde. tenin beyaz yüzünde bir kardelen hülyasıdır, en canlı yıldızı, yerin en kanlı çiçeğidir. yarada kabuk bağlayan her neyse, buzda kristal kristal biçimlenen ne ise, gökten yukarıda, yerden aşağıda ne varsa kaynayan, hepsi can yüzünden, hep can gözünden, hep can özünden.

 

Yüreğimizin yayında gerili oktur can, ki buralı değildir, şimdiye razı değildir; bizden önceleri ve bizden sonralarıdır.

Gölgemizin kuytusunda saklı hayaldir can, ki bizden ama bizden kalmayandır.

 

Alnımızda doğmuş şebnemdir can, ki bizden ama bize ait olmayandır, bizden ötelerde aşkları vardır.

 

senai demirci

 

Gün biter.

Şaşkın şaşkın, ufuklarda kaybolan güneşin izini ararız.

Güneş gibi batacağımızı düşünüp…

Gece gibi gündüz de çıkıp gitti elimizden!

Bir parça gündüz bile saklayamadık geceye.

Geriye ancak secdelerimiz kalır.

Nice emellerimiz yorgun savaşçılar gibi düşüp kaldılar bir yerlerde.

Senai Demirci

Explore No: 300

  

Mutluluk Nerede?

 

Uzun bir süredir tam da yaşamak istediğin hayatını yaşamaya başlayacağını düşünegeldin. Fakat bunun için önünde hep bir engel oldu; önce yapılması gereken bir şey, bitirilmesi gereken bir iş, çalışılması gereken bir süre, ödenmesi gereken borçlar. Bunların hepsi bittikten sonra hayatının başlayacağını düşündün. Fakat bu arada hayat kendi hızıyla akıp gitti. Hala daha o engelleri aşmaya çalıştığın bugünlerde bir de baktın ki, engellerle yaşadığın geçmişin hayatın ta kendisiymiş. Yoksa onları da tatlı bir nostalji duygusuyla anıyor ya da anlatıyor olamazdın. O halde şimdi hayatına bak. Engelleriyle, yapılması gereken işlerle, ödenmesi gereken borçlarla yıllar sonra tatlı bir nostalji olacak bir hayat yaşıyorsun. Hayatın tâ kendisidir şimdi yaşadığın. Engellerler, borçlar, bitmemiş işler, telaşlar, sıkışıklıklar... hepsi hayatın kendisi.

Mutluluğu erteleyip durma. Mutluluğun varılacak bir yer değil; yürüdüğün yol olduğunu unutma. Unutma ki, zaman kimseyi beklemez. Ne okulun bitmesini, ne hiç borcunun kalmamasını, ne bir ev sahibi olmayı, ne çocuklarının büyümesini, ne emekli olmayı, ne baharın gelmesini bekle! Mutlu olmak için şimdiki zamandan daha uygun bir zaman yok!

 

SENAİ DEMİRCİ

 

Safranbolu'da bir demirci dükkanı.

Nikon D600_24-85mm

Do not use my works without my written permission!!!

© Özlem Acaroğlu 2013 | All rights reserved

  

www.ozlemacaroglu.com

  

''Fotoğraflarımın izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.!!''

Bir bahar masalı. Nisan ayının 11 ini gösteriyor takvimler. Yolumuzu Aşağıdemirci köyünden Ambaroba köyüne doğrultmuşuz. Mis gibi bir hava. Yemyeşil kırları papatyalar bezemiş. Bir minik bulutçukyeni uyanmaya başlamış bir ağacın tepesinde savruluyor. Hadi ahbap geç kaldın herkes uyandı, sen de uyan diye. Ciğerlerine kır havası çekeceksin şöyle dolu dolu. Aklında baharın hormonlarına savurttuğu deli sorular. Gençlik başımda duman, ilk aşkım ilk heyecan diye çığıracak Güzin ve Baha. Kovaladıkça kaçan ateş böceğimmisin. Devam edeceksin yoluna...

