Cem Arslan Photography
kara günler mevsimi - yörük/safranbolu/karabük
Fotoğraflayan: Cem ARSLAN
Düzenleyen: Vedia BERK
Faaliyet: İş Gezisi
Şimdi, lafa başlamak da meseledir bazen yazı yazan sözüm ona benim gibi yazarlar için. Yazarmış. Ne yazıyorsun Jem Beyyy demezler mi adama!
Desinler, ne derlerse desinler. Ben yazmaya gönüllüyüm, kimse alıkoymasın. Yazdıkça rahatlayanlardanım. Rahatladıkça da yazıya önem verenlerdenim.
Başlığın fotoğrafı süslediğini çok defa ifade ettim dilim döndüğünce. İnanın, bazen öyle güzel sözler yazıyorum ki kenara; ancak o güzel sözlere gidecek fotoğraf çekmek gerek.
Bazen bu ikisini bir araya getirebiliyorum. Bu ikisi bir araya geldiğinde de lokum gibi olur hani.
Lokum mu? Çifte kavrulmuş Safranbolu lokumu hem de. Aman, kimse tutmasın beni. Türk lokumu olacak; hatta yetmezmiş gibi Safranbolu Lokumu olacak. Oh, değme keyfime.
Ey kari azıcık da sabrı öğren artık. Başladın yine söylenmeye, lafı nereye getirecek Jem Efendi diye. Bekle de gör hele.
Geçen akşam kuruldum sekiye, başladım fotoğraflarımı düzenlemeye. Bir de anlarım ya!
Bizim Vedia var, iyi bilirsiniz şu cimcimeyi. Ha bu arada "Cimcime" ne demek, onu da daha sonra anlatacağım sizlere.
Sekideyim, gelsin çaylar, gitsin nargileler; yıkılsın meyhaneler. Yok yok, meyhanede değiliz. Sakin olun. Şu reklamını yaptığımız "Çakıroğlu Konak"tayız. Vedia ile de laflıyoruz. Demez mi logonu gönder bakayım diye. Logo da logo ha bu arada İbo ( Marchio di Effettivo).
Logo, Jem, kapı fotoğrafları derken karşınıza bambaşka bir "Jem Bey" çıktı. Hani iş ve mekan değiştiren insanlar vardır ya, öyleyim. Ne de olsa Cem Yılmaz "Jem Bey" reklamları yapmadan evvel, ben vardım buralarda. Benim adım hem o.
Neyse, biz böyleyiz. Lafı alır, götürür, gezdirir; aldığımız yere bir türlü teslim edemeyiz.
Vedia, sağol lokumcu kardeş. Bir sürü fotoğrafımı düzenledin ve yedin Safranbolu'nun çifte kavrulmuşunu. Sana afiyetler olsun.
kara günler mevsimi - yörük/safranbolu/karabük
Fotoğraflayan: Cem ARSLAN
Düzenleyen: Vedia BERK
Faaliyet: İş Gezisi
Şimdi, lafa başlamak da meseledir bazen yazı yazan sözüm ona benim gibi yazarlar için. Yazarmış. Ne yazıyorsun Jem Beyyy demezler mi adama!
Desinler, ne derlerse desinler. Ben yazmaya gönüllüyüm, kimse alıkoymasın. Yazdıkça rahatlayanlardanım. Rahatladıkça da yazıya önem verenlerdenim.
Başlığın fotoğrafı süslediğini çok defa ifade ettim dilim döndüğünce. İnanın, bazen öyle güzel sözler yazıyorum ki kenara; ancak o güzel sözlere gidecek fotoğraf çekmek gerek.
Bazen bu ikisini bir araya getirebiliyorum. Bu ikisi bir araya geldiğinde de lokum gibi olur hani.
Lokum mu? Çifte kavrulmuş Safranbolu lokumu hem de. Aman, kimse tutmasın beni. Türk lokumu olacak; hatta yetmezmiş gibi Safranbolu Lokumu olacak. Oh, değme keyfime.
Ey kari azıcık da sabrı öğren artık. Başladın yine söylenmeye, lafı nereye getirecek Jem Efendi diye. Bekle de gör hele.
Geçen akşam kuruldum sekiye, başladım fotoğraflarımı düzenlemeye. Bir de anlarım ya!
Bizim Vedia var, iyi bilirsiniz şu cimcimeyi. Ha bu arada "Cimcime" ne demek, onu da daha sonra anlatacağım sizlere.
Sekideyim, gelsin çaylar, gitsin nargileler; yıkılsın meyhaneler. Yok yok, meyhanede değiliz. Sakin olun. Şu reklamını yaptığımız "Çakıroğlu Konak"tayız. Vedia ile de laflıyoruz. Demez mi logonu gönder bakayım diye. Logo da logo ha bu arada İbo ( Marchio di Effettivo).
Logo, Jem, kapı fotoğrafları derken karşınıza bambaşka bir "Jem Bey" çıktı. Hani iş ve mekan değiştiren insanlar vardır ya, öyleyim. Ne de olsa Cem Yılmaz "Jem Bey" reklamları yapmadan evvel, ben vardım buralarda. Benim adım hem o.
Neyse, biz böyleyiz. Lafı alır, götürür, gezdirir; aldığımız yere bir türlü teslim edemeyiz.
Vedia, sağol lokumcu kardeş. Bir sürü fotoğrafımı düzenledin ve yedin Safranbolu'nun çifte kavrulmuşunu. Sana afiyetler olsun.