 

Nikon D300S + AF-S Nikkor 18-200mm f:3.5-5.6 VRII IF-ED

“ПАНОРАМА ДЕМИРДЖИ-ЯЙЛЫ С ВЕРШИНЫ ПАХКАЛ-КАЯ (ЗАРИСОВКА С НАТУРЫ)”

 

FULL DESCRIPTION / ПОДРОБНОЕ ОПИСАНИЕ: fav.me/d9fkvsq

Istanbul '22

Istanbul Archaeology Museum

 

Demirci (Aydın), Roman copy of 4th Century BC original

CREDITS

 

.:PARKER:. - PATRICK PANTS.Navy

etham - Scotty Sweater - All Colors

::GB:: Neckstrap with earphone / Black

 

Dance

Paragon - Alex Hiphop

 

📌 тρ

Abiss Interior

maps.secondlife.com/secondlife/Abiss/207/140/530

 

🎧 мυsιc

Duhan Demirci - Bulutlu Bir Gün

 

🐾

  

Gün ihtiyarladı. Güneş solgun rengini bırakıyor güller üstüne. Zaman ırmağı ikindinin çağlayanından dökülüyor şimdi. Ayrılığı söylüyor hece hece. Hüzün renkli bulutlar sardı göğü.

 

Güneşin saltanatı bitmek üzere. Zevale doğru akıyor ışıklar.

 

Hatırla ki, sen de bir ömrün ikindisine yürüyorsun. Tenin soluyor. Gözlerinin feri çekiliyor. Yüzünü bu dünyadan çevirmeye hazırlıyorsun. Öbür kıyısındasın artık hayat nehrinin. Bundan sonra vaadi yok sana zamanın. Yokuş aşağı akıyor kalbin.

 

Vakit ikindi. Kalbini kanatıyor kuru gül yaprakları. Tutunacak dal arıyor gibisin zamana karşı. Zamanın hükmü ağırlaşıyor üzerinde. Gün daha kısa geliyor artık. “Yemin olsun ki ikindi vaktine. Hüsrandadır insan.” Şimdi anlıyorsun. Çünkü, yokuş aşağı akıyorsun. Dalından kopuyorsun. Hoyrat bir rüzgâr artık zaman. Geriye kalan ancak iman.

 

Şimdi ikindi vakti. Secdeye koy alnını. Eğil Zamanın Sahibinin önünde. O’na konuş; dualarını fısılda. Sonsuzluğa tutun hece hece.

 

SENAİ DEMİRCİ

Do not use my works without my written permission!!!

-

 

www.ozlemacaroglu.com

  

''Fotoğraflarımın izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.!!''

   

 

Ey Rabbim

Sözlerin en güzeli hiç şüphesiz sana ait,

Bizim söylediklerimiz,

Söyleyemediklerimiz,

Söyleyeceklerimiz,

İçimizde sakladıklarımız,

Suskun bıraktıklarımız,

Terk ettiklerimiz,

Unuttuklarımız,

Fısıldadıklarımız,

Hepsi, hepsi, sözlerin hepsi!

Ancak sana yöneldiği için güzeldir.

Şüphesiz duayı dilimize veren sensin,

Dilimizi duaya çeviren sensin,

Sözlerin en güzeli sana aittir,

Ve sözlerin en güzeli sana hitap etmektedir.

 

Ey Rabbim,

Ebediyen bana yakınlığını tattırdığın için,

Bana vahyettiğin tüm gerçekler için,

Bani hayat denen bu sonsuz lezzet pınarının başına oturttuğun için,

Bildiğin tüm ayıplarımı örttüğün için,

Gördüğün tüm kusurlarımı bağışladığın için,

Umuduma katık ettiğin tüm hayallerim için,

En sevgilini bana elçi gönderdiğin için,

Ey sevgili,

Beni aşkına muhatap ettiğin için

Sonsuz hamd sana

Sonsuz minnettarlık sana

Sonsuz minnet sana

Sonsuz şükür sana

Sonsuz teşekkür sana...

 

Ey Rabbim,

Tut elimden sonsuz kudret elinle,

Beni hiçliğe düşmekten alıkoy,

Unutulmuşluktan uzak eyle beni,

Varlığına komşu eyle beni,

Ben acizim dayanağım sensin,

Fakirim ben sığınağım sensin,

Dilsizim sözüm sensin,

Körüm ben gören sensin,

Sağırım, ki sen işitensin...

 

Ey Rabbim,

Sözlerin en güzeli sana aittir.

Ve sözlerin en güzeli sana hitap etmektedir.

Bu kırık dökük sözlerimi,

Bu perişan hitabımı,

Sen kabul eyle,

Sen güzelleştir.

Ki sen bana aşktan kanatlar vermiştin ya!

Aşkın semasına uçurmuştun ya beni,

Elimi sen dokumuştun ya,

Hani ele avuca gelmez dokunuşları sen bahşetmiştin ya bana,

Gözüme kendi nazarında ışıklar vermiştin ya,

Gözle görülür güzellikler vermiştin ya bana,

Yüzüme tebessümü sen giydirmiştin ya,

Tebessümüme karşılık veren güzel yüzler koymuştun ya karşıma...

 

Ey Rabbim,

Yoktum ben sen varettin!

Unutulmuştum. Ki sen sevdin,

Sevdiğin için varettin.

Bir sen sevdiğin için var edildim.

Bir sen beni andığın için ihya edildim.

Öyle ise,

Ey Rabbim!

Varlığımı aşkına armağan eyle,

Yak beni aşkının ateşinde,

Al beni bu rüyadan,

Al beni bu dünyadan,

Bu kırılgan varlığımı ebedi baharına toprak eyle...

 

Ey Rabbim!

Bütün güzel sözler sana söylemekle güzeldir.

Kırık dökük de olsa kabul eyle sözlerimi,

Yıkık dökük de olsa duy yakarışlarımı,

Kabul eyle beni,

Kabul eyle sözlerimi,

Suskunluğumu,

Dilsizliğim,

En güzel dua eyle,

Dua eyle dilsizliğimi,

Dua eyle suskunluğumu,

En güzel dua eyle,

Ki sözlerin en güzeli sana hitap etmekle güzeldir.

Dua eyle sözlerimi,

Güzel eyle...

Güzel eyle...

  

Senai DEMİRCİ

Kıyamınla kıyametini baslatıyorsun. Kalk ayaga. Kıbleye yonel. Tekbir getir. "Allahuekber. ."

 

Ayagina takilan, yolunu kesen, emellerini yok eden, hayallerini engelleyen ne varsa, hepsinden daha buyuktur O (c.c).

Ayagina takilani kaldiracak inceligi, emellerini gerceklestirecek sefkati, seni hayallerine eristirecek gucu O'nun buyuklugunde bulacaksin.

Bunu bilerek, teslim ol Rabbine, kaygilarini ve korkularini rahmetinin kucagina birak usulca.

Kaldir ellerini ve bir gun nasilsa huzurunda hareketsiz kalacak bu bedeni, butun hucreleriyle O'na teslim et. Ayaga kalk ve "buradayim ey Rabbim" de. "Evinden kacan kulun, yuvadan ucan kolen yine Sana geldi.

Buradayım! Geldim! Huzurundayım!

.....

Senai Demirci

 

Biga 2. sanayiden Biga'ya bakıyoruz. Profil kaynak işleri yapan soğuk demirci esnafından bir şahsın dükkanının arkasına atıverdiği demir aksamın eşliğinde son kalan tarım arazisi ve bağlıklarının ardında Balıkkaya eteklerine kurulmuş Biga.

Allah memleketimi her türlü afetten korusun.

 

Nikon D300S + Tamron Adaptall-2 BBAR SP 35-80 f:2.8-3.8 CF Macro Model 01A

 

Yüzünü topraga sür şimdi.Evine dön.Sılana koş."Sübhane Rabbiye'l -

 

A'la .Başını yere koyarak sıfırla kendini. Rabbine deki:"Sen varsın.Sen

 

A'lasın .Eksiklikten uzaksın, noksanlıktan muallasın,kusurdan

 

mukadessin.Kusur bende.Benden yana eksiklik.Bende acizlik.Bende

 

bekler fakirlik.Yanlız sana muhtac olma zenginliğimdir secdem.Yanlız sana

 

kul olma şerefimdir secdem.

senai demirci

"D. Grubu 1933 yılında, Nurullah Berk, Zeki Faik İzer, Abidin Dino, Cemal Tollu, Elif Naci ve Zühtü Müridoğlu tarafından kurulmuş, sonraları aralarına Eşref Üren, Bedri Rahmi Eyuboğlu, Eren Eyuboğlu, Arif Kaptan, Salih Urallı, Hakkı Anlı, Sabri Berkel, Fahrünnisa Zeyd ve Nusret Suman da katılmıştır. […] D Grubu, Türk resmine belirli bir görüş getirmemiş, ancak Türk resminin görüş ufkunu genişletmiştir. Batı resmiyle aramızdaki son engelleri de yıkarak, bize, Batıda çıkmış ve çıkabilecek bütün plâstik sanat cereyanlarını assimile etme gücünü kazandırmıştır." Bülent Ecevit'in "Ulus" gazetesindeki "Sanat Köşesi"nden, 02.05.1952 ecevityazilari.org/items/show/356

 

Fotoğraf: Güzel Sanatlar Akademisi'nde modelli çalışma, 1940'ların ilk yarısı

 

Önde soldan: Avni Ali Çelebi, Hayati Görkey, Sabri Berkel

Arkada soldan: Seyfi Toray, Kemal Zeren, Zeki Faik İzer, Halil Dikmen, Nusret Suman, Cevat Dereli, İlhami Demirci ve Cemal Tollu

 

#SALTAraştırma, Yusuf Taktak Arşivi

 

Repository: SALT Research

 

Rights Info: This material can be used under Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International (CC BY-NC-ND 4.0) license.

Biga'da yaşayan romanların bazıları hâlâ sepet örme işiyle ilgililer. Bir ustayı oturtmuşlar sergilenen sepetlerin arkasına hızla Keleter örüyordu. Bilmeyenler için keleter büyük hacimli iki tarafında iki kulpu olan ve genellikle iki kişi tarafından hacimli ve ağır şeyler taşımada kullanılan çok büyük sepet demek. Bazıları boyalı kamışlarla desenler de yapılmış sepet ve keleterler satıştaydı sergide. Romanların genel uğraşısı ise müziktir malum. Yetenekli insanlardır romanlar musiki konusunda. Çeşitli müzik aletleri de sergide ve satıştaydı kendilerine ayrılmış alanda. Usta oldukları alanlardan biri de demir işleri ve kalaycılıktır. Kalaycılık bakır kapların evlerden genellikle kalkmasıyla artık pek revaç görmeyen işlerden. Belki kalay yapmayı bilen sayısı çok azdır. Belki o yüzden yer bulamamıştı bu meslekler romanların sergi alanında. Umulur ki Festival devam eder ve seneye bir kalaycı ustası ve bir demirci ustası da yer alır bakır kap kalaylarken veya döverek çapa gibi bahçe aletleri imal ederken.

 

Nikon D810 + Tamron Adaptall-2 24mm f:2.5 Model 01B

"Pervane olup döne döne yandım -hiç- olduğumu aşk'la bildim"

Stefan Binder || Facebook || My Photostream

  

Hat Fotos mit der wunderschönen Sirun Demirci gemacht :)

 

Fotograf: Stefan Binder

Assistent: Felix Fehren

Model:Sirun Demirci

Kıl Beni Ey Namaz

Çöllerden Topla Hücrelerimi

Rahmetinin Vahasında Ağırla Bu Yitik Kalbi

  

Kıl Beni Ey Namaz

Secdede Ruhumu Yeniden Fısılda Bana

Şahdamarı Yakınlığından Emzir Bu Puslu Bedeni

  

Kıl Beni Ey Namaz

Küçülsün Dağlar

Denizler Taşsın

Dağılsın Kalabalıklar

Rükû Rükû Doğrult Eğriliklerimi

  

Kıl Beni Ey Namaz

İkiye Bölünsün Kalbim

Ortasından Çatlasın Kıblenin Şakağında

Sevginden İşaret Parmağı Değsin Yeter Ki Göğsüme

  

Kıl Beni Ey Namaz

Topla Sevdalarımı Kırık Aynaların Çatlaklarından

Ömrüme İlikle Sevinçlerimi

Firuze Düşler Düşür Alnımın Şafağına

  

Kıl Beni Ey Namaz

Tenim İbrahim Gibi Ateşe Düşmüşken

Uzak Tut Nefsimin Nemrudundan Beni

Gül Kokulu Serinlikler Yağdır Yüreğime

   

Göznurum Ey

  

Canım Namaz

Kıl Beni Ey Ömrüm Namaz

Secdene Al Beni De

Gül Değdir Gönlüme

Aşkına Yaz Beni De Yarim Namaz

   

Kıl Beni Ey Namaz

Günahın, İsyanın, Nisyanın Kuytusunda Büyüttüğüm

Pişmanlığımın Yüzünü Yerden Kaldır

Utandırma Beni

Al Karanlıklarımı

Gözbebeğinde Yıka

  

Kıl Beni Ey Namaz

İnsan Kıl Beni

Doğru Kıl

Duru Kıl

Diri Kıl Beni

İnsan Kıl Bu Bedeni

  

Ah, Alnımı Dayadığım Secdegahıma Kim Serpti Bu incileri Kim

Kim Bu Dua Hammalı Ellerimin Yüküne Ortak Kim

Ah, Ziyankar-i Çarık

Ah ,namütenahim Kavrayışın Yolcusu

Ah, içimde Biriktirdiğim Yalnızlığın Seyrüsefer Gölgesi Ah..

  

Gitmek, Gidememektir Kendimden

Amentünün Arasatında Bir Tedirginim Ben

Aklımın Köşe Bucak İlticaları Sevgilide Kaldı

Hangi Gaflete Büründü Ki Ellerim

Sızlatıyor Dokunduğu Tenleri Ah..

  

Haydi Felaha

Haydi Felaha

Haydi Namaza

Haydi Kurtuluşa

    

Göznurum Ey

Canım Namaz

Kıl Beni Ey ömrüm Namaz

Secdene Al Beni De

Gül Değdir Gönlüme

Aşkına Yaz Beni De Yarim Namaz

  

SENÂİ DEMİRCİ

Ben de kıyamlarımı uzun tutacağım... Hem sadece kalıbımı değil kalbimi kıyama kaldıracağım.

Senai Demirci

Explore #313

  

Bahar mevsimini sevmeyen var mıdır acaba?

Bir mevsim ki, doğanın en umutsuz anında imdadına yetişen, neşenin, sevincin tazeliğin burcu, burcu dört bir tarafı sardığı mevsim.

 

......

Dallardaki ufacık tomurcuklar, göğe doğru uzanan sayısız kınalı parmak görüntüsündedir. Koca bir kış ayını uykuda kupkuru geçirmiş bir ağacın uyanmadaki sabırsızlığı insanı hayrete düşürür. Tomurcukların büyüyüşü öyle çabuk olur ki akşamdan sabaha kadar olan değişim bile inanılmazdır. Ta ki bir gün, içerisindeki o harikulâde hazinesini taşıyamaz boyuta gelene kadar büyür. Ancak doğum bu süreçten de kısa bir sürede gerçekleşir ve bütün ağaç bir anda bembeyaz bir görüntüye bürünür. Tomurcuklardan habersiz biri, ağacın karla kaplandığı düşüncesine kapılabilir. Mısır patlakları gibi, sayısız, küçük beyaz çiçekler doğadaki nice doğumların çığlıksız, sessiz habercileri olarak dünyamıza teşrif etmişlerdir. Aslında bir güzel doğum sandığımız bu çiçekler bizlerin fark edemediği başka güzelliklere de gebedir. Tomurcuklu dallardaki ürkeklik yerini albenili bir şımarıklığa bırakırken, fısıltı halindeki sözler, gür bir orkestranın melodilerine dönüşmüştür artık.

Minik çiçekler, dalların parlayan, göz alıcı taçlarıdır. Bu görüntüye etraflarına saldıkları davetkar, enfes kokuları da eşlik eder. Belki, dallar ilkbahar rüzgarının ılık dokunuşlarıyla oyana, buyana salınıp güzel kokular salarken, uzun kış mevsimi boyunca ki kurumuşluğundan uyanmanın şenliğini yapmaktadır. Ağacı seyredenlere ise eşsiz bir seremoni izlettirmektedirler.

...........

Senai Demirci

yazının devamı için : www.senaidemirci.net/yazilar.php?kategori=2&makaleid=...

 

1 3 4 5 6 7 ••• 79 80